Karaciğerde iltihaplanmaya yol açan ve dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen hepatit hastalığı, özellikle bazı türleriyle uzun vadede siroz ve karaciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, hepatite karşı alınacak önlemlerin başında aşılama, hijyen kurallarına uyum ve bilinçli yaklaşım geldiğini vurguladı. Dr. Mamçu, hepatit hastalığının türleri, bulaşma yolları, korunma ve tedavi yöntemlerine ilişkin önemli bilgiler paylaştı. Mamçu’ya göre hepatit vakalarının büyük çoğunluğunda hastalığın sebebi viral enfeksiyonlar. Hepatit A, B, C, D ve E olmak üzere beş temel virüs tipi karaciğerde iltihaplanmaya neden olabiliyor.

“SİROZ VE KARACİĞER KANSERİ RİSKİ DOĞABİLİR”

Dr. Mamçu, Hepatit B ve C virüslerinin diğer türlere kıyasla çok daha dikkatle izlenmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Bu virüsler, uzun vadede kronik karaciğer hastalığına, siroza ve hatta karaciğer kanserine zemin hazırlayabiliyor. Özellikle tedavi edilmeden bırakılan kronik hepatitler bu tür komplikasyonlarla sonuçlanabilir” uyarısında bulundu. Hepatit virüslerinin farklı kuluçka sürelerine ve klinik seyirlere sahip olduğunu belirten Mamçu, “A virüsü için kuluçka süresi 15-45 gün, B ve C içinse 30-180 gündür. Ancak belirtiler her zaman net olmayabilir. Sarılık her hastada görülmez. Halsizlik, iştahsızlık, bulantı, sağ üst karın ağrısı, idrar renginde koyulaşma gibi genel belirtilerle seyreder ve bu da tanıyı zorlaştırır. Çocuklar bu hastalığı hafif atlatabildiğinden teşhis çoğu zaman atlanabilir” diye konuştu. Dünyada ve Türkiye’de Hepatit A ve B’ye karşı etkili aşıların bulunduğunu ifade eden Dr. Mamçu, “1998 yılından bu yana Hepatit A ve B aşıları Türkiye Cumhuriyeti Ulusal Aşı Takvimi’ne dâhil edildi. Bu aşılar, çocukluk döneminde ücretsiz olarak uygulanıyor ve ömür boyu koruma sağlıyor. Hepatit C virüsüne karşı ise henüz bir aşı geliştirilemedi. Ancak erken tanı konulan hastalarda, tedavi oranları oldukça yüksek. Bu tedaviler, Türkiye’de genel sağlık sigortası kapsamında ücretsiz olarak sunuluyor” ifadelerini kullandı. Mamçu, özellikle risk gruplarındaki kişilerin aşılanmasının hastalığın yayılımını önlemek açısından hayati önemde olduğuna dikkat çekerek, “Büyük ölçekli bilimsel çalışmalarda bu aşıların hem güvenli hem de son derece etkili olduğu kanıtlanmıştır. Aile Sağlığı Merkezlerinde ve sağlık kuruluşlarında ücretsiz olarak uygulanmaktadır” dedi.

“HİJYEN EKSİKLİĞİ A VE E TİPİ HEPATİTLERİ YAYGINLAŞTIRIYOR”

Hepatit A ve E virüslerinin özellikle hijyen koşullarının yetersiz olduğu ortamlarda salgınlara yol açabildiğini belirten Mamçu, “Temiz suya erişimin kısıtlı olduğu bölgelerde, gıda hijyenine dikkat edilmeyen yerlerde bu tür hepatitler hızla yayılabiliyor. Kreşler, okullar, yurtlar gibi toplu yaşam alanlarında salgın riski daha da artıyor. Bu nedenle kişisel hijyen, özellikle de sık el yıkama, bulaşma riskini önemli ölçüde azaltıyor” diye konuştu. Mamçu, riskli bölgelere seyahat edenlerin özellikle çiğ sebze-meyve tüketimine ve içme suyunun temizliğine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

“B, C VE D TİPİ HEPATİTLERDE KRONİKLEŞME ORANI YÜKSEK”

B, C ve D tipi hepatitlerin kronikleşme riski taşıdığına işaret eden Dr. Mamçu, Hepatit B için bu oranın yüzde 5-10, Hepatit C için ise yüzde 80’e kadar çıktığını belirtti. “D virüsü hepatiti de kronikleşme eğilimi gösteriyor. Bu da uzun vadede karaciğerin fonksiyonlarını yitirmesine ve karaciğer yetmezliği gibi ciddi sonuçlara neden olabiliyor. Türkiye’de yaklaşık 4 milyon kişinin, farkında olmaksızın Hepatit B virüsü taşıdığı tahmin ediliyor” dedi. Viral hepatitlerin hâlâ toplumda yeterince doğru bilinmediğini belirten Mamçu, özellikle taşıyıcı bireylerin dışlanmasının yanlış olduğunu vurguladı. “Hepatit virüslerinin nasıl bulaştığını ve nasıl bulaşmadığını doğru bilmek çok önemli. Örneğin aynı tabaktan yemek yemek, tokalaşmak ya da öksürükle bulaşmaz. Bu konuda hâlâ bazı yanlış yargılar var. Oysa bilgi, bu hastalıkla mücadelenin en güçlü silahıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“HEDEF: 2030’DA HEPATİTİ BİTİRMEK”

Mamçu, “DSÖ’nün hedefi, 2030 yılına kadar viral hepatitlerin küresel ölçekte ortadan kaldırılması. Bu hedefe ulaşmak ancak erken tanı, etkin tedavi, yaygın aşılama ve toplumsal farkındalık ile mümkün olabilir. Ülkemizde de son yıllarda tedaviye erişim oldukça kolaylaştı ve bu çok kıymetli bir gelişme. Şimdi esas ihtiyaç, toplumun doğru bilgiyle donatılması” dedi.

Muhabir: Hatice GÜREL