Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel partisinin Güngören'de düzenlediği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinginde konuştu.

Özel, "Biliyorsunuz, Adalet ve Kalkınma Partisi geldiğinde, daha doğrusu Erdoğan Cumhurbaşkanlığı sistemini isterken demişti ki 'Daha hızlı yöneteceğiz.' Daha hızlı yönetmek için benzetmeyi de şöyle yaptı: 'Şirket yönetir gibi devlet yöneteceğiz' demişti. Allah var, sözünü tuttu. Bu düzende öyle bir kabine kurdu ki Sağlık Bakanı özel hastaneci, Milli Eğitim Bakanı özel okulcu, Turizm Bakanı oteller zinciri sahibi. Öyle kurdu ilk kabineyi. Sonra dediğini yaptı. Bir şirket kurdu, başına geçti ve o şirketi yönetir gibi devleti yönetiyor" dedi.

Özel, "Ama birilerini duymayanlar, işine gelince duyuyor. Bakın Meclis'ten geçti. Cumhurbaşkanlığı'nın korumalarına ya da Meclis Başkanı'nın korumalarına 30'ar bin lira seyyanen zam vermişler. Bakın o çocuklara verilsin. Ona söz yok. Ama o çocuklara verip de, pandemi olur polis çalışır, sokağa çıkmak yasak polis çalışır. Maçta polis çalışır, bayramda polis çalışır, sen ortalığı ayağa kaldırırsın, gece gündüz polis çalışır. Bu çocuklara bir kuruş vermediler. İnfaz koruma memuruna vermiyor, jandarmalara vermiyor, atamıyor öğretmenleri atadığına da para vermiyor. Memura vermiyor, emekliye vermiyor ama kendi etrafında gözünün gördüğüne, 'Geçinmek zor, 30'ar bin lira verelim.' O çocukların hakkı, ama bu çocukların hakkı ne olacak? Bu kadar adaletsizliğe isyan ediyoruz hep birlikte ve size buradan bir söz vereyim. Bir söz vereyim. Bazen öğrenci ile polisi karşı karşıya getiriyorlar. 'Aman' diyoruz. Bizim arkadaşlarla 'aman' diyoruz. Size söz veriyorum, hatta Özgür Başkan söz veriyor. O orayı çok iyi bilir. Hani bir seçim olacak ya çok yakında. Hani o sandık gelecek ya, biz o gece seçimi kazanacağız ya. Pazartesi günü hepiniz davetlisiniz. Özgür Başkan'la birlikte Bozdoğan Kemeri'nin önüne gideceğiz, polislerle öğrencileri omuz omuza halay çektireceğiz, omuz omuza. Çünkü öğrenci kurtulmadan polis kurtulmaz. Emekli kurtulmadan emekçi kurtulmaz. Çiftçi kurtulmadan esnaf kurtulmaz. Türkler kurtulmadan Kürtler, Aleviler kurtulmadan Sünniler, kardeşlik kurulmadan bu ülke kurtulmaz" dedi.

Özel, "Asgari ücrete 2023 yılında temmuzda zam verdiler. Tayyip Erdoğan dedi ki 'Bunu gerekirse Aralık'ta olanın dışında üç kere daha güncellemeliyiz.' Yani 'Üç ayda bir asgari ücreti güncelleyeceğiz' dedi. Oyu aldı Güngören'den. Ama sonra çekti gitti. Ne 2024'te, ne 2025'te. 2024'te 17 bin lirayı bir yıl sürdürdü. 2025'te 22 bin lirayı bir yıl sürdürdü. Şimdi 27 bin lira asgari ücret yapıp, bir yıl boyunca sürüm sürüm sürdürmeye niyetleniyor. Ben buradan sendikalara sesleniyorum. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı için de önerimizi sunduk. Sendikalara sesleniyorum. Türkiye'de asgari ücret, temel ücret oldu. Asgari ücret tüm dünyada ilk bir yıl alınan, kıdemle hızla uzaklaşılan bir ücrettir. Ama burada asgari ücret herkesin maaşına yön veriyor. Onun için sendikalar asgari ücret mücadelesine omuz vermelidirler. Asgari ücrete insanca zam hakkımızdır. Söke söke almak için tüm Türkiye'yi, tüm emekçileri, tüm işçileri mücadeleye davet ediyoruz. Yanlarında olacağız. Arkalarında olacağız" dedi.

Özel, "Değerli Güngörenliler. Hafta sonu konuştuk. Biz, bir müesses nizama, yerleşmiş bir düzene, AK Parti'nin kara düzenine karşı bir büyük mücadele veriyoruz. Bir avuç insanın bu milletin sırtından geçinmesine son vermek istiyoruz. Artık siyasetten kopan, kadın kollarına güvenmeyen… Eskiden AK Parti'nin kadın kolları çalışıyordu. Nerede? AK Gençlik diyorlardı, gençlik kolları nerede? Yok. Çünkü sokağa çıkacak halleri yok. Yüzleri yok. 22 bin lira asgari ücret olan yerde ne diyecekler? Gelebiliyorlar mı? Hatır soran var mı? Dert dinleyen var mı? Kadın kolları yok. Gençlik kolları yok. Ana kademe yok. Varsa yoksa yargı kolları var. 19 Mart darbesini yapan, Ekrem Başkan'ı 259 gündür içerde tutan, sevgili Ahmet Özer çıktı çok şükür, onu bir yıl içerde tutan, 16 belediye başkanımızı içerde tutan, 3'ü bizim toplam 13 belediyeye kayyım atayan, sizin seçtiklerinizi değil, kendi atadıklarına kentleri yönettirmek isteyen bir anlayış var. Bu anlayış 8 ay bize iddianame bekletti. Ne dedim? 'Yargılanmak için değil, yargılamak için iddianame bekliyoruz' dedim. İddianame çıktı. Ne demiştik? TRT'den canlı yayın. Her isteyen televizyonun yayın yapacağı bir link. Buna yasal düzenleme istemiştik. Devlet Bey bunu desteklemişti. Tayyip Bey'e sordular, 'Devlet Bey istiyorsa olur' demişti. Dün kanun teklifini Meclis'e getirdik, sunduk. Bütün muhalefet destekledi, AK Parti - MHP oylarıyla maalesef reddedildi. Hala vaktimiz var. Buradan Devlet Bey'e ve Tayyip Bey'e sesleniyorum. İki ihtimal var. Ya CHP getirdi diye oy vermediniz, verdirmediniz. O zaman samimiyseniz siz getirin öneriyi, biz oylayalım. İftiracıları da hakikati de millet dinlesin kararı millet versin" dedi.

Özel, "Şimdi iki ihtimal var. Ya biz dedik diye oy vermediler, getirsinler biz oylayalım. Ya da şunu itiraf etsinler: 'Biz canlı yayın dedik ama bu savcılara kandık. İddianame boş çıktı. Şimdi bu iddianame ile yargılamayı, televizyondan verirsek millet bizim ne büyük kötülük yaptığımızı, nasıl bir darbecilik yaptığımızı görür. Onun için yayınlamıyoruz' diyorlarsa, yolu basit. HSK'yı toplantıya çağıracaksın, Çağlayan'daki AK Toroslar çetesini dağıtacaksın. Bu mahkemeye tarafsız hakimler atayacaksın. Arkadaşlarımızın da haysiyetiyle oynamayı bırakacaksın. Sayın Erdoğan bugün çıkmış, öyle eski havası cıvası yok ama yine partimize dünya kadar hakaretler yağdırmış. Bunu şunun için yapıyor: Efendim, kendisi hem milletten gizleyerek İmralı'ya milletvekili yolluyor. 'Ama hareket yapmayıp, susun' diyor. Bunu gizliyor. Bizim açık ve net tavrımızı, savunmamızı, milletimize izahımızı kıskanıyor. Açık söyleyeyim, çok net. Erdoğan'a sorarsan 'Kürt meselesi yoktur.' Bizce var. Kürtler 'Sorunum var' diyorsa vardır. Bu sorunu çözmek için CHP'de irade vardır. Bunun için tek seçenek demokrasidir, demokratikleşmedir. Bunun için gerekli cesaret bizde vardır. Suriye'deki gelişmeleri doğru okuyoruz, okumalıyız. Türkiye'nin geleceği için Türk ve Kürt'ün bir olması, kaçınılmazdır. Bunu asla ve asla ıskalamamalıyız. Doğru yerde durmalıyız. Bundan sonra Orta Doğu'ya Cumhuriyet Halk Partisi ve Türkiye'deki tüm partilerin bir barış, bir uygarlık, bir medeniyet, bir kalkınma ve birlikte kazanma perspektifi ile yaklaşması gerekmektedir. İsrail'in çeşitli emellerine karşı müteyakkız olmak, hep bir arada durmak, kavgayı bir tarafa bırakmak, huzuru, barış, kalkınmayı getirmek, Türkiye'yi güçlendirmek hepimizin görevidir. Biz Erdoğan gibi Kürt meselesinin varlığını inkar edip günü gelince büyük büyük laflar etmeyiz. Bu işin siyasetinde de ticaretinde de yokuz. Sonuna kadar samimiyiz. Bu Meclis çatısı altında milletin verdiği görev neyse onu yapmakta kararlıyız. Kimse Kürt yurttaşlarımızla bizim aramıza bir set çekmeye, bizi ayrı düşürmeye, bu alanları enfekte etmeye çalışmasın. Cumhuriyet Halk Partisi, halkın partisidir; Türkiye'deki tüm insanları kardeş bilen, kardeşliği savunan partidir. Bundan sonra da kararlarını kendi verecek, hesabı da millete verecektir. Kayyımların kaldırıldığı, kayyım atamalarına yasak getiren düzenlemelerin hızla yapıldığı, her türlü demokratik adımın cesaretle atıldığı, bu ülkede kardeş kavgasının yerin bin metre dibine gömüldüğü yarınlara birlikte yüründüğü bir Türkiye mümkün. Cumhuriyet Halk Partisi bunu savunuyor, sonuna kadar da savunacak" dedi.

Kaynak: DHA