45 bini aşkın cana mal olan ve geride 100 bini aşkın yaralı bırakan depremin şok dalgaları yalnız yeraltında değil toplumun içinde de sürüyor...
Öyle görünüyor ki depremin yol açtığı tartışmalar 'seçim sath-ı mailine' girmekte olduğumuz önümüzdeki günlerde hız kesmeden devam edecek...
Bu arada, siyaset dünyasında da yaklaşan bir başka depremin ayak sesleri duyulmaya başlandı.
***
CHP lideri Kılıçdaroğlu bir süre önce Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının 2 Mart tarihinde yapılacak olan Altılı Masa toplantısının ardından açıklanacağını söylemişti...
Bu yazı gazeteye bir gün önce verileceği için siz bu satırları okurken 2 Mart toplantısının sonuçları muhtemelen belli olmuş olacak...
Ancak bir rivayete göre aday belirlense bile açıklanması daha sonraki bir tarihe bırakılacak!
***
Sözünü ettiğimiz siyasi depremin bir ayağını Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında giderek daha da sertleşen mücadele oluşturuyor...
Bu mücadelenin toplumdaki fay hatlarını harekete geçirip geçirmeyeceği önümüzdeki günlerde daha net olarak görülecek...
Siyasi depremin ikinci ayağı ise Millet İttifakını kesinlikle sarsacak.
***
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir süredir Altılı Masa'nın müstakbel cumhurbaşkanı adayı gibi hareket ediyor...
Altılı Masa'nın ikinci büyük partisi Meral Akşener ve İYİ parti yönetimi ise Kılıçdaroğlu'nu 'seçilebilecek aday' olarak görmüyor ve onun yerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu aday göstermek istiyor...
Kılıçdaroğlu, bu durumu bildiği için 2 Mart toplantısından kısa bir süre önce bir tür emrivaki yaparak, Cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda bundan sonra yürütülecek tüm süreçlerde kendisinin tek yetkili kılındığına ilişkin bir kararı Parti Meclisi'nden çıkarttı...
Bu hamlenin anlamı açık: Eğer Kılıçdaroğlu adaylığını koyduğu halde İYİ Parti görüşünde ısrar eder ve İmamoğlu'nu aday gösterirse (İmamoğlu da adaylık teklifini kabul ederse) CHP disiplin mekanizmalarını işletecek ve İmamoğlu, partisinin en üst düzey kurullarının genel başkana tanıdığı yetkiyi yok saydığı için 'hizipçi' muamelesi görecek.
***
Bu gelişme üzerine Akşener de partisinin Genel İdare Kuruluyla bir araya geldi...
Toplantı sonrasında yapılan Grup toplantısında Akşener'in kullandığı şu ifadeler, İYİ Parti'nin Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu'nu desteklemeye devam edeceğini gösterdi:
'Kimse unutmasın; bazen gerçek komutan olmak için apoletlerden vazgeçmek gerekir. Sahici bir mücadele için önce kendinle barışmak gerekir.'
***
Bu tablo, 2 Mart toplantısında ne karar alınırsa alınsın, CHP ve İYİ Parti arasındaki ilişkilerde derin bir çatlak olduğunu ve bu çatlamanın seçim sürecinde etkili olacağını gösteriyor...
Muhalefetin iki büyük partisinin bir yandan Cumhur İttifakı partilerine karşı mücadele ederken bir yandan da birbirlerine karşı çalışma yürütmeleri hiç kuşkusuz Altılı Masa'nın yalnız cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki performansını etkilemekle kalmayacak; Parlamento seçimlerinde yapılması gereken 'ortak liste' çalışmalarını da olumsuz yönde etkileyecek...
Bu da en fazla Cumhur İttifakı partilerinin, özellikle de AKP'nin işine yarayacak.
***
CHP ile İYİ Parti arasındaki ilişkileri geren bir başka unsur da HDP'ye yaklaşım meselesi...
Bilindiği gibi HDP yüzde on civarında oya sahip ve muhalefet cephesi ile işbirliği yaptığı takdirde hem cumhurbaşkanlığı seçiminin hem de parlamento seçimlerinin galibi çok büyük bir ihtimalle muhalefet partileri olacak...
CHP içinde etkili bir grup, İYİ Parti ile ilişkilerin gerginleşmesini de göz önüne alarak, HDP'nin de bir şekilde Millet İttifakı ile birlikte hareket etmesi için çaba harcıyor...
İYİ Parti ise böyle bir yaklaşıma 'külliyen' karşı.
Görünen o ki, 2 Mart toplantısında adaylık konusunda ne karar alınırsa alınsın, bu sorun da seçim sürecinde iki parti arasında gerilim yaratmaya devam edecek.
(Devam edecek)