Bir önceki yazımızda Seçim kanununda yapılan son dğişikliğin amacının 'Altılı İttifakı' dağıtmak olduğunu söylemiş...

Yüzde on barajının yüzde yediye indirilmesiyle uygulanacak bu planla, parlamenter sisteme dönüş amacıyla CHP ile işbirliği yapan ama henüz resmen Millet İttifakına dahil olmayan DEVA ve Gelecek Partisi gibi AKP kökenli partilerin, Yeni Refah Partisi ve Çiller'in başına geçeceği parti ile üçüncü bir ittifak kurmaya teşvik edileceği görüşünü savunmuştuk...

Gelişmeleri bu tespitler ışığında analiz ettiğimizde Seçim Kanununda yapılması planlanan değişikliklerin MHP'nin baraj sorununu çözmenin ötesinde bir 'siyasi mühendislik' olayı olduğunu görüyoruz.

***

Seçim Kanunu ile ilgili açıklamayı yapan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı'nın bilgilendirme yaparken siyasi partilerin seçime girebilmeleri için Meclis'te grup kurma şartı kaldırılacağını açıklaması, bir çok kişinin aklına CHP'den İYİ Parti'ye geçerek bu partinin grup kurmasını ve seçimlere katılmasını sağlaması olayını getirmişti...

Bu olayın 'Altılı İttifak'ın kurulmasına giden sürecin ilk adımı olduğu düşünüldüğünde yapılan değişikliklerin amacının geçmişte yaşanan bu olayın benzerlerinin bir daha tekrarlanmaması olduğu ortada...

Aynı açıklama sırasında MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın 'İttifak içinde görünür olan her partinin ittifak dışında görünürlüğü yükseltilmiştir' ifadesi de Altılı İttifak içinde yer alan partilerin ortak bir çatı altında seçime katılmak yerine tek tek girmeye teşvik edilmesi olarak yorumlanıyor.

***

Gerçi bu konuda farklı görüşler de var...

Örneğin, MetroPOLL Araştırma'nın Kurucusu ve Yöneticisi Özer Sencar, AKP ve MHP tarafından TBMM'ye sunulan seçim yasa taslağı hakkında değerlendirmelerde bulunurken, ''Seçim yasası Millet ittifakındaki küçük partileri CHP listelerinden seçime girmeye zorlar'' diyor...

Ancak Sencar, yorumunun devamında bu olayın sonuç itibariyle AKP'ye yarayacağı görüşünü şu sözlerle dile getiriyor: 'Bu durumda (Millet İttifakındaki küçük partilerin) sahip oldukları 5-6 puanlık oyun muhtemelen yaklaşık üçte biri CHP listesine oy vermeyip AKP'ye geri gidebilir'.

***

AREA Araştırma Şirketi'nin sahibi Murat Karan da yapılacak değişikliğin yaratacağı muhtemel sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

'Eski sistem devam etseydi, Millet İttifakı altılı ittifaka dönüşmesi durumunda bu CHP'nin büyük avantajına olurdu. Çünkü artık oylar, küçük partilerin oyları CHP'nin hanesine yazılırdı. Aslında bu sistem ile ülke barajı kalktı. Her parti kendi gücüne göre milletvekili çıkarabilecek, ittifak kurduğu partinin avantajını kullanamayacak.'

Karan, bu tespitini doğrulamak için şu örneği veriyor:

'2018 seçiminde artık oyların hesaplanması ile CHP 13, İYİ Parti 6 milletvekili fazla çıkardı. Bu yeni getirdikleri kanun 2018 de uygulansaydı 19 milletvekili Cumhur İttifakı'nın olurdu'.

***

Bu açıklamalar, önerilen değişikliklerin iktidar blokundaki partilerin işine yarayacak düzenlemeler içerdiğini ve bunun bir avantaj yaratacağını açıkça ortaya koyuyor...

Ancak bu yolla sağlanan avantajın 'derde derman olup olmayacağı' sorusunun cevabı, bir yasa değişikliğinin çok ötesine uzanan etkiler yaratabilecek başka faktörlere de bağlı...

Sözünü ettiğimiz faktörlerin başında ekonomi geliyor...

Gerçi Ukrayna'da devam etmekte olan savaş ve onun yol açtığı siyasi gelişmeler de en az bir o kadar ülkemizi etkiliyor. Ancak bu etki de kendisini en fazla ekonomi alanında gösteriyor...

Sonuçta, seçimlerin normal koşullarda yapılması durumunda belirleyici faktörün, seçim yasasındaki değişikliklerden çok sürekli yükselmekte olan enflasyon ve onun getirdiği işsizlik ve pahalılık olacağı anlaşılıyor.