İYİ Parti Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Kevser Ofluoğlu, son dönemde artan kadın cinayetleri ve bu çerçevede faillere uygulanan ceza indirimlerine tepki göstererek, “Yer utandı, gök utandı, hepimiz utandık ve yerin dibine girdik ancak AK Parti iktidarı utanmadı. Bunların hesabı yeri geldiğinde sorulacak. Bu düzen değişmeli. Bunun yolu AKP iktidarını göndermekten geçiyor” dedi.

İYİ Parti Kadın, Aile ve Sosyal Hizmetler Başkanı Kevser Ofluoğlu, partisinin genel merkez binasında kadın cinayetlerine dair basın toplantısı düzenledi.
2025 yılının ilk 7 ayında şüpheli ölümler dahil olmak üzere 342 kadının hayattan koparıldığını, son 13 gün içinde ise 15 kadının öldürüldüğünü hatırlatan Ofluoğlu, “Bu 15 kadından 3’ü kağıt üzerinde kalan koruma kararlarına sığınmışlardı. Bu rakamlar hiçbir tedbir almayan, aldığı sözde tedbirleri de uygulamaktan aciz olan iktidarın utanç vesikasıdır” dedi.

“Hukuk sistemimiz kadınları değil failleri koruyor”

2020 yılında 21 yaşındaki Ceyda Yüksel’i katleden Serkan Dindar’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının da Yargıtay tarafından suçun elem ve öfke ile işlendiği gerekçesi ile 18 yıla indirildiğini belirten Ofluoğlu, “Muhtemelen 3-5 yıl yattıktan sonra çıkacak. Cezasızlık algısı yeni katillere yeni ölümlere neden olacak. Üzülerek ifade etmeliyiz ki; hukuk sistemimiz kadınları değil failleri koruyan daha da ileri giderek kayıran bir hale gelmiştir” değerlendirmesini yaptı.

AK Parti tarafından TBMM’de Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığı Araştırma Komisyonu kurulduğunu, komisyonun başına da erkek bir milletvekili getirildiğini hatırlatan Ofluoğlu, 9 ay süren komisyon çalışmaları ardından hazırlanan raporun TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunulduğunu aktardı.
Çalışmaların tamamlandığı 3 Temmuz’dan bugüne 76 kadının öldürüldüğüne işaret eden Ofluoğlu, 23 yıllık AK Parti iktidarı, ülkemizi her geçen gün gittikçe artan bir karanlığa sürüklerken bu karanlığın içinde en çok kadınlar ve çocuklarımız kayboluyorlar. İktidarın her kadın cinayetinden sonra slogan haline getirdiği o alışıldık ‘sıfır tolerans” sözünün gerçek hayattaki ve sahadaki karşılığı ‘sıfır tedbir’, ‘sıfır koruma’, ‘sıfır adalet’ olarak yansıyor” dedi.

“Kadına karşı şiddet körükleniyor”

İktidarın, ‘aile yılı’ sloganıyla kadını, çocuk ve mutfakla sınırlamaya çalıştığını, kadını birey olarak değil aile kurumunda bir figür olarak gördüğünü savunan Ofluoğlu, bu çerçevede kadına karşı şiddetin körüklendiğinin altını çizdi.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin de kadına şiddetin yol taşlarını döşediğini savunan Ofluoğlu, “Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Endonezya bile; 2025 yılı “Cinsiyet Eşitliği Endeksi’nde” 148 ülke arasında 135. sırada yer alan Türkiye’nin önünde. Türkiye’nin önüne geçtiği ülkeler arasında ise İran, Afganistan ve Pakistan var. Sadece bu endeks ve sonuçları bile; kadının yaşam hakkı başta olmak üzere bütün haklarında ortaçağ karanlığına sürüklendiğini ortaya koyuyor” dedi.

Kadınların gerek iş gücüne katılımları gerekse siyasette yer almalarının özellikle alt sınırda tutulduğunu kaydeden Ofluoğlu, “Kadınları ekonomik olarak bağımlı hale getiren sistem ve sistemin mimarları ise her fırsatta eşitlik vurgusu ile Türk kadının aklı ve iradesi ile adeta dalga geçmektedirler. Kadını mülk gibi gören, kadının birey olması gerçeğini hiçe sayan, kadının haklarını adeta gasp eden, kadını korumayan, katillere iyi hal indirimleri ile cesaret veren, şiddeti cezalandırmayarak kalkan ellere cüret veren zihniyetin siyasi sorumlusu; doğrudan, amasız fakatsız AK Parti iktidarının ta kendisidir” diye ekledi.

“İyi hal indirimine son verilmeli”

Yapılması gerekenleri sıralayan Ofluoğlu, “6284 sayılı kanunun tavizsiz uygulanmalı, bu kanunu uygulayacak tüm birimler ve kamu görevlileri eksiksiz denetlenmeli, uygulayıcının inisiyatif alanları ortadan kaldırılmalı, İstanbul Sözleşmesinin sağladığı uluslararası denetime imkan sağlanmalı, kadın cinayeti ve kadına karşı şiddette ‘haksız tahrik’ ve ‘iyi hal’ indirimine son verilmeli, şiddet izleme ve önleme merkezleri ve sığınma evleri etkin bir şekilde yeter sayıda hizmet vermeli, kadının statüsü güçlendirilerek eşit bir birey olarak toplumsal yaşamın her alanında yer alması için ivedi tedbirler alınmalı ve derhal uygulamaya konulmalıdır” dedi.

Kadının özgür olmadığı yerde hiç kimsenin özgür olamayacağını vurgulayan Ofluoğlu, “Kadını güçlü kılmayan milletler güçlü olamazlar. Bir kuşun tek kanadını zayıflatıp diğerini güçlendirmek o kuşun yükselmesine mani olur. Kadının öldüğü toplum, değerlerini öldürmüş demektir.

Kadınlar ölmek istemiyor, yaşamak istiyorlar. Özgür, demokratik ve eşit bireyler olarak toplumda yer almak istiyorlar. Bunu temin etmek İYİ Parti’nin en önemli sorumluluklarından biridir” değerlendirmesini yaptı. Ankara’da yaşanan Hakan Çakır cinayeti hatırlatılan Ofluoğlu, “Mattia Ahmet Minguzzi gibi Ata Emre Akman gibi dün kamuoyuna yansıyan Hakan Çakır da bir cinayete kurban gitti. Kız kardeşine ve annesine saldırılan 2 genç tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Türkiye’de şiddet sarmalının önüne geçilmesi gerekiyor. Caydırıcı cezalar verilmesi gerekiyor. Hayat pamuk ipliğine bağlı. Sinirli bir şekilde araban inen bir kişi başkasının hayatına kastedebiliyor. Türkiye’de yaşamdan koparılmak o kadar basit ki. Bunu da ekonomik nedenlere bağlıyorlar. Kesinlikle doğru değil. Ekonomik nedenlerin yüzdesi 10. Gerisi toplumun yozlaşması ve ahlaki değerlerini kaybetmesi. Türk milletinin kendini oluşturan özü kaybetmesinden kaynaklanıyor. AKP iktidarın toplumu kutuplaştırması bu şiddete yol açıyor. Artmasının bir diğer nedeni de cezasızlık algısı. ‘Ben yaralarım, bıçaklarım, hükmün geriye bırakılması ile çıkarım. Bunu tekrar yaparım’ düşüncesi var. Yer utandı, gök utandı, hepimiz utandık ve yerin dibine girdik ancak AKP iktidarı utanmadı. Kadınların, gençlerin elimizden alınışın nedeni bu. Tedbir alınmıyor. Bunların hesabı yeri geldiğinde sorulacak. Bu düzen değişmeli. Bunun yolu AKP iktidarını göndermekten geçiyor” dedi.

Muhabir: Nursel DİLEK MANAVBAŞI