Koronavirüs (Covid-19) salgını bütün hızıyla devam ediyor...

Başlangıçta virüsün yayılmasını önlemeye yönelik bir takım 'resmi' önlemler alınsa da 'normalleşme' sürecine geçtiğimizden bu yana ipin ucu kaçmış görünüyor...

Ve en kötüsü, 29 Ağustos günü açıklanan verilere göre yeni yatan hasta sayısı 1500 iken iyileşerek taburcu olanların sayısı bin civarında. Bu durum, hastanelerdeki yükün devamlı artması sonucunda sistemin çökme tehlikesini gündeme getiriyor.

***

Covid 19 salgını yayılmaya başladığında çeşitli ülkeler tarafından üç mücadele yöntemi belirlenmişti...

Birincisi, salgının ilk kez resmi olarak ortaya çıktığı Çin'de uygulanan 'etkin izolasyon' yöntemiydi...

Çin, bir yandan 'sosyal devlet' olma özelliğini kısmen de olsa koruduğu, diğer yandan güçlü bir merkezi yönetime sahip olduğu için başta Wuhan olmak üzere 16 kentte tüm kara ve hava dolaşımını durdurma, sokağa çıkma yasağı uygulama gibi radikal önlemler almıştı...

Hacettepe Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, 22 Mart 2020 tarihinde bu yöntemi değerlendirdiği bir açıklamasında bu konuda şu tespitleri yapmıştı:

'Bu önlemlerin yaklaşık 760 milyon Çinliyi kapsadığı hesaplanıyor. Aradan geçen yaklaşık iki aylık süre sonrasında yeni ortaya çıkan vaka sayısı binlerden onlu rakamlara düştü. Dünya Sağlık Örgütü bu başarıdan ötürü Çinli yetkilileri kutladı. Buradaki kritik soru, bu önlemlerin ne şekilde etkili olduğudur. Sadece insanların toplu yerlerde bir araya gelmesinin engellenmesi yeterli olur mu, yoksa mutlak bir sokağa çıkma yasağı mı gerekli? 18 Mart'ta dünyanın en ciddi bilim dergilerinden biri olan Nature'da yayınlanan bir makalede bu soru çok sayıda bilim insanına sorularak alınan yanıtlar özetlenmiş. Görüşü sorulan bilim insanlarının çoğu insanları evde tutmanın işe yaradığı konusunda hemfikir gözüküyor. Vuhan'daki sokağa çıkma yasağının ilk haftası sonunda hasta bir kişinin hastalığı bulaştırabileceği insan sayısı 1,05'e düşmüş. Bu normalde kovidli bir hasta için 2,5 civarında olan bir rakamın yarısından da düşük. Eğer bu rakam 1'in altına inerse salgının ortadan kalkmış olacağı kabul ediliyor.'

Bu açıklamanın yapılmasından üç gün önce Çin'in Şinhua ajansı, ilk kez o gün ülkede iç kaynaklı vaka tespit edilmediğini, tespit edilen 34 vakanın tümünün yurt dışından gelenlerde görüldüğünü açıklamıştı...

Sonuçta 1 milyar 400 milyonun üzerinde nüfusa sahip Çin'de koronavirüsten yaşamını yitirenlerin toplam sayısı 4.600 kişi olarak kaldı.

***

Bir diğer yöntem erken ve yaygın tanı yoluyla mücadele yöntemiydi...

Bu yöntem, ilk olarak Güney Kore ve Singapur gibi salgından ilk etkilenen bazı ülkelerde uygulandı...

Prof. Dr. Akova, Güney Kore'de uygulanan bu yöntem için şunları söyledi:

'50 milyon nüfuslu ülkede salgının belirgin biçimde yavaşladığı ve şubat sonu günde ortaya çıkan yeni vaka sayısı 909 iken, bu rakamın 17 Mart'ta 74'e düştüğü gözleniyor (...) Ülkede 270 binden fazla insan Kovid-19 etkeni için test edilmiş. Bu rakam bir milyon kişi başına 5 bin 400 test anlamına geliyor. Karşılaştırma için ABD'de bu rakamın bir milyonda 74 olduğu bilindiğinde aradaki farkın muazzam ölçüde büyük olduğu ortaya çıkıyor.'

***

Üçüncü yöntem ise 'sürü bağışıklığı' olarak adlandırıldı...

Bu yöntem, hastalığın 'doyum noktasına' erişinceye, yani bulaşacak kimse bulmakta zorlanacak kadar yayılması ve bunun sonucunda insanların hastalığa karşı bağışıklık kazanması fikrine dayanıyordu... Bir başka deyişle bu yöntemi kullanmak, Dadaloğlu'nun cenge giden yiğitlere 'Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir' diye seslenmesine benziyordu... ABD, İngiltere, Hollanda ve İsveç gibi ülkeler bu yöntemi denediler...

Ancak, salgının hızlı yayılımı ve ölü sayısının artması karşısında İngiltere ve Hollanda kısa zamanda geri adım atmak zorunda kaldılar...

ABD ise ısrarla bu yöntemi kullanmaya devam etti. Önlem almamak 'insan hakları' kapsamında değerlendirildi. Hatta bu amaçla bir festival bile düzenlendi. Sonuç: 328 milyon nüfuslu ABD'de toplam vaka sayısı 6 milyonu, hayatını kaybedenlerin sayısı 185 bini geçti.

(Devam edecek)