Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Komisyonun İletişim İhtisas Komitesi Başkanı Prof. Dr. Deniz Bayrakdar, Özbekistan’ın Semerkant kentinde gerçekleştirilen 43. UNESCO Genel Konferansı’nda 15 Aralık’ın Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak kabul edilmesinin memnuniyet verici olduğunu dile getirdi.

Bayrakdar, bu kararın Cumhurbaşkanlığının girişimleri ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanlığı ve daimi temsilciliğin yürüttüğü çalışmalar sonucunda alındığını belirterek, dil konusunun ülkelerin öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.

"Türk dili ve Türkçemiz geniş bir coğrafyada iletişimin sağlandığı kadim bir dil." diyen Bayrakdar, gazetecilik ve medyanın da Türkçenin doğru ve özenli kullanımında önemli bir rol üstlendiğini kaydetti.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz, 15 Aralık’ın Dünya Türk Dili Ailesi Günü olarak kabul edilmesinin uzun ve çok taraflı bir diplomatik sürecin sonucu olduğunu belirterek, "15 Aralık tarihi, uluslararası toplum tarafından UNESCO aracılığıyla Dünya Türk Dili Ailesi günü olarak kabul edildi." diye konuştu.

Bu sürecin 2017'de başladığını aktaran Oğuz, Türk dili konuşan ülkelerin milli komisyonlarıyla yürütülen istişareler sonucunda ortak bir mutabakata ulaşıldığını vurguladı.

Oğuz, kabul edilen günün Göktürk Kitabeleri ve bu kitabeleri çözen bilimsel çalışmalara dayandırıldığını anlatarak, "Bu iki değerlilik üzerinden uluslararası topluma, özellikle de UNESCO'nun kültürlerin yakınlaşması, bilimin değerliliği, bilim üzerinden diyalogların artması gibi pek çok idealini de bütünleştiren bir gün olmuş oldu." ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından gazetecilik paneli düzenlendi

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu (UTMK) İletişim İhtisas Komitesi Başkan Vekili Doç. Dr. Hilmi Bengi'nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen çevrim içi panele, Kırım Haber Ajansının kurucusu Gayana Yüksel, Azerbaycan Devlet Pedagoji Üniversitesi (ADPÜ) öğretim görevlisi Sabir Şahtahtı, Anadolu Ajansı (AA) Asya Kafkasya Haberleri Müdürü Tolga Özgenç, TRT spikeri Hakan Şahin ve gazeteci Güngör Yavuzaslan konuşmacı olarak katıldı.

Yüksel, konuşmasında, Kırım Tatar dilinin "UNESCO Dünya Tehlike Altındaki Diller Atlası"na göre ciddi derecede tehlike altında olan diller arasında yer aldığını dikkati çekerek, bu durumun tarihsel ve siyasal sürecin bir sonucu olduğunu belirtti.

Kırım Tatarlarının 2025'teki nüfusunun 300 bin civarında olduğuna ve bu demografik tablonun dilin kamusal alandaki kullanımını doğrudan etkilediğine değinen Yüksel, "Bir dil kaybolursa yalnızca kelimeler değil bir halkın dünyayı algılama biçimi de kaybolur." şeklinde konuştu.

Şahtahtı, UNESCO'nun 43. Genel Konferansı'nda Türk İslam alemine ilişkin kararların alınmasında emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu.

Şahtahtı, ortak dil ve ortak alfabe hedefinin güçlendirilmesi için özellikle eğitim, medya ve yayıncılık alanlarında somut projelerin hayata geçirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

Gaspıralı'nın düsturunu yerine getirmeye çalışıyoruz

AA Asya Kafkasya Haberleri Müdürü Özgenç de Türk Dili Ailesi gününün UNESCO tarafından kabul edilmesinde emeği geçenlere teşekkürlerini iletti.

Türk halklarının bulunduğu coğrafyada, 19. yüzyılın önemli düşünürü İsmail Gaspıralı’nın “dilde fikirde işte birlik” düsturunu yerine getirmeye çalıştıklarını ifade eden Özgenç, Anadolu Ajansının, bağımsızlıklarını kazandığı ilk günden itibaren Türk devletlerinde muhabirlerini görevlendirdiğine dikkati çekti.

Gelişen teknolojiyle iletişim kurmanın, ortak dil gelştirmenin daha kolay olduğunu aktaran Özgenç, "Yüz yıl önce yayın yapmak, hedef kitleye ulaşmak çok zor ve kısıtlıydı, şimdi tüm dünya avucumuzun içinde. Gaspıralı'nın taşıdığı Türk dünyası ruhuna şimdi de ihtiyacımız var." dedi.

Türk Dili Ailesi Günü'nün Türk devletlerinde heyecanla kutlandığına kaydeden Özgenç, şöyle devam etti:

"Anadolu Ajansı olarak Türk diliyle ilgili haberlerimize devam edeceğiz. Bu konuda araştırma yapanlara daha çok mikrofon uzatacağız. Türk tarihi gibi Türk dilinin geçmişiyle ilgili araştırma haberlerimizi sürdüreceğiz ve bu konuda çalışma yapanları her zaman hatırlatacağız.

Hoca Ahmet Yesevi’yi unutmadığımız gibi Türkmenlerin yazı dilinin temelini atan Mahtumgulu Firaki’yi de modern Kazak edebiyatının kurucusu kabul edilen Abay Kanunbayev’i de haberlerimizin konusu yapmaya devam edeceğiz.

Gelecek yıl 26 Şubat’ta, 1. Türkoloji Kongresinin yüzüncü yılı dolayısıyla Bakü’de düzenlenecek Türkoloji Kurultayının amacına ulaşması için geniş yayınlar yapacağız. Ortak Türk alfabesinin hayata geçirilmesi, AA Haber Akademisi'nde eğitim alan Türk soylu gazetecilerin sayısının artırılması için çalışmalara devam edeceğiz."

"Dilin doğru şekilde konuşulabilmesi için herkese sorumluluk düşüyor"

Şahin, Kırım, Azerbaycan, Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Kuzey Kıbrıs'ta Türkçe konuşarak gezebildiğine dikkati çekerek, "Öncelikle anlaşabilmek çok önemli, gerisini daha kolay hallederiz." dedi.

Şahin, Türkçede karşılığı bulunan yabancı kelimeler yerine Türkçe ifadelerin tercih edilmesi ve bu kelimelerin doğru telaffuz edilmesi gerektiğinin altını çizerek, bir dilin doğru şekilde konuşulabilmesi ve kuşaktan kuşağa aktarılabilmesi için o dili konuşan herkese büyük bir görev düştüğünü vurguladı.

Gazeteci Güngör, Türk dizilerinin Orta Doğu'dan Avrupa'ya, Latin Amerika'dan Asya'ya kadar geniş bir coğrafyada ilgiyle izlendiğini hatırlatarak, bu durumun Türkçe öğrenme isteğini artırdığını aktardı.

Bu sürecin stratejik bir yaklaşımla yönetilmesi gerektiğini kaydeden Güngör, dizilerde Türkçenin doğru kullanımı ve doğru telaffuzun sağlanmasının büyük önem taşıdığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA