İklimler değişiyor,

Ankara da öyle…

Geçmişte, kış ayları ''dert ayları'' olarak adlandırılırdı.

Aralık ayı sonlarında düşen kar, erimez, kentin üzerini kaplayan beyaz örtü, soğuktan buzlaşarak uzun süre kalırdı.

Zaman zaman yüzünü gösteren güneş, kalın tabakalar haline gelmiş buz tabakalarını eritmeye yetmezdi.

Kuru ayaz yüzünden, otobüs duraklarında, yollarda ömür tüketen insanlar gribe yakalanmış gibi gözyaşlarını tutamazdı.

Zorlu kış koşullarında, kentin yüksek semtlerinde yollar yoğun kar nedeniyle kapanır, karla mücadele büyük sorun olurdu.

Mart sonuna kadar kış olanca sertliğiyle kendini gösterirdi. Nisan'da bile kar yağdığı olurdu.

Zorlu kış koşullarından radyo ve tv başında okulların tatil edildiği haberini bekleyen öğrenciler dışında kimse hoşnut olmazdı.

Şimdilerde durum farklı…

Kar bir yana, yağmur bile hasretlik olmaya özendi.

Neyse ki bu özenti fazlaca uzun sürmedi.

Hafta sonunda başlayan yağmurlar, su seviyesi giderek düşen barajlar ve kuraklığın girdabındaki tarlalar için umut oldu.

Meteorolojik tahminler, Ankara'nın önümüzdeki 5-6 gün de yağışlı havanın etkisi altında kalacağına işaret ediyor.

Yağışlar, yalnızca tarım kesiminin değil, vatandaşların da umudu oluyor.

Ankara'da birkaç gündür etkisini gösteren yağışlar, tahıl ürünleri, sebze ve meyve fiyatlarında astronomik ölçüdeki artışları firenler mi bilinmez.

Çarşı-pazarda ''kafana göre etiket'' modasının hüküm sürdüğü bir ortamda umutlanmak doğrusu oldukça zor.

''Feryatlar'' ilgililerce duyulmayınca umutlar doğanın insafına bağlandı..

Bakalım gelecek günlerde nasıl bir tabloyla karşılaşacağız.

Fazlaca da karamsar olmayalım.

Yanıtı zamana bırakalım.