Türkiye’de her gün en az bir kadın öldürüldüğünü belirten Ofluoğlu şunları söyledi: "2024 yılında şüpheli kadın cinayetleri de dahil 653 kadın hayattan koparıldı. Kadınlar, en yakınlarındaki erkekler tarafından katlediliyor. Mahkemeler ‘haksız tahrik indirimi’ ile katilleri ödüllendiriyor. İktidar ise yasaları uygulamak yerine kadınların haklarını budamakla meşgul. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadına yönelik şiddeti önleme mekanizmaları zayıflatılmıştır. İktidar, kadınların hayatını korumak yerine, onları itaate zorlayan bir düzen inşa etmektedir. Kadınların bedenine, kıyafetine, çalışmasına, yaşam tarzına müdahale eden bu zihniyet, her geçen gün daha da pervasız hale gelmektedir. Buradan soruyorum: Kaç kadın daha ölmek zorunda? Kaç çocuk annesiz kalmalı ki harekete geçesiniz? Şiddeti önlemek için daha kaç hayat feda edilmelidir? Bu ülkede her kadın potansiyel cinayet kurbanıdır. Ve bu gerçeğin sorumlusu, kadın haklarını hiçe sayan, yasaları uygulamayan, şiddeti önlemek için hiçbir somut adım atmayan mevcut iktidardır."

İş Gücüne Katılım En Düşük Seviyede

Ofluoğlu, kadınların iş gücüne katılım oranının OECD ülkeleri arasında en düşük seviyelerde olduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı: "Kadınların ekonomik özgürlüğü elinden alınarak, onları eve kapatma politikası yürütülüyor. Kadınlar çalışamazsa, ekonomik bağımsızlıklarını kazanamazsa, erkeklere muhtaç hale getirilirse bu düzen güçlenecek sanıyorlar. Ama yanılıyorlar. Kadınların iş gücüne katılımı artırılmalı. Kadın girişimciliğini destekleyen teşvikler genişletilmeli. Eşit işe eşit ücret politikaları uygulanmalı ve denetlenmelidir. Kadın istihdamını artıran projeler geliştirilmelidir. Kadınların ekonomik özgürlüğü, Türkiye’nin kalkınmasının anahtarıdır."

Muhabir: Nursel Dilek MANAVBAŞI