Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın 26 Ağustos 1922'de sabaha karşı verdiği emirle başlattığı Büyük Taarruz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu sağlayan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın yerine Mudanya'yı, Sevr Antlaşması'nın yerine ise Lozan'ı getiren Türk tarihinin en büyük muharebelerinden biri olarak kayıtlara geçti.
Büyük Taarruz'un 103. yıl dönümü dolayısıyla derlediği bilgilere göre, 1919'da Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak türlü bahanelerle Anadolu'yu işgale başladı, ordusunun cephanesi elinden alınan Türk milleti, zor durumda bırakılmaya çalışıldı.
İşgal günlerinde İtilaf donanması İstanbul'a, Fransızlar Adana'ya, İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon'a, İtalyanlar Antalya ve Anadolu'nun güneybatısına yerleşti. Yunan Ordusu ise 15 Mayıs 1919'da İtilaf Devletleri'nin izniyle İzmir'e çıkarma yaptı.
Buna karşı Türk milleti, tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilinci" içerisinde işgallere karşı Kuvayi Milliye hareketini başlattı. Milletin önünde iki seçenek vardı, ya işgal güçlerine teslim olunacak ya da yıkılan yakılan bir ülke, yılmaz evlatlarının azmiyle yeniden ayağa kalkacak ve küllerinden doğacaktı.
TBMM'nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı politikalarını Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırdı, özellikle Batı Cephesi'nde hareketlilik başladı.
1921'de Polatlı'ya kadar gelen Yunan ordusu, daha birkaç yıl önce tarih literatürüne "Çanakkale geçilmez" sözünü altın harflerle yazdıran Mustafa Kemal Paşa'nın ardından giden vatan evlatları tarafından püskürtüldü.
Hazırlıkları bir yıla yakın sürdü
Sakarya'da 1921'de 22 gün 22 gece süren kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Büyük Taarruz'u başlattı.
Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe'de yerini aldı.
Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe'yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi'nden düşmanı uzaklaştırdı.
Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5'inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2'nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.
Yunan generaller kaçarak kurtuldu
Türk ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8'inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos'ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5'inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos'ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu'nun Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.
Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı.
Mustafa Kemal Atatürk'ten "İlk hedefiniz Akdeniz" emri
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi 30 Ağustos'ta zaferle noktalandı. Büyük Taarruz'un son safhası Türk askeri tarihine Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçti.
30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında, bizzat Zafertepe'den idare ettiği savaşta, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak tamamen etkisiz hale getirildi.
Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak, Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna o tarihi "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi.
27 Ağustos'ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos'ta Kütahya'nın kurtuluşunu, 1 Eylül'de Gediz, 3 Eylül'de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşları izledi, 9 Eylül'de İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa'nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.
Sömürge siyasetinin ortadan kalkmaya başlamasında köşe taşı olan Büyük Taarruz, Türk'ün ağustos aylarında kazandığı büyük zaferler dizisine eklenen bir altın halka olarak kayıtlara geçti.
Büyük Taarruz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu sağlayan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın yerine Mudanya'yı, Sevr Barış Antlaşması'nın yerine ise Lozan'ı getiren Türk tarihinin en büyük muharebelerinden biri olarak Türk tarihinde yerini aldı.