Şef Ayağ, 2000 yılından beri disiplinli bir çalışmayla koronun uluslararası başarılara da imza attığını belirterek, “Öncelikle hayatımızda bir hedefin olması çok önemli ve yaptığımız müzik kolay bir müzik değil ve bir eğitim gerektiriyor. Bu eğitimi başarıyla tamamlayıp karşılığını alınca işte o zaman doyum bambaşka oluyor.” ifadelerinde bulundu.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz, müzikle tanışma hikâyeniz nasıl başladı?
Ben İnci Tığlı Ayağ, müzikle tanışmam küçük yaşlarda piyano ve mandolin dersleriyle oldu. Daha sonra okul korolarında görev aldım. Müziğe ilkokulda başladım. Marmara Üniversitesi Müzik Bölümü’nde okurken Belediye Konservatuarı’nda Şan Bölümü’ne girdim. Daha sonra bizim konservatuvarımız devlet konservatuvarına dönüştü. Marmara Üniversitesi’nden Profesör Dr. Yücel Elmas ile toplu ses eğitimi ve koro repliği üzerine çalıştım. 1988 yılında açılan sınavla Devlet Çoksesli Korosu’nda alto sanatçı olarak göreve başladım, aynı zamanda Gazi Üniversitesi Müzik Eğitimi Bölümü Şan Ana Sanat Dalı’nda yüksek lisansımı bitirdim. Devlet Çoksesli Korosu sanatçılığına devam ederken Walter Strauss, Ahter Destan , Hikmet Şimşek, İbrahim Yazıcı, Cem’i Can Deliorman ve Burak Onur Erdem gibi çok değerli şeflerle çalıştım. Orada yaklaşık 10 yıl süresince Devlet Çokdevlet sesli gençlik korosunun şefliğini, Ankara Üniversitesi Çok Sesli Korosu’nda, 1995-2000 yılları arasında Polifonik Korolar Derneği Büyükler Korosu’nda şeflik yaptım. 20’yi aşkın koro şefliği Masterclass’da aktif ve gözlemci katılımcı olarak eğitimler aldım. Rodney Eihenberger, Lintz Brifelt, Josep Villa Casanas, Robert Culver, Poulo Lorenço, Lorenzo Donati, Georg Grün, Jan Schumayer, 1983-1989 yılları arası Gökçen Koray ve Seval Irmak gibi değerli şefler ile çalıştım. Selma Berk, Suna Korat, Gül Sabar, Mustafa Yurdakul, İlhan Sürmen, Suna Çevik, Gülşen Şimşek gibi değerli şan hocaları ile çalıştım. 2000 yılında Alegria Korosu’nu ve 2018’de Vista Korosu’nu kurdum. Bu iki koro ile çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Sizi Alegria Korosu’nu kurmaya ve yönetmeye iten motivasyon neydi?
Alegria Korosu’nu kurmaya yönelten motivasyon çok özel bulduğum Türk halk müziği ve Türk müziğini dünya standartlarında seslendirilmiş örneklerle tüm dünyaya tanıtmak, dünyada yapılan çok sesli müzik örneklerini Türk izleyicisine sevdirmek ve Ulu Önder Atatürk’ün Türk müziğini dünya standartlarına ulaştırma, çağdaşlaşma çabasına katkıda bulunmak.
Alegria ismi mutluluğu çağrıştırıyor. Bu isim koro için nasıl bir anlam taşıyor?
Alegria ismi mutluluk neşe anlamına geliyor. Biliyorsunuz Pablo Neruda‘nın en mutlu olduğu anlar teknesinde geçirdiği anlar ve teknesinin adı da Alegria. Bizde de böyle bir çağrışım yaptı ve ismimizi buradan aldık.
“TÜRK BEŞLERİ BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”
Alegria Korosu’nun repertuvarını belirlerken hangi kriterlere dikkat ediyorsunuz?
Repertuvarımızı belirlerken Türkiye’den örnekler, özellikle Ulu Önder Atatürk’ün görevlendirip yurt dışında okuttuğu Türk Beşleri olarak adlandırılan bestecilerden seçmeye özen gösteriyorum ve daha sonra da beğendiğim çok güzel armonileri olan çağdaş Türk bestecilerin ve genç Türk bestecilerin eserlerini söyletmeye özen gösteriyorum. Dünyadaki bestecileri dikkatle takip eden bir ekibim var; repertuvar çalışma grubu. Onlarla birlikte dünyada koro müziği adına başarı kazanmış, güzel kompozisyonlar yapan bestecilerin eserlerini seçiyoruz ve yorumluyoruz.
Koronuzda farklı yaş ve meslek gruplarından katılımcılar var. Bu çeşitlilik koro kültürünü nasıl etkiliyor?
Değişik yaş gruplarından değişik mesleklerden oluşan dostlar çeşitlilik ve çok renkliliği demokrasiyi getiriyor. Beraberinde çok farklı mesleklerden, farklı bakış açılarından oluşan dostlarla birlikte olmaktan ben çok mutluyum, onlar da mutlu ki yıllardır birlikte devam ediyoruz.
Türk müziği ile dünya müziğini aynı çatı altında buluştururken nasıl bir denge kuruyorsunuz?
Türk müziği ve dünya müziği arasında dengeyi sağlarken yurtdışında Türk müziğinin örneklerini çok sesli Türk müziği örneklerini seslendiriyoruz. Yurt içinde ise dünya koro edebiyatından daha fazla yer vermeye çalışıyoruz, bunun yanında günlük popüler müziklerden de sevilen örnekleri seslendirip seyirciye sunuyoruz.
Bir koro şefi olarak, sahnedeki enerjiyi koroya ve seyirciye aktarmanın püf noktaları sizce nelerdir?
Koro şefi olarak seyirciye ve koroya en önemli enerji aktarımı sizin rahat olmanız ve kendinizden emin olmanız, yaptığınız müziği çok iyi bilmeniz. Bu noktada her ne olursa olsun rahat olup olumlu olup koraya ve seyirciye güzel enerji vermek çok önemli. Böyle olduğunda da huzur, mutluluk, neşe yüzünüze yansıyor ve bunu yansıtıyorsunuz.
Provalarda en çok üzerinde durduğunuz konu nedir, teknik mükemmellik mi, yoksa duygusal aktarım mı?
Provalarımızda özellikle entonasyon dediğimiz temiz söylemeye önem veriyoruz. Bunun yanında çok sesli müzik olduğu için homojen bir bütünü elde etmeye çalışıyoruz. Barok müzik yaparken o dönemin özelliklerini söyleme tekniğini yapmaya, dönemsel farklılıkları, teknik farklılıkları doğru yapmaya önem veriyoruz, duygusal aktarım teknik bir bütündür ikisi de birbiri olmadan olamaz diye düşünüyorum.
Şeflik hem disiplin hem de samimiyet gerektiriyor, bu dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Evet bu çok doğru. Bunu sağlarken gönüllülük ilkesi bizim için çok önemli. Dostlar koromuza gelirken, keyif almaları çok elzem. Keyif aldıklarında başarılı ve güzel sesler çıkartıyorlar. Bunun yanında disiplin mutlak, disiplinsiz hiçbir şey olmaz, o nedenle genellikle tatlı sert bir tutum içerisinde oluyorum.
Koroya yeni katılan birine, Alegria ruhunu en hızlı hissettirecek şey sizce nedir?
Her şeyden önce Alegria ruhunu kazandırmak için Alegria‘nın müzikal seviyesine ulaştırmam gerekiyor. Yeni katılan dostlar için bir yıl hazırlık süremiz var, bir yıl hazırlık süresince ses eğitimi ve solfej eğitimi alıyor arkadaşlar. Daha sonra minik bir sınavla ana koroya geçiyorlar. Ruhu vermek için eski koristlerimiz, yeni arkadaşları büyük bir sevgiyle kucaklıyorlar.
HAYATINIZ DEĞİŞİYOR
Koro çalışmalarının, bireylerin sosyal hayatına ve ruh haline nasıl bir katkısı olduğunu gözlemliyorsunuz?
Koroda olmak, bir gruba üye olmak, birbirini seven, birbirini destekleyen, iyi günde, kötü günde birlikte olmaya özen gösteren bir dost çevresine sahip olmak büyük bir güç. Arkadaşlarım bunu hissediyorlar. Öncelikle hayatımızda bir hedefin olması çok önemli ve yaptığımız müzik kolay bir müzik değil. Bir eğitim gerektiriyor, bu eğitimi başarıyla tamamlayıp karşılığını alınca işte o zaman doyum bambaşka oluyor ve hayatınız değişiyor.
Uluslararası sahnelerde yer alma konusunda hangi noktadasınız, hangi ülkelerde sahne aldınız?
Alegria koromuzla 2004 yılında İtalya Sardunya Adası, Nuoro şehrinde düzenlenen festivalde, 2007 Makedonya’da Tetovo Jüri Özel Ödülü, 2008 Makedonya Ohrid, 2012 Almanya Gifhorn Belediyesi Özel Konseri, 2013 Dünya Olimpiyatları’nda özel konser verdik, 2014 Makedonya Ohrid Tomislav Ödülü ve ikincilik ödülü, 2015 Paris Koro Festivali, 2016 Kıbrıs Korolar Festivali, 2018 Kıbrıs Korolar Festivali, 2024 Belgrad Niş Korolar Festivali’nde En İyi Eser Yorumlama Ödülü, 2024 Makedonya Koro Yarışması’nda 3’üncülük Ödülü aldık. Mutlu ve gururluyuz .
Alegria Korosu’nun yakın dönemdeki projeleri ve hayalleri neler?
Alegria Koromuz, yakın dönemde Devlet Çoksesli Korosu’nun düzenlediği koro evi konserlerinde yer alacak. Aynı zamanda fuaye konserlerinde mini konser verecek, bizim için özel bir konser olan 29 Ekim konserimiz olacak, yeni yıl konserimiz, sevgililer günü konserlerimiz, bahar konserlerimiz de vereceğimiz konserler arasında. Ayrıca her yıl bir yurt içi bir de yurt dışı festival ve yarışmalarda görev almayı hedefliyoruz. Bununla birlikte Allegria, yakın dönemde müzikallerden bir kolaj yapacağız özellikle, Broadway müzikallerinden seçme korolu ve solulu bir gösteri planlıyoruz.
Geleceğin koro müziğinde hangi eğilimleri görüyorsunuz, siz bu değişime nasıl hazırlanıyorsunuz?
Geleceğin koro müziğinde artık korolar notalarını alıp dosyalarıyla sahnede sabit durmuyor. Artık bir kompozisyon gerekiyor. Dans, konu, tiyatro, gösteri, renkler, post kostümler, dekorasyonla renklenen bambaşka bir kulvar yaratılıyor. Biz de bu duruma uygun kompozisyonlar oluşturarak çağa ayak uydurmaya çalışıyoruz.
Alegria Korosu’nu henüz keşfetmemiş dinleyicilere nasıl bir davette bulunmak istersiniz?
Bana kalırsa müzik de müzikle uğraşmak da insan hayatına sihirli bir dokunuşta bulunarak hayatınızı değiştiriyor. Müziği seven tüm dostlara kucak açıyoruz ve müzik yapmak ve çok sesli müziği öğrenmek isteyen herkesi davet ediyoruz. İnci Ayağ Alegria Korusu olarak herkese kollarımızı açıyoruz. Bizim birçok korodan farkımız sıfırdan yetiştiriyoruz. Bu eğitimler için müzik öğretmenlerimiz var, eğitim kadromuz harika. Onlarla birlikte koromuza sanatçı yetiştiriyoruz. Bu noktada konuşma fırsatı verdiğiniz için size ve Başkent Gazetesi’ne çok teşekkür ediyorum, sevgilerimi sunuyorum.
