Gökyüzü ne zaman kara bulutların istilasına uğrasa yıllar öncesinin o korkunç görüntüsü gelir aklıma…

O, korku filmlerini andıran baskını…

Azgın sel sularının neden olduğu büyük felaketi…

Çamurlu sularda sürüklenen cansız bedenleri bir film şeridi gibi geçer gözlerimin önünden.,.

Gecekondularının çatılarına, elektrik direklerine, ayakta durmakta zorluk çeken ağaçların dallarına sığınan insanların ''imdat'' çığlıklarını duyar gibi olurum.

Önceki gün Başkent'in üzerine çöken karabulutlar, ardından gelen ve zaman zaman dolu şeklinde düşen sağanak yağış bana yine çocuk yaşta tanık olduğum o korkunç günde yaşananları anımsattı.

11 Eylül 1957'de akşamın karanlığında yaşanan felaket gününü…

Hatip Çayı, birden bastıran sel suları nedeniyle taşmış, bölgedeki birçok semtte etkili olan azgın sular kimi kaynaklara göre 500, kimi kaynaklara göre de bine yakın can kaybına neden olmuştu.

O günden kaldı bendeki korku…

Yıllar geçti aradan hala korkarım şiddetli yağışlardan.

Bir de gök gürültüsünden...

Yüreğimden taşan çarpıntı sesi, gök gürültüsünü, camlara vuran yağmur ve dolu tanelerinin çıkardığı sesi bastıracak seviyeye gelir.

Öylesine bir kabus işte…

Ankara halkı benzer duyguları 2011 yılında da yaşadı…

Tabii bendeniz de…

Yağışlar nedeniyle pek çok alt geçit ve yollar sular altında kalmış, kurtarma çalışmalarına balık adamlar da katılmıştı.

Olayda can kaybı olmamış baskının boyutu mizah dergilerine konu olacak boyutta kalmıştı.

Ankara birkaç gündür yine sağanak yağışların etkisi altında…

Neyse ki şiddetli yağmur ve dolu, benzer felaketlerin yaşanmasına yol açmıyor.

Ama bazı semtler yine şiddetli yağışlardan nasibini aldı.

Çok sayıda ev ve iş yeri sel sularından etkilendi.…

Can kaybı yok…

Balık adamlardan medet umacak bir durum da…

Ama ateş düştüğü yeri yakar sözünü de unutmamak gerek.

Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, Ankara'da geçmişte yaşanan felaketlerin bir daha yaşanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınacağını, alt yapı eksiklerinin tamamlanmasına yönelik çalışmaların en kısa sürede gerçekleştirileceğini söylemişti.

Evet, bir felaket yaşanmadı…

Ama, söz konusu felakete davetiye çıkaracak bazı alt yapı sorunlarının da devam ettiği görüldü.

Umarız o eksikler de kısa sürede giderilir…

Fobi mi?

O kalıcı gibi…