Türkiye’nin en köklü kurumlarından Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT), 184 yıllık tarihinin en zorlu dönemini yaşıyor. CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, PTT’nin AKP iktidarı ve Türkiye Varlık Fonu eliyle çöküşe sürüklendiğini belirterek, “Koca bir çınarı göz göre göre batırdınız, şimdi de taşınmazlarını satışa çıkararak yağmalıyorsunuz” sözleriyle iktidara yüklendi.

ÖZELLEŞTİRME TARTIŞMALARININ GEÇMİŞİ

1840 yılında Sultan Abdülmecid döneminde kurulan PTT, Osmanlı’da ilk posta teşkilatı olarak doğdu. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte modern posta ve haberleşme hizmetlerinin merkezinde yer aldı. Yalnızca mektupların değil, telgraf, telefon ve daha sonra bankacılık hizmetlerinin de omurgası oldu. Uzun yıllar boyunca “devletin en güvenilir kurumlarından biri” olarak kabul edilen PTT, halkın posta ve kargo ihtiyaçlarının yanı sıra parasal işlemlerini de üstlendi. Ancak 2000’lerden itibaren iletişim teknolojilerinin değişmesi ve devletin özelleştirme politikaları PTT’yi de etkiledi. PTT, aslında 1990’lı yıllardan itibaren özelleştirme gündemine girdi. Telekomünikasyon alanının hızla büyümesiyle birlikte PTT, 1995’te Türk Telekom ve PTT olarak ikiye ayrıldı. Türk Telekom 2005’te özelleştirilirken, PTT kamu kurum kimliğini korudu. Ancak PTT de bu süreçte adım adım “özelleştirmeye hazırlık” tartışmalarının odağında kaldı:

2000’li yıllar: PTT’nin taşınmazlarının satışı ve kurumun anonim şirket yapısına dönüştürülmesi sık sık gündeme geldi.

2013: PTT, “PTT Anonim Şirketi” statüsüne kavuştu. Bu düzenleme, kamuoyunda “özelleştirmenin ön adımı” olarak yorumlandı. Aynı dönemde kurulan PTTBank, bankacılık alanına giriş yaptı.

2017: PTT, Türkiye Varlık Fonu’na devredildi. Böylece kurum, doğrudan TBMM denetiminden çıktı ve Sayıştay raporlarının kapsamı daraltıldı. Bu da “şeffaflık kaybı” eleştirilerini beraberinde getirdi.

Son yıllar: Kâr eden bir kurum olmasına rağmen yanlış yönetimle zarar açıklamaya başlayan PTT için “satış” ya da “özelleştirme” iddiaları yeniden gündeme geldi.

6 YILDA 8 MİLYAR TL ZARAR

PTT, 2017 sonrası dönemde hızla borç batağına saplandı. CHP’li Kanko’nun açıkladığı verilere göre kurum, sadece son 6 yılda 8 milyar TL zarar etti. Üstelik bu zarar, kamu hizmetlerinden değil, kötü yönetim, şatafatlı harcamalar ve liyakatsiz atamalardan kaynaklandı. Kanko, “Bir zamanlar kendi kaynaklarıyla dimdik ayakta duran PTT, bugün maaş ödeyemez hale geldi. Çalışan mağdur, kurum iflas noktasında” diyerek tabloyu özetledi. Kurumun açığını kapatmak için son çare olarak taşınmaz satışına gidildi. Resmi ilanlara göre yalnızca 6 büyükşehirde 49 taşınmaz, toplam 2,2 milyar TL bedelle satışa çıkarıldı. Kanko, bu tabloyu “iflasın resmî itirafı” olarak değerlendirdi: “Kurumu yeniden ayağa kaldıracak reformlar yapmak yerine, milletin malını yağmalıyorlar. Bu satış, PTT’nin kurumsal kimliğini yok etme planının parçasıdır.”

PTT’DE NELER YAŞANDI?

PTT’nin çöküş sürecinde çok sayıda skandal ve tartışma gündeme geldi: Sendikalar, PTT’nin liyakatsiz atamalarla doldurulduğunu, kurumun siyasi kadrolaşmaya kurban edildiğini defalarca duyurdu. Sayıştay raporları, üst düzey yöneticilerin lüks araç kiralamaları ve şatafatlı temsil giderlerini ortaya koydu. PTTBank ve PTT Kargo’nun zarar eden projeleri, kamu kaynaklarının heba edildiği iddialarına yol açtı. Yazılım, teknoloji ve lojistik alanında yapılan milyarlarca liralık ihalelerde şeffaflıktan uzak uygulamalar sık sık gündeme geldi. Personel maaşlarında gecikmeler, düşük ücretler ve ağır çalışma koşulları çalışanların tepkisini artırdı. Türkiye Varlık Fonu’nun PTT üzerindeki etkisini sert sözlerle eleştiren Kanko, şu ifadeleri kullandı: “Varlık Fonu adı altında aslında bir ‘Yokluk Fonu’ oluşturuldu. Devletin birikimleri bir bir satılıyor, kamu kurumlarının içi boşaltılıyor. PTT bunun en acı örneğidir. Bu düzen yalnızca PTT’yi değil, tüm Türkiye’yi iflasa sürüklüyor.”

SENDİKALAR VE UZMANLARDAN UYARILAR

PTT’de örgütlü sendikalar, kurumun taşınmazlarının satışa çıkarılmasını “özelleştirmenin ön adımı” olarak yorumluyor. Uzmanlar ise, stratejik kamu kurumlarının Varlık Fonu üzerinden satışa hazırlanmasının Türkiye’nin kamu varlıklarını zayıflattığını vurguluyor. Ekonomistler, posta ve lojistik sektörünün dünya genelinde büyüdüğünü, e-ticaret çağında PTT’nin doğru yönetilmesi halinde Türkiye için büyük bir gelir kaynağı olabileceğini belirtiyor. Ancak yanlış politikalar nedeniyle bu fırsatın heba edildiğini dile getiriyorlar. CHP’li Kanko, açıklamalarını şu sert sözlerle noktaladı: “184 yıllık kurumları batırmak başarı değil, millete ve ülkeye büyük bir ihanettir. Milletin alın teriyle biriktirdiği değerleri yağmalamaktan vazgeçin. Türkiye’yi sattığınız taşınmazlarla değil, üretimle, emekle, liyakatle ayağa kaldırabilirsiniz. Ama sizin anlayışınızda ne üretim var, ne de liyakat.”

Muhabir: İrem Akbay