Derin bir elem çökmüş kentin üstüne…

Yüzlerdeki maskeler bile gizleyemiyor hüznü.

Bakışlar belli ediyor acının büyüklüğünü…

İzmir depreminin acısı…

Katil virüs nedeniyle acılarla iç içeydik epeydir…

Bu deprem neredeyse onu da unutturdu.

Derin bir elem kaplamış her yanı…

Maskeler, bakışlardan yansıyan üzüntüyü gizleyemiyor.

Zaman, acılara ilaç olur mu?

Zor… Hem de çok zor…

Ama, belki akılları başlara getirir.

Yeni felaketlere davetiye çıkaran uygulamalara son verecek denetimler yapılır.

Gerekli tüm adımlar eksiksiz atılır…

İzmir'de yaşanan deprem, insanlığın başına musallat olan coronavirüs'ün neden olduğu acıları da katladı.

Başkent sokaklarından zaman zaman gecenin ilerleyen saatlerinde yükselen ambulans sesleri, can kayıplarına ilişkin 70'lerde seyreden rakamlar ürkütücü boyutlarda.

Yeni önlemler ise art arda geliyor.

Bu çerçevede, lokanta, restoran, kuaför ve düğün salonları 22.00'de kapanacak.

Kamuda esnek mesai uygulaması teşvik edilecek.

Pandemiye karşı yürütülen mücadelenin sonuçlarına göre, bilim kurulunun yeni önlemlere başvurabileceği belirtiliyor.

Acılar, korkular sarmış dört bir yanı…

Yetmezmiş gibi bir de partizanca davranışlar, çekemezlikler…

Bu çirkin yüz, İzmir depreminde felaketzedelere ulaşma ve enkaz kaldırma çalışmalarında da kendini gösterdi.

Bu noktada Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin depremzedelere gıda yardımı konusunda gösterdiği çaba da görmezden gelindi…

Ama unutmak gerekir ki,

Gönül gözü her şeyi görüyor.

İyiyi de kötüyü de…