Türkiye'nin uzun ve çelişkili aşamalardan geçen Suriye politikası bir dönüm noktasına geldi dayandı...

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güvenli bölge anlaşmasını sürdürmek için ABD'ye verdiği süre dün sona erdi...

Şimdi merak edilen nokta, bu politikanın hangi yöne evrileceği!

***

Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül ayı boyunca defalarca ABD'ye güvenli bölgenin oluşturulması uyarılarda bulunmuş ve 22 Eylül'de ABD'ye hareketinden önce şunları söylemişti:

'Sınır boylarında bütün hazırlıklarımız tamamlanmış vaziyette... ABD'nin terör örgütlerine verdiği desteği bizim de görmemezlikten gelme gibi bir lüksümüz olamaz. Sayın Trump'la ikili bir görüşmemizin olması söz konusu. Orada da bunları tabii masaya yatıracağız. El Bab'da, Cerablus'ta, Afrin'de nasıl kendi göbeğimizi kendimiz kestiysek... bize bölgemizde sıkıntı veren bu terör örgütlerinden de biz buraları arındırmış, temizlemiş olacağız.'

Trump'ın bu sözlere cevabı, New York'ta ikili bir görüşme yapmamak oldu.

***

Bu durumda, yeni bir gelişme de olmadığına göre 'kendi göbeğimizi kesmemiz' gerekecek...

Ama bu nasıl olacak?..

Her adımda birilerinin ayağına basılan bir bölgede kimle beraber kime karşı hareket edilecek?

***

Görünüşte ABD, Türkiye'nin güvenli bölge talebinin haklı ve anlaşılır nedenleri olduğunu kabul ediyor...

Ancak, bu kabul, Türkiye'nin bölgeden atılmasını istediği PKK/PYD odaklı güçleri koruyan politikaları değiştirmiyor...

Dahası, aynı günlerde Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'la bir araya gelen ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, 'Türkiye'ye her düzeyde tek taraflı bir operasyonun hiç kimsenin güvenliğinde bir iyileşme sağlamayacağını belirttik' sözleriyle uyarıda bulunmakla yetinmeyip, Cenevre'deki Anayasa çalışmalarında PKK/YPG'lilerin yer alacağını sözlerine ekliyor.

***

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un güvenli bölge konusunda Türkiye'ye hak verir görünen sözleri de Türkiye'nin tek başına bu bölgeye yapacağı bir harekatı destekleyici ifadeler içermiyor...

Kaldı ki, Rusya'nın PKK/PYD odaklı SDG ile ilişkiler kurduğu ve Suriye'nin geleceğini belirleyecek anayasada özerk bir Kürt yönetimi öngördüğü biliniyor...

Yani Rusya'nın da 'kendi göbeğimizi kesmemize' sıcak bakmadığı ortada!

***

Suriye'nin kuzeyi söz konusu olduğunda mutlaka hesaba katılması gereken güçlerden biri de İran...

Astana sürecinin de bir parçası olan İran, bölgede Suriye hükümeti dışında herhangi bir gücün operasyon yapmasına karşı çıkıyor...

Hatırlanacağı üzere Türkiye'nin ABD ile Suriye'nin kuzeydoğusunda güvenli bölge oluşturmak için ortak harekat merkezi kuracağını açıklaması üzerine İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Abbas Mousavi, bu gelişmeyi 'provokatif ve endişe verici' olarak nitelemişti.

***

İşin ilginç yanı, SDG (PKK/PYD) konusundaki görüşlerimizi paylaşan tek bir güç var, o da Suriye rejimi...

Suriye'nin resmi haber ajansı SANA, geçtiğimiz günlerde Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterine bir mektup göndererek SDG adını kullanan YPG/PKK'yı 'ayrılıkçı terör örgütü' olarak nitelediğini ve Suriye halkına yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle şikayet ettiğini bildirdi...

Ancak doğal olarak o da toprak bütünlüğüne karşı bir eylem olarak gördüğü güvenli bölgeye karşı çıkıyor.

***

Türkiye'ye gelince...

Ana muhalefet partisi CHP'nin geçen hafta Suriye politikası ile ilgili olarak düzenlediği toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Suriye sorunuyla ilgili çözüm önerilerini 5 maddede özetledi...

En önemli madde şöyleydi: 'Ankara ile Şam arasındaki yolun barışa giden en kestirme yol olduğunu ve Suriye'nin geleceğine ancak Suriye halkının karar verebileceğini hiç unutmamalıyız. ABD ve Rusya'nın çıkarları arasında savrulmamak için, toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlık, egemenlik ve iyi komşuluk ilişkileri ilkelerine dayanan, bütünlüklü ve uyumlu tek bir Suriye politikası izlemeliyiz. Suriye yönetimi başta olmak üzere, uluslararası hukuka ve ilişkilere dayalı, meşruluğu olan bütün aktörlerle, tıpkı burada olduğu gibi konuşarak diplomasiyi etkin kılmalıyız.'

Yani, Suriye'nin kuzeyinin terörden temizlenmesini haklı gören CHP de Türkiye'nin tek başına bir operasyon yapmasını onaylamıyor.

***

Tablo bu...

Neler olacağını ise yaşayarak öğreneceğiz...

Dileğimiz içine girilmiş bulunan çıkmazdan ülkenin daha fazla zarar görmeden çıkması.