Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Genel Başkanı Ali Rıza Öner, katı atık bertarafının ve bu atıklardan enerji üretiminin yalnızca atık yönetimi değil, çevre koruma, enerji güvenliği ve istihdam açısından da stratejik önemde olduğunu anlattı. Öner, YEKDEM desteklerinin güncellenmesi halinde 2 yıl içinde Türkiye’nin 60 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının yüzde 10’unun oluşturan 6 milyar dolar tutarında enerji bağımlılığını düşürecek biyometan, biyogaz ve yeşil metanol olarak bilinen 3 yeni yakıt türünün yatırımına kapı aralanacağını dile getirdi.
www.baskentgazete.com.tr’ye değerlendirme yapan Ali Rıza Öner, doğaya atılacak atıkları kontrollü şekilde bertaraf ederek, toprak, su ve hava kirliliğinin önlenmesinde en büyük katkının katı atıkların enerjiye dönüşümü ile sağlandığını kaydetti. Öner, evsel çöpler ile hayvansal ve tarımsal atıkların işlendiği 269 adet biyokütle tesisinde üretilen enerjiyle yıllık 1 milyon 277 bin 500 hanenin elektriği karşıladığını dile getirdi.
Ancak katı atık tesislerinin kurulumunu destekleyen “Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması-YEKDEM” desteklerinin maliyetlerinin bugün 6 kat arttığını ve güncellenmesi gerektiğine vurgu yapan Ali Rıza Öner, Türkiye’de bu alanda faaliyet gösteren tesisler, düşen elektrik fiyatları, artan dağıtım bedelleri ve sona eren destek mekanizmaları nedeniyle ciddi bir sürdürülebilirlik krizine sürüklendiğini söyledi. Öner, “5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında belediyelere verilmiş asli ve devredilemez bir görev olan katı atıkların bertarafı, yalnızca çevresel koruma açısından değil; halk sağlığının, şehir güvenliğinin ve kamu düzeninin sağlanması bakımından da kritik bir öneme sahiptir. Kontrolsüz yakma ve depolama yöntemleri; yeraltı sularının kirlenmesine, metan salımıyla iklim değişikliğinin hızlanmasına ve halk sağlığının tehdit edilmesine yol açmaktadır” değerlendirmesi yaptı.
YEKDEM süreleri uzatılmalı
Tesislerin uzun vadeli finansal modellemelerle kurulduğunu dile getiren Öner, “Bu nedenle YEKDEM süreleri ekonomik ömür boyunca devam etmelidir. Katı atık ve tehlikeli atıklar için özel destek mekanizmaları oluşturulmalı ve sürdürülmelidir” dedi. Öner, bunun için de dağıtım bedelleri konusunda özel tarifelerin belirlenmesi, maliyetleri düşürecek yapısal önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çekti.
İspanya enerji krizi her an olabilir
Geçtiğimiz aylarda İspanya’da yaşanan geniş enerji kesintisinin her zaman her ülke için olabileceğini anlatan Ali Rıza Öner 6 Haziran Kurban Bayramı’nın ilk günü Türkiye’de yaşanan küçük çaplı enerji krizi riskinin yine yaşanabileceğini belirterek şunları dile getirdi:
“6 Haziran 2025 tarihinde, Türkiye elektrik iletim sistemi tarihinde ilk defa 22 bin MWh’yi aşan yük atma talimatı ile karşı karşıya kaldı. Kurban Bayramı tatilinin etkisiyle elektrik tüketiminin düşmesi, aynı günlerde yüksek güneş enerjisi üretimiyle birleşmiş; şebekede ciddi miktarda üretim fazlası oluşmuştur. Bu durum, arz-talep dengesini bozmuş ve sistem güvenliğini sağlamak adına olağanüstü müdahaleler gerektirdi. Spot elektrik fiyatları bazı saatlerde 0 TL/MWh seviyesine indi. Üreticiler zararına üretim yapmak zorunda kaldı ya da üretimlerini durdurdu. Özellikle atıktan enerji üreten tesisler gibi çevresel yükümlülükleri olan üreticiler sistem dışı bıraktı. Ancak atıktan enerji üreten tesisler açısından ciddi sorunlar yarattı. Şöyle ki; üretim dursa bile katı atık akışı durmuyor. Bu durum biyogaz oluşumunu devam ettiriyor ve sistemden gaz çekilemediği takdirde çevresel riskler doğuruyor. Tesislerde gaz depolama kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle, üretilen biyogazın bir kısmı yakılamadı, motorlar durduruldu ve şebekeye elektrik verilemedi. Elektrik satılamadığı halde bertaraf hizmeti devam etmek zorunda olduğu için ekonomik kayıplar ve çevresel baskılar arttı.”
Gelecek açısından mevzuat esnetilmeli
TAYAD Başkanı Ali Rıza Öner yaşanılan süreçlerde özellikle katı atık bertaraf tesislerinin özel YEKDEM fiyatlaması içerisine alınması halinde yeni yakıt türlerinin geliştirilebileceğini de anlattı. Bu kapsamda öneriler dile getiren Öner şöyle devam etti:
“Esnek üretici kavramı çerçevesinde atıktan enerji üreten tesislerin ayrı bir statüde değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu tesislerin sistemden çıkarılması yerine düşük öncelikli yük atma planları yapılmalıdır. Biyogazdan biyometan üretimi teşvik edilmeli, tesislerin doğalgaz şebekesine biyometan vermesi için gerekli teknik ve hukuki altyapı oluşturulmalıdır. Aşırı üretim yaşanabilecek günler için, çevresel kamu hizmeti sunan tesislerin korunmasına yönelik özel dengeleme protokolleri hazırlanmalıdır. TEİAŞ tarafından yürütülen yük tevzi sisteminde, atıktan enerji tesislerinin çevresel önceliği dikkate alınarak yeni algoritmalar ve esneklik mekanizmaları geliştirilmelidir. Böylece 6 Haziran 2025 tarihi, yalnızca bir elektrik arz-talep krizi değil, aynı zamanda Türkiye enerji sisteminin geleceğine dair yapısal uyarılar içeren bir dönüm noktasıdır. Atıktan enerji üretim tesislerinin çevresel, ekonomik ve teknik yönleriyle çok yönlü bir kamu hizmeti sunduğu unutulmamalıdır. Bu tesislerin piyasa dışı yükümlülükleri göz önünde bulundurularak; planlama, teşvik ve yük alma sistemlerinde yeniden konumlandırılmaları gerekmektedir.”
3 yakıt türü enerji bağımlılığını yüzde 10 düşürecek
Türkiye’nin doğalgaz tedarikinde büyük ölçüde dışa bağımlı olduğu bir sır olmadığını, Rusya ve İran gibi iki yüksek riskli kaynaktan yılda yaklaşık 60 milyar dolarlık doğalgazın ithal edildiğini anlatan Öner, ülkemizin enerji arz güvenliğini kırılgan hale getirdiğini kaydetti. Ali Rıza Öner, “İşte bu noktada çözüm, sanıldığının aksine uzaklarda değil. Çöp konteynerlerinden, hayvan çiftliklerinden, tarladan, yani atıktan doğan enerjide Türkiye'nin atıklarından elde edebileceği biyogaz, biyometan ve yeşil metanol, hem teknik hem ekonomik hem de stratejik açıdan enerji güvenliğimiz için güçlü bir kalkandır” değerlendirmesi yaptı.
Bu kapsamda organik atıklardan sağlanacak biyogaz ile elektrik ve ısı elde edilebildiğini söyleyen Ali Rıza Öner, “Biyogaz, organik atıkların oksijensiz ortamda fermente edilmesiyle elde ediliyor. Bu gaz karışımı genellikle yüzde 55 oranında metan içeriyor. Gerisi karbondioksit ve azot gibi yan gazlar. Biyogaz, motorlarda yakılarak elektrik ve ısı üretiminde kullanılabiliyor” dedi.
Yine yerli ve temiz bir doğalgaz olarak kullanılabilecek biyometanın üretilebileceğini kaydeden Öner, “Biyogazdan bir adım ileri gidildiğinde, özel teknolojilerle içindeki safsızlıklar arıtılıyor ve ortaya yüzde 99,5 saflıkta biyometan çıkıyor. Bu gaz, teknik olarak doğalgazla aynı özelliklere sahip ve hatta daha da verimli. Kalorifik değeri yüksektir ve doğrudan doğalgaz şebekesine entegre edilebilir” ifadelerini kullandı.
Son olarak 3’üncü bir enerji türünün geliştirilebileceğini hatırlatan Öner, denizciliğin karbonsuz yakıtı olarak da nitelendirilen Yeşil Metanol’ün de YEKDEM fiyatlarının güncellenmesi halinde sektör tarafından yatırıma açık kaynaklar olacağını söyledi. Öner, stratejik ürün olan yeşil metanol, biyometan ya da biyogazdan elde edilen metanın, karbondioksit ile kimyasal reaksiyona sokulmasıyla elde edildiğini söyledi. Ortaya çıkan sıvı metanolün denizcilikte çevreci yakıt olarak, petrokimya sanayinde ham madde olarak, enerji taşıyıcısı olarak kullanılabildiğini kaydetti.