Kasapoğlu başkanlığında toplanan komisyon, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), bazı şirket ve derneklerin temsilcilerini dinledi.
Toplantının açılışında konuşan Kasapoğlu, engelli bireyler için istihdama işaret etti. Bunun sadece "iş bulma" konusu olmadığını vurgulayan Kasapoğlu, "Bu, bir bağımsız yaşam, gelir, sosyal hayat, özgüven ve hayatın en merkezinde olma duygusu. Bir gencin sabah evden 'işe gidiyorum' diyerek çıkması, akşam 'bugün de ürettim' diyerek dönmesi en güçlü sosyal politikalardan biri." diye konuştu.
Kamu tarafından engelli bireylere yönelik istihdam alanında atılan adımların çok kıymetli olduğuna ancak çalışma hayatının yükünü sadece kamunun taşımaması gerektiğine dikkati çeken Kasapoğlu, özel sektörün bu anlamdaki üretim, rekabet gücü ve dinamizminin göz ardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Kasapoğlu, "Engelli istihdamının gerçek anlamda yaygınlaşması, özel sektörün bu anlamdaki vizyonuyla ve katılımıyla birebir orantılı." ifadesini kullandı.
Kasapoğlu, 50 veya daha fazla işçi çalıştıran şirketlere yönelik yüzde 3 engelli istihdamı kotası uygulamasına değinerek, bunun tek başına bir çözüm olmadığını, bu uygulamanın bir başlangıç olduğunu belirtti. Kasapoğlu, "Çalışan iş yerinde görünür değilse, üretime gerçek anlamda katılmıyorsa, kariyer planlamasında yer almıyorsa bunu yeterli görmüyoruz. Biz, 'kota doldu mu?' sorusundan çok 'bu insan hangi değeri üretebiliyor, hangi imkanlarla bu çalışanımızı destekliyoruz?' sorularıyla ilgileniyoruz." diye konuştu.
İş dünyasının diğer sorumluluğunun "toplumsal algıya katkı sunmak" olduğunun altını çizen Kasapoğlu, "Engelli bireyi bir yardım nesnesi olarak değil, ekibin doğal üyesi olarak görmek en az fiziki erişilebilirliği sağlamak kadar kıymetli." dedi.
Komisyon olarak engelli bireyleri hayatın tüm alanlarında merkezde görmek istediklerini kaydeden Kasapoğlu, "İyi eğitim alan, erişilebilir bir şehirde yaşayan, destekleyici teknolojilere ulaşabilen, iş yerinde makul düzenlemeler sağlanan bir engelli birey, toplumsal hayatta aktif bir özne olur. Vatandaş asla 'bize acıyın' demiyor, 'bizi duyun, birlikte çözüm üretelim, üretirken de birlikte olalım' diyor." diye konuştu.
"Buralara engellileri sokmamız bile mümkün değil"
TOBB Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Delibaş, komisyona yaptığı sunumda, Türkiye'de son yıllarda engelli bireylere yönelik çok önemli çalışmalar yapıldığını ancak yapılması gereken daha çok şey olduğunu dile getirdi.
Engelli istihdamına yönelik kota uygulamasını anımsatan Delibaş, uygulamada "çok tehlikeli iş yerleri", "tehlikeli iş yerleri" veya "az tehlikeli iş yerleri"nin aynı kotaya tabi olduğunu anlattı.
Mevzuatta bu konuda düzenlemeler yapılması gerektiğini söyleyen Delibaş, "Şimdi bir işletmeyi düşünün, maden iş yeri, binlerce işçisi var, büroda 30-40 kişi çalışıyor, bu binlerce işçiye göre yüzde 3 kotayı belirliyoruz. İnşaatta, taşımacılıkta, tehlikeli kimyasalların üretildiği yerlerde yine aynı şekilde ve yüzde 3 kota uygulansın isteniyor. Buralara engellileri sokmamız bile mümkün değil çünkü iş sağlığı ve güvenliği açısından tehlikeli." ifadelerini kullandı.
MAN Türkiye AŞ İnsan Kaynakları Müdürü Sezin Kazova, engelli istihdamına karşı hem kapsayıcı hem de eşitlik ilkesini benimseyen istihdam modellerinin olduğunu söyledi.
Kazova, Komisyon Başkanı Kasapoğlu'nun sorusu üzerine şirketlerinde 126 engellinin çalıştığını bildirdi.
Şirketin ticari araçlarını müşterilerinin isteğine göre tasarladıklarını kaydeden Kazova, özellikle engelli bireylerin kullanımına yönelik desteklemeler yaptıklarını aktardı.
"Engelli öğrencilere ulaşabileceğimiz bir platform, istihdama erken başlayabilmemiz için fayda sağlayacak"
Ford Otosan Çeşitlilik, Eşitlik ve Kapsayıcılık Lideri Zülal Çalışkan, fabrikalarındaki 25 binin üzerinde çalışanın 498'inin engelli olduğunu anlattı.
Çalışkan, engelli çalışanlarının yüzde 19'unun kadın, yüzde 81'inin erkeklerden oluştuğunu, bu sene toplam 120 engelli istihdamı gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Engelli çalışan adaylarına ulaşmakta, "Engelsiz İŞKUR Platformu"ndan faydalandıklarını bildiren Çalışkan, bu programın staja yönelik genişletilebileceğini söyledi. Çalışkan, "Üniversitelerde zorunlu olarak 'engelsiz öğrenci birimleri' var. Engelli öğrencilere ulaşabileceğimiz bir platform, istihdama daha erken başlayabilmemiz için çok önemli fayda sağlayacaktır." diye konuştu.
INAN Derneği Kurucu Başkanı Bahar Taşkın Öztürk, Derneğin fırsat eşitliği ve kapsayıcılığı yaygınlaştırmak üzere çalıştığını belirtti.
Kadın engellilerin daha zor durumda olduğunu söyleyen Öztürk, bu konuda ayrıca bir şey yapılması gerektiğini ifade etti.
Öztürk, üniversitelerin engelliler için erişilebilir olmasının çok önemli olduğunu söyleyerek, "Şehir dışında her bölümde okumak çok mümkün olmuyor. Dolayısıyla biz ne kadar kalifiye insana sahip olursak o kadar kolay işe yerleştirme fırsatı olacak." diye konuştu.
Kısa vadede nelerin yapılabileceğine dair önerilerini paylaşan Öztürk, erişilebilir başvuru, engelli kadınlar için daha büyük teşviklerin sağlanması ve eğitimin önemine işaret etti.
ES Kariyer Kurucusu Esra Odabaşı, bu konuda en büyük problemlerden birinin ön yargılar olduğunu aktararak, engellilerin şirketlerde daha çok "beyaz yaka" olarak çalıştığını söyledi.
Şirketlere, engellilik ve engelli iletişimiyle ilgili eğitim verilmesi gerektiğini vurgulayan Odabaşı, "Bahsettiğimiz, 'iletişim nasıl kurulur'dan ziyade aslında hangi engellinin nasıl bir desteğe ihtiyacı var ve bu nasıl sorulur." ifadesini kullandı.
Odabaşı, engelli istihdamının bir sosyal sorumluluk projesi ya da yardım olmadığına dikkati çekerek, "Engelli istihdamı, uygun kişiyi uygun yerde konumlandırıp engelli olmayan çalışanları nasıl istihdam ediyorsak onları da aynı şekilde istihdam edip engelleri gereği farklı bir desteğe ihtiyaçları varsa bunu sağladıktan sonra aynı performansı beklemek demektir." dedi.
"Farkındalık arttığında işitme engelliler yapabiliyor, görme engelliler başarabiliyor"
İşitme Engelliler Birliktelik Derneği Başkanı Dr. Burak Uyanık, komisyona işaret dili tercümanıyla sunum yaptı.
Doğuştan işitme engelli olduğunu belirten Uyanık, ailesinin okuma-yazma konusunda üzerine düştüğünü ve kendisini okuma konusunda sürekli geliştirdiğini anlattı.
Engelliler için en önemli şeyin ön yargıları yıkmak olduğunu vurgulayan Uyanık, bu konuda iş hayatında yaşadığı sorunları paylaştı.
Çözümün farkındalığı artırmakla mümkün olacağına işaret eden Uyanık, "Farkındalık arttığında işitme engelliler yapabiliyor, görme engelliler de başarabiliyor. Bunu topluma çok fazla göstermek gerekiyor. Evet herkes yapabilir. Sadece engelli gruplara uygun iş vermek gerekiyor." diye konuştu.
Uyanık, hastaneye giden bir engellinin karşılaşabileceği sorunlar göz önüne alınarak, kamu hastanelerinde işaret dili tercümanı bulunmasının zorunlu olması gerektiğini de söyledi.



