Anadolu’ya özgü, Ankara ile özdeşleşmiş, tipik ve seçkin bir ırk olan Ankara keçisinin tiftiğinin işlenmesiyle elde edilen ve ipeksi görünümüyle dikkat çeken sof kumaşı, 15'inci yüzyıldan itibaren hem yurt içinde hem yurt dışında yoğun ilgi gördü. Ancak son yıllarda azalan ilgi nedeniyle kaybolmaya yüz tutan sof kumaşı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde ülke genelinde başlatılan 'Dokuma Atlası' projesiyle yeniden hayat buldu. Proje kapsamında, Anadolu’nun önemli kültürel miraslarından olan sof kumaşının tanıtımı ve üretimi canlandırıldı. Osmanlı padişahlarının vazgeçilmezi olan ve bir döneme damgasını vuran sof kumaşı, Ankara Valiliği'nin başvurusuyla 2 yıl önce 'Coğrafi İşaret Tescil Belgesi' aldı.

GÜNLÜK KIYAFETLERDE KULLANILMAYA BAŞLADI

Ankara Kalkınma Ajansı ve Kızılcahamam Belediyesi arasında imzalanan protokol ile başlatılan 'Tezgahtan Hayata Ankara Sof Kumaş Dokuma Projesi' kapsamında da Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde sof kumaşı üretim atölyesi açıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı' ünvanı verdiği kadınların elinde yeniden hayat bulan sof kumaşı, yıllar sonra günlük kıyafetlerde kullanılmaya başladı. Emine Erdoğan tarafından 2022'de açılan atölyede, kültürel miras elçileri Kadriye Doğanoğlu (46), Ayşe Kalaycı (39), Nurcan Kesekler (44), Fatma Soylu (45), Emine Aydoğdu (39), Kezban Akalın (42) ve Bahar Sarı (48) tel kırma, iğne oyası, filkete oyası, keçe işi, feritiko, ebru sanatı, makine ve el nakışı teknikleriyle sof kumaştan kıyafet, ayakkabı, çanta, fular ve kravat üretiyor. Tarihi kültürü yeniden canlandıran usta eller, Kızılcahamam Halk Eğitimi Merkezi’nde kursiyerlere dokuma eğitimi de veriyor.

'DÜNYAYA MAL OLAN BİR KUMAŞ'

Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi Müdürü Gürkan Hazar, sof kumaşın 'padişah kumaşı', 'sultanların kumaşı' ya da 'kumaşların sultanı' diye literatüre girdiğini söyleyerek, "Son derece değerli ve kıymetli bir kumaş. Bu kıymeti ve değerinin nedeni de Ankara keçisinin yünü olması, dokuma sürecindeki zorluklar ve insan sağlığı için son derece faydalı olması, özellikle radyasyondan korunma açısından kıymetli bir kumaş olması. Yüzyıllar boyunca 'saray kumaşı' olarak adlandırılmış ve giyilmiş. Sof kumaşı 1220'li yıllarda Kayı Boyu'nun Anadolu'ya gelmesiyle birlikte Ankara keçilerinin Ankara'ya gelişiyle başlıyor. Ankara'ya mal olmuş bir kumaş. O dönemde medreselerdeki sufilerin kıyafet yapmak için keçilerin yünlerini meşe külüyle yolarak kıyafete dönüştürmesiyle giyilmeye başlanan bir kumaş. Parlaklığı, yumuşaklığı, sıcak tutması, soğuktan korunması hasebiyle saraya taşınıyor bu kumaş. Sonrasında padişahların, sultanların, şehzadelerin giydiği bir kumaşa dönüşüyor. Akabinde Osmanlı Devleti'nin yüzyıllar boyunca ilk 10 ihraç kaleminde yer alan çok değerli bir tekstil ürününe dönüşen ve dünyaya mal olan bir kumaş" dedi.

'11-12 AŞAMADAN GEÇİYOR'

Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kadriye Doğanoğlu ise "Kurumumuz bünyesinde iplik aşamasından kumaşımızın dokunmasına, daha sonra ürün olarak çıkarılmasına kadar bütün aşamaları atölyemizde yapmaktayız. Çanta, kravat, elbise, yelek, ceket, pantolon bütün ürünleri atölyemizde yapmaktayız. Tezgaha geçirilme aşamasından ürün olarak çıkarılmasına kadar 11-12 aşamadan geçirilen meşakkatli bir sistemi var. Tiftiğin tezgaha geçirilmesinden sonra dokunması, dokunduktan sonra tezgahtan çıkarılıp yıkanması, cendere işlemi yapılması, daha sonra istenilen ürünlerin kumaşlarının ayarlanabilmesi için ister eko baskı, isterseniz kök boya, isterseniz saf halinde ürün yapılması hemen hemen bir aya süren bir meşakkatli süreyi almakta" ifadelerini kullandı.

'YÖRESEL BİTKİLERDEN ESİNLENİYORUZ'

Kızılcahamam Halk Eğitim Merkezi'nde giyim öğretmeni Nurdan Hazar da 15 yıldır bu görevi yaptığını söyleyerek, "Kumaşlarımız bize teslim ediliyor. Biz de kumaşın özelliğine uygun olarak giysi tasarlıyoruz. Nakış öğretmenimiz ve el sanatları öğretmenimizle bir araya gelip kumaşa uygun olarak giysi tasarımları yapıyoruz. Ondan sonra üretim aşamasına geçiyoruz. Nakış bölümünde nakış ocağımız işlemeleri yapıyor. İğne oyası bölümünde yine el sanatları öğretmenimiz devreye giriyor. Üretim aşamasında dikiş işlemlerini de ben gerçekleştiriyorum. Kızılcahamam yöresine ait bitkilerden esinlenerek, keven çiçeğinden nakış yapıldı. Sof kumaş bizim kültürel değerlerimizden birisi. Kültürümüzü yansıtması amacıyla yöresel özellikler katarak tasarımlar yapıyoruz" diye konuştu.

Kaynak: DHA