Türkiye Arıcılar Birliği Genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Ziya Şahin, 8,9 milyon koloni varlığı ve 95 bin tonluk bal üretimiyle dünya sıralamasında ikinci sırada yer aldığımızı söyledi. Ancak arıcılığın bu potansiyeli sürdürebilme konusunda ciddi risklerle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Stratejik öneme sahip bir sektörün büyüyememesi, üretim ve üretici sayısının azalması yalnızca arıcıları değil; doğrudan tüm toplumu ve gıda sistemimizi etkilediğini ifade ederek şunları söyledi: "Bizler yıllardır, arıcılık sektörü yeterince desteklenmediği takdirde sektörden kopuşların yaşanacağını ve sektörün küçüleceğini dile getiriyoruz. 2025 yılı verileri de, ne yazık ki bu kopuşun artık başladığını gösteriyor. Bu yıl geçtiğimiz yıla oranla; koloni sayımızda, arıcı sayımızda ve bal üretimimizde düşüş yaşandığını açıkça görüyoruz."
8 BİLİMSEL KURUL
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği olarak bu yıl arıcılığı bilimle buluşturmak adına 8 adet bilimsel komisyon kurduklarını aktaran Şahin, komisyonlardan Arıcılık Ekonomisi Komisyonunun 2025 yılına ilişkin süzme bal üretim maliyetlerini detaylı şekilde analiz ettiğini ve bir rapor hazırladıklarını duyurdu. Yapılan maliyet analizine göre, 2025 yılında 1 kg kır çiçeği balının ortalama üretim maliyetinin 325 TL olarak hesaplandığını söyledi. Geçtiğimiz yıl kovan başına ortalama bal verimi 11 kg civarındayken, bu yıl mevsim koşullarının etkisiyle kovan başına 15–17 kg arasında bir verim beklendiğini açıkladı. Şahin verimdeki bu artış beklentisi, özellikle 100 koloni ve altı kapasiteye sahip küçük işletmelerde yaşanan maliyet baskısını hafifletmeye yetmediğine dikkat çekerek 'Bu işletmelerde 1 kg balın üretim maliyeti 355 TL’ye kadar çıkmaktadır. Piyasaya bakıldığında ise, 2025 yılı için öngörülen ortalama bal satış fiyatı yalnızca 230 TL seviyesindedir.
Bu veriler özellikle arıcılık sektörümüzün büyük bir kısmını oluşturan küçük işletmelerin sürdürülebilirliğinin tehlikede olduğunu göstermektedir. Türkiye’deki arıcılık işletmelerinin yaklaşık %70’i 100 koloni ve altı ölçekte faaliyet göstermektedir. Yani bu tablo, sektörün büyük kısmının sürdürülemez hale geldiğini ortaya koymaktadır." dedi.
Arıcılık sektörünün yalnızca ekonomik değil, gıda güvenliği temelli bir krizle de karşı karşıya olduğunu dile getirerek "Bugün arıcılığın önündeki en büyük tehditlerden biri de baldaki taklit ve tağşiştir. Ekonomik açıdan bakıldığında da; taklit ve tağşişli bal; fiyatları düşürmekte, gerçek üreticiyi rekabet edememesine yol açmaktadır.
Tüketiciye sunulan bazı balların içerisine şeker şuruplarının eklenmesi ya da arı görmeden tamamen fabrikasyon şekilde bal üretimi yapılması, yalnızca tüketici sağlığını değil, emeğiyle üretim yapan gerçek arıcılarımızı da doğrudan mağdur etmektedir. Bu durum Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da malumu olup; taklit ve tağşişle ilgili kamu nezdinde çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar için teşekkür ediyor, devamlılık sağlamasını sektörümüz adına talep ediyoruz." dedi.
Ziya Şahin orman yangınlarında 2 binden fazla koloni yandığını belirterek arıcılığı yaşatmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
- Arıcının emeğini koruyacak, hakkaniyetli bir fiyat politikası oluşturulmalıdır.
- Küçük ve orta ölçekli arıcılarımız desteklenmelidir. Girdi maliyetlerini azaltan destekleme modelleri acilen uygulamaya konulmalıdır.
- Sözleşmeli arıcılık kamu eliyle yaygınlaştırılmalı, arıcının hakkı korunmalı, emeği güvence altına alınmalıdır.
- Üretimden tüketime arı ürünleri kayıtlı ve izlenebilir hale getirilmelidir.
- Yerli ırk ve ekotiplerimiz korunmalı, ıslah çalışmalarına ağırlık verilmelidir.
- Arıcılık işletmelerindeki desteklemeler dizayn edilirken; çalışan desteği (hayvansal üretime verilen çoban desteği gibi) verilmelidir.