Arşiv yeni mekanına, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen çalışmalar kapsamında getirildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Birol Güven, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkeze verdiği emeklerden dolayı ve büyük vizyoner olarak gördüğü Prof. Dr. Sami Şekeroğlu'nu saygı ve rahmetle anarak, "Emeği geçen ve geçmekte olan herkese şükranlarımı iletiyorum. Onlar olmasaydı böyle bir hazineye sahip olamazdık. Burası sadece filmlerin korunduğu bir yer değil. Burada değerlerimiz, kültürümüz, kimliğimiz, hafızamız korunuyor. Buraya gözümüz gibi bakmak zorundayız.” dedi.

Arşivin taşınmasına ilişkin son dönemde kamuoyunda bazı sinemaseverler ve sinema profesyonellerince endişe ve soru işaretleri olduğunu aktaran Güven, "Özelikle Balmumcu yerleşkesindeki binanın fiziksel şartları ile ilgili sorular var. Filmlere, nitrat tabanlı filmlere ne oldu? Biz müdürlük olarak konuyu yakından takip ediyoruz. Tüm sinemaseverleri süreç hakkında bilgilendirmek ve tüm soruları cevaplandırmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"Bu kadar büyük bir arşivin taşınması 9 ayımızı aldı"

Merkezin müdürü Dr. Öğretim Üyesi Başak Ürkmez ise merkezin geçici arşivinde yaklaşık 120 bin film kutusu, 100 bin parçaya yakın da sinema ekipmanının yer aldığını söyleyerek, "60 yıldır film sahiplerinden, sinemalardan ve çeşitli kurumlardan toplanılmış çok büyük bir arşiv. Bu kadar büyük bir arşivin taşınması 9 ayımızı aldı. Hiçbir parçayı kaybetmeyerek, tek tek filmleri özel taşıma koşullarında, uzman ekiplerce yeni mekanımıza taşıdık." diye konuştu.

Ürkmez, merkezin eski binası hakkında şunları kaydetti:

"2020'den itibaren arşivin durumu, aynı zamanda binanın deprem durumu, çeşitli kurumlara ve İstanbul Beton Elemanları ve Hazır Beton Fabrikaları A.Ş.'ye (İSTON) raporlandırıldı. Binanın göçme riski olduğu belirlendi. Arşivin koşullarının da uluslararası standartlara uygun olmadığı, yer değiştirmesi ve yenilenmesi gerektiği üzerine çeşitli uzmanların raporları var. Arşivimiz aynı zamanda Uluslararası Film Arşivleri Federasyonunun (FIAF) üyesi. FIAF'le görüşmelerimiz sonucunda arşiv uzmanlarıyla birlikte Türk Film Arşivi'ni kademeli olarak buraya taşıdık. Şu anda uluslararası standartlarda bir klima sistemimiz var. Bu süreçte hiçbir zaman hak sahiplerinin film alımlarını kesmedik. Bütün film alışverişleri, restorasyon ve taramaya alınan filmlerin işlemleri gerçekleştirildi."

Yeni merkezde sinema salonu, müze ve medyatek bölümü olacak

Merkez olarak Osmanlı döneminden bugüne ulaşan arşivdeki 120 bin film kutusunu zamanla yenilemek istediklerini dile getiren Ürkmez, arşivde filmleri geldikleri döneme göre numaralandırdıklarını söyledi.

Başak Ürkmez, merkezin daha önce yer aldığı Balmumcu yerleşkesinin yakın zamanda yıkılacağını belirterek, "Uzmanlar eşliğinde yeni binamızın uluslararası standartlarda nasıl olduğunu çalıştık ve dünya arşivlerine baktık. Kerem Erginoğlu ve Hasan Çalışlar, yeni binayı 9 aylık bir süreçte uluslararası standartlara göre tasarladı." değerlendirmesinde bulundu.

Balmumcu'daki binanın 1974'te yapıldığını ve zaman içinde eklentilerle statik yapısının bozulduğunu vurgulayan Ürkmez, "Bina, o zamanın beton yapısına göre yapılmış. İSTON, binayı çok detaylı raporlandırdı ve göçme riski olduğunu tespit etti. Bunun üzerine bina rektörlüğümüz tarafından bir an önce boşaltıldı." şeklinde konuştu.

Ürkmez, yeni merkezin enstitü ve arşiv merkezi olarak iki binadan oluşacağını aktararak, şu bilgileri verdi:

"Yeni merkezde, 480 kişilik sinema salonumuz, sinema endüstrisiyle ilgili bir müzemiz ve medyatekimiz olacak. Yıllar içinde buranın çok büyük bir kitap, video arşivi oluşmuş. Medyatek, gelen konukların, araştırmacıların bakabileceği, görsellere ulaşabileceği bir alan olacak. Yapı iki aşamalı olarak yapılacak. Tasarruf tedbirleri dolayısıyla şu anda sadece eğitim birimleri yapılacak. Bütçemiz geliştiğinde de arşiv bölümleri yapılacak."

"Hedefimiz arşivi uluslararası niteliğe getirtip, dünyadaki arşiv örnekleriyle eşitlemek"

Yeni merkezde 120 bin kutuluk film arşivinin tek bir yerde muhafaza edileceğine işaret eden Ürkmez, yeni arşiv binasının müze gibi bir mekan olacağını ve ziyaretçilerin arşivi yakından görebileceğini ifade etti.

Başak Ürkmez, Türk Film Arşivi'nin uzun yıllardır kapalı kaldığını ve araştırmacıların tam olarak arşive ulaşamadığını belirterek,"Bu durum arşivde bir gizem oluşturmuş ve arşivin korunamadığı, koşullarının farklılaştığı üzerine kanılar oluşmuş. Esasında arşiv her zaman ulaşılabilir olmalı. Biz arşivin durumunu da çeşitli uzmanlarca raporlandırdık ve uluslararası bir nitelikte değildi. Hedefimiz arşivi uluslararası niteliğe getirtip dünyadaki arşiv örnekleriyle eşitlemek. Ülkemizin buna ihtiyacı var." görüşünü paylaştı.

Filmler dışında basılı malzemelerin de arşivdeki önemli materyaller olduğunun altını çizen Ürkmez, şunları söyledi:

"Arşivde, 8 bine yakın afiş, onun dışında senaryolar gibi çok farklı malzemeler, kişisel mektuplar var. Bunların en önemlilerinden biri de 'sinema feneri' dediğimiz çok büyük boyutlu sinema salonlarının ön cephelerinde kullanılan afişler. Arşivimizde bu afişlerden 13 adet bulunuyor. Dünya arşivlerinde çok nadir parçalar, Hollanda arşivinde mesela 3 tane var. Bizde 13 tane olması çok önemli. Bu afişleri, arşiv taşınırken parçalanmış şekilde bulduk ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ortak bir proje yaparak bunların restorasyonu yapıldı. İstanbul Sinema Müzesi'nde de bir kısmı sergilendi."

Yeni merkezde ulusal bir film arşivinin kurulması amaçlanıyor

Ürkmez, merkez bünyesindeki arşive çeşitli sinema salonlarının ve yapımcı şirketlerin 60 yıllık sürede çeşitli materyaller bağışladığını, yeni binada da yapılacak sinema müzesinde bu materyallerin sergileneceğini ve eski projeksiyon makinalarının çalışır halde ziyaretçilerle buluşacağını anlattı.

Yeni merkezin de isminin Prof. Sami Şekeroğlu Sinema-TV Uygulama ve Araştırma Merkezi olacağını kaydeden Ürkmez, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın destekleriyle merkezin yapısı altında bir ulusal film arşivi kurmak istediklerini aktardı.

Türk Film Arşivi'ni iklimlendirme sürecinden de bahseden Ürkmez, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Böyle büyük bir arşivin iklimlendirilmesi çok büyük bir şey. Özellikle nitrat dediğimiz filmlerin, 4 derecede saklanması gerek. Diğer filmler ise 11, 12 derecede saklanılıyor. O yüzden bu arşivlerde belirli bir iklimlendirme sisteminin devamlı değişmesi gerekiyor. Yangın konusu da çok önemli. Nitrat tabanlı filmler, yanar tabanlı dediğimiz filmlerden ve çok çabuk patlayabiliyor. Diğer filmler de çok hassas. Bunlara özel yeni bir gaz sistemi var. Bu anlamda İtalya'dan özel uzmanlar gelip, burada çeşitli denemeler yaptı. Hatta film üzerinde yaptığımız denemeleri, İngiltere Film Enstitüsü ile de paylaştık."

Film arşivleri, endüstriyel sinema müzesi, medyatek, eğitim stüdyoları ve film laboratuvarları yer alacak

Arşivin taşınma sürecinin tüm aşamaları ve raporları üniversitenin web sitesinde paylaşıldı.

Arşivdeki nitrat tabanlı filmler özel şartlarda korunması gerektiğinden, yine Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü koordinasyonuyla Ankara'da yeni yaptırılan arşiv alanına taşındı ve burada koruma altına alındı. Bu özel saklama alanları da dünyanın önde gelen arşiv güvenlik standartlarına uygun şekilde yapılandırıldı.

Balmumcu'daki yıkım sürecinin ardından hayata geçirilecek Ulusal Film Arşivi Binası Projesi, Erginoğlu ve Çalışlar Mimarlık tarafından tasarlandı.

Yeni yapı içerisinde uluslararası standartlarda film arşivleri, endüstriyel sinema müzesi, medyatek, eğitim stüdyoları ve film laboratuvarları yer alacak.

Kaynak: AA