Balıkesir Eğitim Enstitüsünden mezun olduktan sonra Türkiye'nin farklı şehirlerinde görev yapan matematik öğretmeni Münevver Atayurt, uzun yıllar boyunca Ankara'dan Tekirdağ'a, Afyon'dan İstanbul'a uzanan bir öğretmenlik yolculuğu sürdürdü.
Binlerce öğrenci yetiştirdiği mesleğini 1983'te noktalayan Atayurt, 2019'da İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi'ne yerleşti.
Atayurt'un, 1950'lerde Tekirdağ'da görev yaptığı ortaokulda matematik dersine girdiği Cafer Özalp da inşaat mühendisi oldu. Özalp, çalışma hayatının ardından eşiyle birlikte 2012'de, aradan geçen uzun yıllar boyunca yolu hiç kesişmeyen öğretmeninin kaldığı huzurevine farkında olmadan yerleşti.
Öğretmen ve öğrencisinin bir araya gelmesi, huzurevindeki bir karşılaşmayla değil, bambaşka bir tesadüfle gerçekleşti.

Yıllar sonra Tekirdağ Mezunlar Cemiyeti'nin 2020'de düzenlediği buluşmaya katılan Münevver Atayurt, toplantıda tanıdık bir yüzle karşılaşınca eski anıların izini sürmeye başladı. Aynı masada oturan Atayurt ve Özalp, kısa sürede birbirlerini 1950'lerde Tekirdağ Ortaokulu'ndan tanıdıklarını fark ederek 70 yıl önceki öğretmen öğrenci bağını yeniden kurdu.
Bu buluşmayla birlikte, huzurevinde de aynı binayı paylaştıklarını öğrenen Atayurt ve Özalp, şimdi ise huzurevindeki yaşamlarını, birlikte katıldıkları İngilizce derslerinde bilgilerini tazeleyerek sürdürüyor, zaman zaman kahve eşliğinde bir araya gelip geçmişi yad ediyor, yılların eskitemediği bağlarını sohbetlerle güçlendiriyorlar.
AA muhabirine açıklamalarda bulunan, Münevver Atayurt, 34 yıl öğretmenlik yaptığını, sonrasında da huzurevine yerleştiğini ifade etti.

Atayurt, en son görev yaptığı Kadıköy Kız Lisesinin ardından İstanbul'da eski öğrencileriyle buluşmaya başladığını, ardından her yıl haziranın ilk cumartesi günü yine öğretmenlik yaptığı Tekirdağ'da öğrencileriyle bir araya geldiklerini anlattı.
İstanbul'daki bir öğrencisiyle Tekirdağ'da öğrenci buluşmasına gittiğinde salondakilerin hepsinin ayağa kalktığını aktaran Atayurt, "Cafer'in eşiyle huzurevinde karşılıklı, salonda jimnastik yapıyorduk ama kendisini tanımıyordum. Ben orada Cafer'in eşini gördüm. Ona, 'Benim kaldığım huzurevinde sana benzeyen biri var.' dedim. 'Benim o' dedi, ben de öylelikle Cafer'i buldum. Meğer, birlikte huzurevinde yaşıyormuşuz." dedi.
"Cafer, sarı, saz gibi bir çocuktu, hep duvar dibinde otururdu"
Öğrencisini yıllar sonra aynı huzurevinde bulduğunda çok mutlu olduğunu dile getiren Atayurt, şöyle devam etti:
"Onu görünce çok mutlu oldum. Onu huzurevinde tanıyamadım. Tekirdağ'da tanıdım ama burada dostluğumuz devam etti. Tekirdağ'da 8 yıl öğretmenlik yaptım. Cafer, sarı, saz gibi bir çocuktu, hep duvar dibinde otururdu. Çok iyi öğrenciydi. Spora giderlerdi, yüzerlerdi, çok çalışkan, başarılı bir öğrenciydi. Sapsarı bir oğlan olarak onu tanıyorum. 70 yıl sonra onunla aynı huzurevinde yaşadığımı öğrenince çok sevindim, kendi çocuğumu bulmuş gibi oldum. Cafer'den haber alıyordum ama yüz yüze gelmemiz buraya kısmetmiş. Burada onunla yaşamak çok iyi bir duygu, ona güveniyorum, 'Oğlum' diyorum başka da bir şey demiyorum. Anılarımızı yad ediyoruz. Cafer, burada bana güvence, en yakınım o. Öğretmen öğrenci ilişkimiz burada dostluğa dönüştü."
Atayurt, çoğu öğrencisinin halen kendisini huzurevinde sık sık ziyaret ettiğini belirterek, "Talebelerim bana, 'Kırmızı dudaklı, kırmızı yanaklı, kırmızı tırnaklı öğretmenim' derdi, o halimle beni hatırlıyorlar." ifadelerini kullandı.
"70 yıl sonra birbirimizi tekrardan görmek nasip oldu"
Emekli inşaat mühendisi Cafer Özalp da öğretmeniyle Tekirdağ'daki ortaokul yıllarından sonra mezuniyet yemeğine kadar hiç görüşmediklerini anlattı.
Yemekte tesadüfen tanıştıklarını aktaran Özalp, "Tekirdağ'daki buluşmaya gittik eşimle o gün hocam bir grupla geldi. 'Bu kadını bir yerden tanıyorum.' dedim, o da bizi bir yerden tanımaya çalışıyor o an. Sonra diyorlar ki 'Etiler'de huzurevinde kalıyor.' 70 yıl sonra birbirimizi tekrardan görmek nasip oldu. Sonrasında elimiz elimizden ayrılmadı. Bundan sonra da inşallah uzun yıllar birlikte laflarız. Hocamı gördüğümde, birden bire hocamla sanki çok eskiden beri berabermişiz gibi bir hisse kapıldım." şeklinde konuştu.
Öğretmeni Atayurt ile anılarını da anlatan Özalp, önceki öğretmenlerinin sert olduğunu, derse girmekten korktuklarını, genç bir kadın öğretmenin matematik derslerine girmesiyle rahatladıklarını söyledi.
Özalp, "Matematiği bize hocamız sevdirdi. Hem lise hem üniversite hayatımda anlattığı matematikten çok istifade ettim. Huzurevinde de birlikte vakit geçiriyoruz, sohbet ediyoruz, hocamın sağlığıyla da ilgileniyorum. Hocam herkese beni 'Bu benim talebem' diye tanıtıyor. Ben onu çınar ağacına benzetirim." diye konuştu.

"Burada arkadaş, dostluk ilişkisi de geliştiriyorlar"
Etiler Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Kerem Kaymaz, Atayurt ve Özalp'in, mezunlar yemeğinde birbirlerini tanıdıkları günden beri yakın bir ilişki kurduklarını belirterek, "O gün bugündür daha sıkı bir ilişki içerisinde burada hayatlarını sürdürüyorlar. Öğretmen öğrenci ilişkisiyle birlikte arkadaş, dostluk ilişkisi de geliştiriyorlar." dedi.
Huzurevinde toplam 93 emekli öğretmenin bulunduğunu ifade eden Kaymaz, şunları kaydetti:
"Ağırlıklı olarak bizi hayata hazırlayan sınıf öğretmenlerimiz çoğunlukta. Öğretmenlerimiz sadece bizim misafirlerimiz değil aynı zamanda kurumumuzun kültürel omurgasını oluşturuyor. Malumunuz öğretmenlik mesleği, sabır, empati, anlayış gerektiren bir meslek. Bu özellikleriyle bizim kurum içerisindeki iletişimimize de çok büyük katkıda bulunuyorlar. El becerisi, iş eğitimi öğretmenlerimiz var, onlar burada sakinlerimizle birlikte atölye çalışması da yapıyor."
