Zorunlu ev hapsi herkesi bunalttı…

Daha çok da öğrenim hayatına yeni başlayan minik öğrencileri.

Kolay değil tabii, doğayla kucaklaşma, koşup oynama çağında pandemi denilen illet yüzünden ev hapsinin dayanılmaz yükünü omuzlamak.

Salgın döneminin en az zararla atlatılması, öğrencilerin olağanüstü koşullardan etkilenmesinin olabildiğince önlenmesi için ilgili makamlarca çeşitli yöntemlere başvuruluyor.

Eğitim ordusunun cefakar neferleri öğretmenler de aynı amaca yönelik ilginç uygulamalar sergiliyor.

Bunlardan biri de Cebeci Ortaokulunda görev yapan Türkçe öğretmeni Sultan Doksöz.

Doksöz, pandemi nedeniyle uzaktan eğitim gören öğrencilerin ders motivasyonlarını artırmak için ilginç bir projeyi hayata geçirdi. Projenin adı:

''Bana Bir Masal Anlat''

Doksöz, farklı illerdeki beş bin çocuğa online masallar anlatıyor.

Umarız başarılı olur.

Ölümcül pandemi yüzünden risk altında bulunan ve maskeli yaşama ayak uydurmak zorunda kalan minik öğrencilerin ihtiyacı olan psikolojik desteği sağlar.

Küçüklere masallar olur da büyüklere olmaz mı?

Tabii ki olur.

Hem de ne masallar…

Ama biraz farklı…

Bu türden olanlar kendilerini daha çok seçim dönemlerinde hissettirir.

Pandemi gibi ölümcül değil, süründürücüdür…

Kürsüler, meydanlar, bir kısım görsel ve yazılı medya, masalların aktarılması için uygun zeminlerdir.

Güzel şeylerdir bu masalların konusu…

Bolluktur, berekettir…

Sağlıktır, selamettir…

Özetle toz pembedir…

Dinleyeni çoktur…

Anlatanlar zaman zaman değişse de içerik değişmez…

Çoğu zaman dinleyenler de…

Büyüklere masallar, küçüklere masallara benzemez…

Onlar gibi masum değildirler...

Masal vardır iyi,

Masal vardır kötü…

Farkında olmak lazım…