Eski Kahramankazan Belediye Başkanı Seyfettin Arslan hazırladığı “Ankara’nın On Meyvesi” çalışmasında Ankara armudunun özelliklerini www.baskentgazete.com.tr’ye anlattı. Arslan, içeriğinde A vitamini, B1 ve B vitaminlerini barındıran, lifli besinler arasında sayılan, sindirim sistemini ve kan şekerini dengeleyen, demir eksikliğini gidererek halsizliği ve yorgunluğu önlediğini kaydetti.
Ankara armudunun toplanma zamanının genellikle Eylül ayında bağlardaki üzümlerin toplanmasının ardından olduğunu kaydeden Arslan, “Ekim ayı, Ankara armudunun hasat zamanıdır. Türe ve çeşidine göre meyvesinin ağırlığı 60-400 gram arasıdır” sözleriyle anlattı.

DEMİRYOLU YOKKEN 15 BİN TON MEYVE İHRAÇ EDİLİYORDU
Yumuşak çekirdekli meyve türleri içerisinde elmadan sonra en fazla yetiştirilen ve ticareti yapılan bir meyve olduğunu kaydeden Arslan, “Ankara’ya demiryolu gelmeden (1888) ihraç edilen 15 bin ton meyvenin üçte ikisi üzüm ve kalan üçte biri elma ve armuttur. Elma ve armudun parasal değeri, Ankara’dan bir yılda ihraç edilen tiftiğin 20’de biri kadardır. Ankara’ya demiryolu 1892 yılında gelmiş, böylece Ankara’nın tarım ürünleri İstanbul’a daha hızlı taşınmaya başlamıştır” dedi.
SAMAN YATAĞINDA BEKLETİLİR
Sonbaharda dalından koparıldığında diş geçirilemeyecek kadar sert olan Ankara armudu, oda sıcaklığında bir ay bekletilerek yeme olgunluğuna ulaşıyor. Daha soğuk ve iyi bekleme koşullarında bir aydan çok daha uzun süre bekletilebilme özelliği olan armut için özel olarak saman yatakları hazırlanıyor.
5 KITADAKİ ÜRETİMİN 5’İNCİSİYİZ
Türkiye’nin armut üretiminin yüzde 17’si Ankara armudu ile karşılanıyor. Bu kapsamda yeryüzünün beş kıtasında üretimi yapılan armudun FAO’nun verilerine göre 16 milyon ton ile yüzde 71’i Çin’de, kalan miktarın 619 bin tonu İtalya, 610 bin tonu ABD, 600 bin tonu Arjantin ve 545 bin tonu Türkiye’de üretiliyor.

ŞİFA DEPOSU
Ankara armudunun tıbbi açıdan ciddi faydalarının olduğuna da dikkat çeken Seyfettin Arslan, çekirdeklerinden 10 gramının aç karnına içilmesinin bağırsaklardaki kurtları temizlediğini kaydetti. Yine tansiyon düşürücü özelliğinin yanı sıra, kanı temizleme, kansızlığı giderme özelliğinin de olduğunu vurgulayan Arslan, kandaki üre asidi, üre tuzlarını dışarı atma özelliğine de dikkat çekti. Armudun ayrıca romatizmal mafsal kireçlenmesi, damla hastalığı olanlara da iyi geldiğini söyleyen Arslan, şöyle devam etti:
“Armutta yüzde 15’e yakın şeker var. Bu oran şeker hastaları için zararlı değil. Onlar günde 200 grama kadar armut yiyebiliyorlar. Yemek üzerine yenilen armut hazmı kolaylaştırıyor. İştahı açıyor. Mide ve bağırsak ifrazatını artırıyor. Bağırsaklara yumuşaklık veriyor. Sinirleri teskin ediyor. Zihni yorgunluğun geçmesini sağlıyor.
Böbrek kum ve taşındaki tedaviler
1litre suya 50 gram armut kurusu veya kuru yaprağı ile 50 gram elma kabuğu ya da kuru ve yaş elma katılarak yapılan ve hafif ateşte 20 dakika kaynatılan içerik, sabah, öğle, akşam aç karnına içilirse, bel soğukluğu, mesane hastalıklarına ciddi faydası var.
UZUN ÖMÜRLÜ OLUŞU PAZAR PAYINI DÜŞÜRÜYOR
Seyfettin Arslan, Ankara armuduna ilişkin araştırmasında Ankara Üniversitesi Meyve Yetiştirme ve Islahı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hatice Dumanoğlu’nun değerlendirmesinden de yararlanmış. Prof. Dumanoğlu’nun armudun en önemli özelliğinin uzun süre muhafaza edilebilmesi olduğunu aktardığını belirten Arslan, uzun süre muhafaza edilmesinin bir süre sonra tadında bir acılaşma, alkolleşme, kararma meydana getirdiğini, bu durumun da Prof. Dr. Dumanoğlu’na göre pazar payını düşürücü etki yaptığına dikkat çekiyor. Prof. Dumanoğlu ve ekibinin bu durumu önlemek amacıyla diğer armut çeşitleriyle melezleme çalışmalarında olduğuna işaret etti.





