'Yoğurdum kara diyen olmaz'mış…
Ünlü atasözü, iktidar sözcülerinin durumuna cuk oturuyor…
Hayat pahalılığı almış başını gidiyor…
Görünüşe bakılırsa duracağı da yok…
Bırakın durmayı, kısa süreli soluklanma molası verme olasılığı bile yok gibi…
Güne zamla başlıyor, geceyi zamla kapatıyoruz…
Ta ki bir sonraki güne kadar…
Vitrinlerde, çarşı-pazarda bir önceki güne ait etiketleri arayacak duruma getiren yeni etiketlerle karşı karşıya gelinceye kadar.
İşsizlik ise 'ne sen sor ne ben söyleyeyim' misali…
Genç bedenler işsiz işsiz oturmaktan küf tutacak neredeyse…
Bir de bunun Coronası var…
Mültecisi, sınır sorunları var…
Özeti, yürek bir değil, birçok yerinden yaralı…
Tam da ''dert çok, derman yok…'' durumu…
Rakamlar ortadayken, iktidar sözcülerinin açıklamalarına bakılırsa durumlar hiç de kötü değil…
Dar gelirli duyuyor mu bilmem ama, şahlanışın ayak sesleri şimdiden etrafı inletiyormuş.
Ülke uçtu uçacak…
Ama sokaktaki insan farklı düşünüyor…
Türk-iş de öyle…
Onlara göre ise ülkede 16 milyon kişi aç, 50 milyon kişi de yoksul.
Yani, ''uçma'' nın rakamla ifade edilmiş hali…
Türkçe meali ise ülkenin uçtuğu, uçacağı filan yok, ancak onu iddia edenler uçuyor.
Türk-İş'in açıklamasında, TÜİK'in yıllık hane halkı kullanılabilir gelir dağılımı hesaplamaları da eleştiriliyor.
Açıklamada, TÜİK'in hanelerin mevcut gelirlerini ve gıdaya ayırdıkları bedel ile diğer harcamalarını dikkate alarak açlık ve yoksulluk sınırını belirlediği, böyle açlık ve yoksulluk hesaplamasının bilimsel olmadığı belirtiliyor.
Durum bu…
Özetle ifade edilirse…
Uçan çok…
Ama vatandaş ise yerine sayıyor.