Kaya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2026 bütçesini TBMM’de sert şekilde eleştirdi. Kaya, “Bakanlık 2026 yılı için 531 milyar 905 milyon TL bütçe teklif etmiş. Ama bu devasa rakamın içinde kadın yok, toplumsal cinsiyet eşitliği yok, adalet yok! ‘Kadının Güçlenmesi’ programına ayrılan pay ise yalnızca 6 milyar 737 milyon TL, yani toplam bütçenin sadece yüzde 1,2’si kadınlara ayrılmış. Kadını korumak yüzde bir önceliğiniz mi Sayın Bakan?” dedi.
"Bugün burada konuştuğumuz şey kuru bir bütçe cetveli değil; kadınların yaşam hakkı, çocukların geleceği, yaşlıların onuru, engellilerin eşitliği, yani bu ülkenin vicdanıdır." diyen Kaya, "Bu bütçeye baktığımızda görüyoruz ki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bir kez daha kadınları, çocukları, yoksulları yalnız bırakmıştır. 2026 yılı bütçesi, sosyal devletin değil, sosyal çöküşün belgesidir." ifadelerini kullandı.
"BÜYÜK RAKAMIN İÇİNDE KADIN, TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE ADALET YOK"
Bakanlığın 2026 yılı için 531 milyar 905 milyon TL bütçe teklifinde bulunduğunu belirten Kaya, "Ama bu büyük rakamın içinde kadın yok, toplumsal cinsiyet eşitliği yok, adalet yok! Bakın; “Kadının Güçlenmesi” programına ayrılan pay sadece 6 milyar 737 milyon TL. Yani toplam bütçenin sadece %1,2’si kadınlara ayrılmış! Kadını korumak yüzde bir önceliğiniz mi Sayın Bakan? Kadınların yaşam hakkı, emeği, özgürlüğü yine arka plana itilmiş. Bakanlığın adından ‘Kadını’ çıkardığınız gibi yine bütçeden de çıkarmışsınız! Üstelik 2025’in ilk altı ayında, bu bütçenin sadece 1 milyar 894 milyon lirası kullanılmış. Yılın yarısı bitmiş, ama kadınlar için ayrılan bütçenin yüzde60’ından fazlası hala yerinde duruyor. Çünkü kadın politikası üretilmiyor, çünkü eşitlik bir öncelik değil. Kağıt üzerinde “kadın dostu bütçe”, gerçekte ise kadınsız bir yönetim anlayışı!" dedi.
"HER 100 ÇOCUKTAN 1'İ KREŞ HİZMETİNDEN YARARLANABİLİYOR"
Kaya, "Bakan Hanımın açıklamalarına göre, 83 bine yakın çocuğa kreş ve gündüz bakımevi hizmeti verilmiş. Oysa Türkiye’de kreş çağında 9 milyondan fazla çocuk var! Yani her 100 çocuktan yalnızca biri bu hizmetten yararlanabiliyor. Ve Bakan Göktaş, daha çok kreş açmak yerine, “komşu annelere çocuk teslim etme” gibi akıl dışı bir öneriyle övünüyor. Ve bu AK Parti iktidarı Cumhuriyet Halk Partili Belediyelerin kreş açmasını engellemeye çalışıyor. Bu politika filan değil, çaresizlik hâlidir." diye konuştu.
"SİZ AİLEYİ DEĞİL EŞİTSİZLİĞİ GÜÇLENDİRİYORSUNUZ"
Kaya, "Kadınların omzundan bakım yükünü almayan, kamusal sorumluluğunu yerine getiremeyen iktidar, kadını güçlendirmiyor kadını yalnız bırakıyor. Bütçede kadın yok, icraatta kadın yok, vizyonda kadın yok. Ama “aileyi güçlendiriyoruz” diyorsunuz. Hayır! Siz aileyi değil, eşitsizliği güçlendiriyorsunuz. Peki “Yoksullukla Mücadele ve Sosyal Yardımlaşma” kalemi? 2026 bütçesinde “Yoksullukla Mücadele ve Sosyal Yardımlaşma” kalemine 284 milyar TL ayrılmış. Ama 2027 bütçe tahminine baktığımızda, bu kalem bir anda 644 milyar TL’ye fırlıyor!
Bu olağanüstü artışın nedeni nedir Sayın Bakan? Bu, seçim bütçesi midir? Önce halkı yoksullaştırıp sonra kendi yarattığınız yoksulluğun finansmanını mı sağlayacaksınız? Bu artış, sosyal devletin güçlenmesi filan değil, basbayağı iktidarın seçim yatırımıdır. Çünkü biliyoruz: Siz refahı değil, yoksulluğu yönetiyorsunuz. Sosyal yardımlar hak değil, lütuf gözüyle dağıtılıyor. Kadınlar sizin yoksulluk düzeniniz yüzünden yardım kuyruklarında bekliyor. İşte bu yüzden bu bütçe, bir refah bütçesi değil; bir seçim bütçesidir.
2025’i “Aile Yılı” ilan ettiniz. Ama hangi aile? Kadının şiddet gördüğü, emeğinin karşılığını alamadığı, yoksullukla boğuştuğu aile mi? Kadını koruyamadığınız gibi, kadınları adaletsiz güvensiz bir yaşama hapsettiniz. Bugün Türkiye’de kadınlar yoksulluğu da geçti, artık yokluk sınırında yaşıyor.
Kadın işsizliği erkeklerden iki kat fazla. Kadın emeği ucuz, kadın bedeni güvencesiz, kadın hayatı değersiz hale getirilmiş durumda. Ve siz hala “aileyi koruyoruz” diyorsunuz. Hayır, siz kadınları yapayalnız bıraktınız!" dedi.
"HER GÜN BİR KADIN DAHA EKSİLİYORUZ"
Kaya, "Bu ülkede her gün bir kadın daha eksiliyoruz. Geçtiğimiz yıl tarihin en yüksek kadın cinayetlerini yaşadığımız yıl oldu. Bu yılda durum çok farklı değil maalesef. Sadece ekim ayında 27 kadın cinayeti işlendi. 2025’in ilk 10 ayında 317 kadın katledildi. Bunların 241’i kadın cinayeti, 76’sı şüpheli ölüm. Her gün kadınlar öldürülüyor; her gün bir evden bir çığlık yükseliyor.
Rojin Kabaiş, Emine Bulut, Özgecan Aslan, Ayşenur Halil, İkbal Uzuner, Ceren Özdemir, Ayşe Tokyaz, Başak Cengiz, Şule Çet, Pınar Gültekin, Meclisteki çalışma arkadaşımız Saliha Akkaş ve daha niceleri… Bu isimleri burada anmak boynumuzun borcudur! Çünkü onlar istatistik değil, onlar bu ülkenin utanç hanesinde yazılı canlardır!
Peki bu acı tablo ortadayken, siz ‘’Kadına şiddete karşı sıfır tolerans’’ demek dışında bir şey yaptınız mı Sayın Bakan? Kadınlar evlerinde, iş yerlerinde, sokak ortasında öldürülüyor; ama iktidar hâlâ “aileyi güçlendiriyoruz” diyor. Hayır! Siz aileyi değil, eril şiddeti güçlendiriyorsunuz." dedi.
6284 sayılı yasanın, kadını şiddetten korumak için var olduğunu ama uygulamanın yalnızca kâğıt üzerinde kaldığını belirten Kaya, "Kadınlar çantalarında koruma kararlarıyla katlediliyor. Mahkemeler uzaklaştırma kararıyla yetiniyor, elektronik kelepçe gibi etkili önlemler kullanılmıyor. Aile Bakanlığı süreci takip etmiyor, denetim mekanizmaları işlemiyor. Bu yüzden her ihlal, her cinayet, denetimsizliğin ve umursamazlığın bir sonucudur.
Tek adam kararıyla İstanbul Sözleşmesi’ni siz feshedeli 4 buçuk yıl oldu. O günden bu yana kadın cinayetleri azalmadı, arttı. Devletin görevi kadını korumak iken, siz korumasız bıraktınız. Bütçenizde de, politikanızda da kadın yok! Bir gecede imza çektiniz, işte kadınların ömrü o gece kısaldı. Ama bilin ki o kararı alanların elinde, bu kadınların kanı vardır." ifadelerini kullandı.





