Türk Kolon ve Rektum Cerrahi Derneği Mart ayının tüm dünyada kalın bağırsak kanseri farkındalık ayı olması nedeniyle kolon kanserine dikkat çekti. Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ayhan Kuzu, 'Kolorektal kanser hem dünyada hem de ülkemizde kadın ve erkeklerin en çok yakalandığı üçüncü kanser tipidir. Ancak ölümle sonuçlanan hastalıklar listesinde en çok ölümle sonuçlanan ikinci kanser tipidir. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütünün (OECD) 2015 yılında yaptığı bir araştırmada dünyada son on yıl içinde Türkiye ile birlikte 3 ülkede kalın bağırsak kanseri sağ kalım oranlarının kötüye doğru gittiğini göstermiştir.' diye konuştu. Kuzu, verilere değinerek, 'Sağlık Bakanlığı verilerine göre birinci evredeki (başlangıç evresi) kalın bağırsak kanserinin 5 yıllık sağ kalım oranı ülkemizde yüzde 70 civarında iken gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 90 civarındadır. Bu veriler ülkemizde bu hastalıkla mücadelenin önemini ortaya koymaktadır.' dedi.

GENÇ NESLİN HASTALIĞI OLUYOR

Kuzu, son yıllarda bu kanserin genç yaşlarda da görülmek sıklığının arttığına dikkat çekerek, şunları söyledi: 'Son yıllarda dikkat çeken kaygı verici gelişme ise; kalın bağırsak kanserinin (kolon ve rektum kanseri) genç yaşlarda görülme sıklığındaki artıştır. Gözlenen tüm kalın bağırsak kanser vakalarının yaklaşık yüzde 10 kadarı 50 yaş altında gelişmekte. Özellikle genç yaşlarda kalın bağırsağın makata yakın bölgesinde gelişen rektum kanseri vakalarındaki artış kolon kanserine oranla iki kat daha yüksek. Daha da önemlisi yapılan istatistiksel analizler, genç yaşlarda kalın bağırsak kanserinin görülme sıklığındaki artışın önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ortaya koymakta. 2017 yılında yapılan bir araştırmada 1950 doğumlu bireylere göre, 1990 doğumlu genç nüfusta kolon kanseri görülme sıklığı 2 kat, rektum kanseri görülme sıklığı ise 4 kat daha fazla bulunmuştur. Bu veriler de gösteriyor ki, maalesef kalın bağırsak kanseri genç nesillerin hastalığı olacak.'

ERKEN TANI HAYAT KURTARIR

Erken tanının önemine vurgu yapan Kuzu, şunları anlattı: 'Genç yaşlarda ortaya çıkan belirti ve bulgular sıklıkla bir şey yoktur diye geçiştirilirken, yanlış tanı ve doktora geç müracaat etme nedeni ile de hastalık ancak ileri evrelerde yakalanabilmekte. Gençlerin 'kulaktan dolma' tedavi yöntemlerini denemeleri, 'nasıl olsa geçer' düşüncesiyle rahatsızlıklarını önemsememeleri, 'genç yaşta kanser olmaz' düşüncesi ile umursamamaları, hastalıkların ilerlemesine ve tedavisi daha zor bir aşamaya ulaşmasına neden olmakta.' 'Bazı faktörler kolon kanseri riskinizi artırabilir' diyen Kuzu, kolon kanserinden korunmak için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: 'Aşırı kilodan kurtulmak, düzenli egzersiz yapmak, devamlı kırmızı et tüketmemek, yüksek ısıda pişen gıdalardan uzak durmak, sigara içmemek ve aşırı alkol tüketmemek.' Risk altındaki bireylerde kolon kanserinin daha sık gelişebildiğini aktaran Prof. Dr. Kuzu, 'İleri yaş, Kendinizde kolon kanseri veya polip olması, itihabi bağırsak hastalığınızın olması, ailenizde kolon kanseri veya polip veya kalıtımla geçen kolon kanseri hikayesi olması ve tip II diabet (şeker) hastalığı olması.' dedi. Tarama yapılması gereken kişileri anlatan Kuzu, 'Ülkemizde hem kadın ve hem erkekte üçüncü sırada olan ve kanserden ölüm nedenlerinin ikinci sırasında yer alan kalın bağırsak kanseri için normalde 50 yaş olan tarama yaşı bazı bireyler için daha erken yaşlara çekilmesi gerekli. Ailesinde genç yaşta kalın bağırsak kanseri ve/veya kalın bağırsak polipi hikayesi olanlarda, ailesinde kalıtım yolu (irsi) ile geçiş gösteren kanseri olanlarda, uzun süredir iltihabi bağırsak hastalığı tanısı ile izlenenlerde, kalın bağırsak kanseri belirti ve bulguları olan, dışkıda kan gelmesi, dışkılama alışkanlığında değişiklik, giderek artan karın ağrısı ve huzursuzluk hissi, kansızlık, güçsüzlük gibi şikayetleri olanlarda, kalın bağırsak kanseri tarama programının daha genç yaşlarda yapılması gerekli.' ifadelerinde bulundu.

Kalın bağırsak kanserinin nasıl gelişeceğini anlatan Kuzu, şunları aktardı: 'Vücudumuzu kaplayan deri tabakası gibi bağırsağın iç yüzeyini örten bir tabaka vardır. Bağırsak iç yüzeyini örten tabakanın bağırsak içine doğru büyümesi ile bir kabartı - şişlik meydana gelir. Buna polip denir. Her polip kanserleşmez fakat kolonoskopi ile tespit edilip çıkarılmadıkları zaman başlangıçta iyi huylu olan bazı polipler büyüyebilir ve bazılarından kalın bağırsak kanseri yani kolon kanseri gelişebilir. İyi huylu bir polipin kalın bağırsak kanserine dönüşmesi yıllar içinde olmaktadır. Birinci ve ikinci derecedeki aile bireylerinde kalın bağırsak ve diğer kanserler sorgulanmalı. Kanserin önlenebilmesi, erken tanı ve tedavisi için dışkıda gizli kan testi ve kolonoskopi taramalarını düzenli yaptırması önemlidir. Özellikle ailesel riski olanlar gençlerin erken tarama programlarından veya genetik danışmanlıktan faydalanması gerekiyor. Genç yaşta görülen kalın bağırsak kanserlerinde kimse şüphelenmediği için yanlış tanı ve tedavi sorunu vardır. Bu nedenle vücudunuzda iyi gitmeyen bir durum varsa mutlaka konunun uzmanlarından ikinci bir görüş alınmalı. Kalın bağırsak kanseri ve birçok hastalıktan korunmak için sağlıklı yaşam şekli önemli. Düzenli egzersiz, fazla kilolardan arınmak, dengeli beslenme, tam tahıl, sebze, meyve, lifli gıda tüketilmesi, kırmız et tüketimin azaltılması, sigara ve tütün ürünleri kullanılmaması, aşırı alkol alınmaması gerekiyor.'

ÖNLENEBİLİR TEDAVİ EDİLEBİLİR

Hastalıkla iki noktaya vurgu yapan Kuzu, 'Kalın bağırsak kanseri önlenebilir, tedavi edilebilir, atlatılabilir bir hastalık. Kalın bağırsak kanseri, erken evrede yakalandığında tam şifa ile tedavi edilmesi mümkün olan bir hastalık. Bu nedenle, kamu yararını esas almış bir sivil toplum kuruluşu olan Türk Kolon ve Rektum Cerrahisi Derneği'nin (TKRCD) görevi cerrahlarının eğitimine katkıda bulunmasının yanında aynı zamanda kamuyu bilinçlendirmek amaçlı projelerde üretmek. Dünyada kalın bağırsak kanseri farkındalık ayı olarak kabul edilen Mart ayı boyunca, sağlıklı yaşama bilincinin geliştirmesi, farkındalığın artırılması ve hastalığın erken tanı ve tedavisi için tarama yöntemlerinden yararlanılması konularına dikkat çekmek istiyoruz.' değerlendirmelerinde bulundu. Toplantıda Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cem Terzi ise insanların muayeneden utandığını bu düşüncenin yanlış olduğunu 50 yaşını geçen herkesin kontrollerini yaptırması gerektiğine dikkat çekti. Toplantıya Dernek Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Bilgi Baca, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihangir Akyol, Dernek üyesi Doç. Dr. Muzaffer Akkoca da katıldı.

Muhabir: Haber Merkezi