Dünkü yazımızda 'Altılı İttifak'ın iktidar blokunun ezberini bozduğunu söylemiştik...
'Ezber', 'CHP ve solcular cephesine karşı milliyetçi muhafakar cephe' formülüne dayanıyordu...
Bu formül, Cumhuriyetin başından beri 'muhafazakar cephe' tarafından sürekli uygulanmış ve toplumun çoğunluğu 'evvel ezel' 'muhafazakar' olduğu için CHP neredeyse her seçimde yenilgiye uğratılmıştı.
***
Kılıçdaroğlu, CHP genel başkanlığına geldikten sonra bu ezberi bozmaya çalıştı...
Bunun için 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'ün adaylığını destekledi ...
Ancak Gül, siyasetteki tecrübesine dayanarak bu işin olmayacağını gördü ve yerine Ekmeleddin İhsanoğlu'nu önerdi.
***
Kılıçdaroğlu o koşullarda yenilgiye uğrama ihtimalini güçlü gördüğü için kendi adaylığını koymak yerine bu olmayacak duaya 'amin' dedi...
Ama sonuçta Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla 'tıpış tıpış' sandığa giden CHP seçmeninden başka kimse İhsanoğlu'na oy vermedi...
15 Temmuz darbe girişiminden sonra Erdoğan'ın gücü artınca Bahçeli de AKP'ye yaklaştı ve CHP muhalefette tek başına kaldı.
***
Cumhurbaşkanının halk oyuyla seçileceği ilk seçim olan 2018 seçimine bu koşullar altında gidildi...
Bu seçimde de aday olmayan Kılıçdaroğlu, bu kez parti içindeki en güçlü rakibi olan Muharrem İnce'nin adaylığına onay verdi. İnce, bu manevradan şüphelendi ve sözünü ettiğimiz denklemi bozabilmek için CHP ile tüm bağlarını kestiğini, seçime 'milletin adayı' olarak katılacağını açıkladı...
Ne var ki, İYİ Parti başkanı Meral Akşener, HDP başkanı Selahattin Demirtaş ve Saadet Partisi başkanı Temel Karamollaoğlu da cumhurbaşkanlığına aday olduklarını açıklayınca CHP'nin adayı yine yalnız kaldı... Böylece Tayyip Erdoğan, tartışmalı bir şekilde de olsa ilk turda seçimi kazanırken, İnce yalnız cumhurbaşkanlığını değil CHP'deki geleceğini de kaybetti.
***
Cumhurbaşkanlığı seçiminde olaylar AKP ve MHP'nin istediği şekilde gelişmişti...
Ancak milletvekili seçimlerinde işler planlandığı gibi gitmedi...
İki parti bu arada parlamentodaki durumlarını da güçlendirmek ve aralarındaki ittifakı resmileştirmek amacıyla 16 Mart 2018 tarihinde, seçim kanunu da değiştirmişlerdi... Bu değişikliğin hemen ardından Cumhur İttifakı kurulmuş, YSK tarafından Siyasi Partiler Kanunun 36. maddesinde yer alan 'teşkilatlanma' koşullarını yerine getiremediği gerekçesiyle İYİ Parti'nin seçimlere katılamayacağı ilan edilmişti. Seçim yasasına dayanılarak yapılan bu 'siyaset mühendisliği'nin amacı, İYİ Parti'nin parlamento dışında bırakılmasıyla MHP rahatlatılırken CHP'nin parlamentoda da yalnız bırakılmasıydı.
***
Ne var ki, Kılıçdaroğlu'nun bu gelişmeler karşısında yaptığı hamle, sonraki yıllarda AKP ve MHP'nin düşündüğünden çok farklı bir siyasal ortam yaratacaktı...
22 Nisan 2018 tarihinde CHP, YSK üzerinde baskı oluşturularak İYİ Parti'nin seçimlere katılmasının engellendiğini savunarak, bu durum karşısında seçimlerin ve demokrasinin korunması için 15 CHP'li milletvekilinin İYİ Parti'ye geçtiğini açıkladı...
Böylece Meclis'te beş milletvekili bulunan İYİ Parti 20 milletvekiline ulaştı ve TBMM'de grup kurarak seçimlere katılma hakkı kazandı.
***
Bu olayın ardından Cumhur İttifakı karşısında yer alacak Millet İttifakı kuruldu...
Bu ittifak, seçimlerden önce Demokrat Parti ve Saadet Partisi ile işbirliği yaparak hızla güçlendi ve geçtiğimiz günlerde AKP'den ayrılanların kurduğu DEVA Partisi ve Gelecek Partisi'ni de yanına çekerek Altılı İttifak'a dönüştü...
Böylece CHP'nin yalnızlaştırılmasına dayalı formül tamamen çöktü.
***
Şimdi Seçim Yasası bir kez daha değiştiriliyor...
Bu seferki değişikliğin amacı 'Altılı İttifakı' dağıtmak... Yüzde on barajının yüzde yediye indirilmesiyle uygulanacak bu planla, parlamenter sisteme dönüş amacıyla CHP ile işbirliği yapan ama henüz resmen Millet İttifakına dahil olmayan DEVA ve Gelecek Partisi gibi AKP kökenli partilerin, Yeni Refah Partisi ve Çiller'in başına geçeceği parti ile üçüncü bir ittifak kurmaya teşvik edileceği anlaşılıyor...
Bu plan gerçekleşirse ardından Millet İttifakının ikinci büyük partisi olan İYİ Parti üzerinde çalışılacak ve kim bilir daha neler olacak?
(Devam edecek)
Seçim Kanunu derde deva olacak mı?.. (I)
Ertan GÜNÇiNER
Yorumlar