PwC ve Urban Land Institute (ULI) iş birliğiyle hazırlanan “Gayrimenkulde Gelişen Trendler 2026 (Emerging Trends in Real Estate® Europe 2026)” araştırması yayımlandı. Araştırma, Avrupa gayrimenkul sektöründe faaliyet gösteren liderlerin, devam eden jeopolitik ve ekonomik belirsizlikler nedeniyle geçen yılki ihtiyatlı iyimserlikten daha pragmatik ve temkinli bir yaklaşıma yöneldiğini ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre; küresel ölçekte artan siyasi istikrarsızlık, savaşların tırmanması, deglobalizasyon eğilimleri ve Avrupa’nın ekonomik büyüme görünümüne ilişkin soru işaretleri, sektörün önümüzdeki dönemdeki ana gündem maddeleri arasında yer alıyor. Buna karşın, sektör liderleri gayrimenkulün uzun vadeli dönüşüm potansiyeline olan inançlarını koruyor.

PwC Türkiye Gayrimenkul Sektörü Lideri Umurcan Gago, araştırma sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Gayrimenkul sektörü, son yılların en karmaşık küresel ortamında faaliyet gösteriyor. Jeopolitik belirsizlikler, deglobalizasyon eğilimleri ve finansmana erişim koşulları, sektörü daha temkinli ama aynı zamanda daha gerçekçi bir noktaya taşıyor. PwC ‘nin gayrimenkul sektörü raporu Emerging Trends in Real Estate 2026 araştırması, sektörün kısa vadeli baskılara rağmen uzun vadeli değer yaratma potansiyeline ve dönüşüm gücüne olan inancını koruduğunu açıkça ortaya koyuyor.”

AVRUPA’DA EN CAZİP ŞEHİRLER: LONDRA, MADRİD, PARİS

Araştırma kapsamında, yatırım ve geliştirme açısından Avrupa’nın en cazip şehirleri sıralamasında Londra, Madrid, Paris ve Berlin üst sıralardaki yerlerini koruyor. Bu şehirler aynı zamanda son bir yılda işlem hacimleri açısından da öne çıkıyor. Amsterdam beşinci sıraya yükselirken, Milano yedinci sıradaki konumunu koruyor; Barselona ise yeniden ilk 10’a giriyor. Yatırımcıların tercihlerinde; piyasa büyüklüğü, likidite, hukuki altyapı ve uzun vadeli büyüme potansiyeli belirleyici olmaya devam ediyor. Konut, lojistik, veri merkezleri, öğrenci yurtları ve yeni enerji altyapıları gibi operasyonel ve niş segmentler, geleneksel ofis yatırımlarına kıyasla daha fazla ilgi görüyor.

YAPAY ZEKÂ GAYRİMENKULÜN DEĞER ZİNCİRİNİ DÖNÜŞTÜRÜYOR

Araştırma, yapay zekânın gayrimenkul sektöründe hızla yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Katılımcıların yüzde 75’i halihazırda yapay zeka veya makine öğrenmesi tabanlı çözümler kullanıyor. Önümüzdeki 18 ay içinde yapay zekânın; pazarlama ve kiralama, mülk yönetimi, planlama ve tasarım, varlık ve operasyon yönetimi gibi alanlarda yaygın biçimde kullanılmasının beklendiği belirtiliyor. Bununla birlikte, siber güvenlik, operasyonel kesintiler, itibar kaybı ve düzenleyici uyum riskleri, özellikle Avrupa Birliği’ndeki şirketler açısından önemli endişe başlıkları arasında yer alıyor.

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU