Programda konuşan İKÜ Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birim Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Burçin Ataseven Doğru, “Dijital şiddet, kadına yönelik mevcut şiddet türleri arasında etki alanı en geniş olan şiddet türüdür. Kadına dijital şiddet sanki gerçekleşmemiş gibi görünse de yayılma hızı çok yüksek olduğu için biz bunu bir nevi patlamaya hazır volkan gibi tanımlıyoruz. Durulmadan dijital ortamda kaynayan bir şiddet var ve bunun patlamaması için mutlaka ele alınması ve anlaşılması gerekiyor. Dijital şiddetin en önemli sebeplerinden biri toplumsal baskı diye düşünüyorum. Kadınların kendilerini yeterince rahat ifade edememesi veya söylediklerinin toplumsal baskı nedeniyle farklı anlamlara çekilmesi. Aslında iletişim eksikliği buna en çok sebep olan etken” dedi.

İstanbul Kültür Üniversitesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında bu yıl ‘Kadına Yönelik Dijital Şiddet: Aramızda’ temasıyla bir etkinlik düzenledi. Kadına yönelik şiddetin dijital mecralarda aldığı yeni biçimlere dikkat çekmeyi amaçlayan panel, İstanbul Kültür Üniversitesi Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi tarafından, Inner Wheel 242. Bölge Federasyonu iş birliğiyle hayata geçirildi. Etkinlikte hem akademisyenler hem de alan deneyimi olan konuşmacılar dijital şiddetin toplumsal etkilerini, yayılma hızını ve genç kadınlar üzerindeki riskleri değerlendirdi.

‘ÖLDÜRÜLEN KADINLARIN YÜZDE 69’U EVLİ VEYA ESKİ KOCASI TARAFINDAN ÖLDÜRÜLÜYOR’

Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birim Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Burçin Ataseven Doğru, dijital şiddetin günümüzün en görünmez ama en hızlı yayılan şiddet türlerinden biri olduğunu belirterek “Bildiğiniz gibi 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü. Dolayısıyla birçok üniversite, belediye ve STK’da kadına yönelik şiddetin tüm yönleriyle ele alındığı etkinlikler düzenlendi. İstanbul Kültür Üniversitesi Kadın ve Sosyal Araştırmalar Birimi olarak bizler de Inner Wheel 242. Bölge Federasyonu ile iş birliği yaparak, Birleşmiş Milletler’in bu sene belirlediği konsepte paralel olarak dijital şiddeti ele aldık. Dijital şiddet, kadına yönelik mevcut şiddet türleri arasında etki alanı en geniş olan şiddet türüdür. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun son yayınladığı 2025 Ekim raporuna göre, öldürülen kadınların yüzde 69’u evli veya eski kocası tarafından öldürülüyor. Genele baktığınızda toplamda yüzde 95’i tanıdığı biri tarafından öldürülüyor” ifadelerini kullandı.

‘DİJİTAL ORTAM ŞİDDETİN TOPLUMSALLAŞMASINA YOL AÇIYOR’

Doğru, “Dijital şiddeti incelememizin esas sebebi ise dijital ortamda büyüyen bu şiddetin, bu listeye tanıdık olmayan faillerin eklenmesine ve şiddetin toplumsallaşmasına yol açtığını düşünmemizdir. Bu nedenle biz de Birleşmiş Milletler ile paralel olarak bu sene bu konuyu ele aldık. Panelimize katılamayıp burada ana konuşmacılarımızın, çok kıymetli hocalarımızın konuşmalarını merak edenler, dijital şiddet hakkında bilgilenmek isteyenler web sitemizi ziyaret edebilirler. Orada panelimize ait küçük bir araştırma raporu, bir kitapçık yayınlayacağız. Oradan bilgi edinebilirler. Hatta iletişim kanallarından bize görüşlerini ileterek mücadelemize katkıda bulunurlarsa çok seviniriz” diye konuştu.

‘DİJİTAL ŞİDDET PATLAMAYA HAZIR BİR VOLKAN GİBİ’

Doğru, “İnanın, dijital şiddet sanki gerçekleşmemiş gibi görünse de yayılma hızı çok yüksek olduğu için biz bunu bir nevi patlamaya hazır volkan gibi tanımlıyoruz. Durulmadan dijital ortamda kaynayan bir şiddet var ve bunun patlamaması için mutlaka ele alınması ve anlaşılması gerekiyor. Tabii ki yaşayanlar, mağdurlar bunları çok daha iyi bilir. Panelimizin birinci oturumunda dijital içerik üreticisi olarak bilinen bir konuğumuz olacak. Kendisi yaşadığı deneyimleri anlatacak, biz de bu deneyimlerden yola çıkarak dijital şiddeti tüm katılımcılarımızla tartışmaya çalışacağız. Dijital şiddetin en önemli sebeplerinden biri toplumsal baskı diye düşünüyorum. Kadınların kendilerini yeterince rahat ifade edememesi veya söylediklerinin toplumsal baskı nedeniyle farklı anlamlara çekilmesi. Aslında iletişim eksikliği buna en çok sebep olan etken” dedi.

Doğru, “Genç kadınların daha çok hedef olmasının sebebi ise en çok teknoloji ve dijital platformları kullanan kesim olmaları. Çok normal, dijital çağa doğmuş bir gençlikten bahsediyoruz. Bu nedenle birbirleriyle daha çok dijital kanallar üzerinden iletişim kuruyorlar ve maruz kalma oranı artıyor. Herkesin özendiği bir dijital sosyal medya ortamı var ve orası toz pembe gösteriliyor. Kötü sonuçların neye yol açacağını bilmeden gençler bunun içine çekiliyor. O özenme hali, maalesef farkında olmadan dijital şiddete maruz kalmayı artırıyor" ifadelerini kullandı.

‘HERKESİ TEHDİT EDİYOR’

Inner Wheel Türkiye 242. Bölge Federasyonu Başkanı Filiz Hasgül, “Dijital şiddet, özellikle sosyal medyanın aktif olması ve internetin yaygınlaşmasıyla çok daha fazla gündemimize girdi. Maalesef sadece kadınlarımızı değil, tüm gençlerimizi ve çocuklarımızı da tehdit ediyor. Son yıllarda çok artış gösterdi. Çünkü dijital şiddet aramızda, sadece dışarıdan gelen bir şiddet değil, herkesin yapabildiği bir şiddet türü. Çok katmanlı, çok kapsamlı ve maalesef herkesin başına gelen ya da gelebilecek bir durum. Şiddet dediğimiz şey ya da şiddete başvuran kişiler, her türlü şiddeti uygulayabiliyor. Dolayısıyla fiziksel şiddette bulunan veya bu yönde güdüsü olan insanların, dijital şiddette de daha aktif olduğunu görüyoruz. ‘Stalking’ dediğimiz takip ya da ısrarlı takip de bunun bir parçası” diye konuştu.

‘GENÇLER DAHA ÇOK HEDEFTE’

Hasgül, “Genç kadınların daha çok hedef haline gelmesinin sebebi, karşı tarafın isteklerini veya istemediklerini onlara zorla yaptırmaya çalışması aslında. Bugün 25 Kasım, 2008 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından duyurulmuş olup 2030 yılına kadar devam edecek olan bir projedir. Özellikle kadınların ve kız çocuklarının ‘Orange the World – Dünyayı Turuncuya Boya’ etkinliği kapsamında desteklenmesi amaçlanmaktadır. Turuncu, parlak ve güzel bir geleceği ifade eder. Dolayısıyla şiddetten arındırılmış güzel bir dünyaya kadınlarımızın ve kızlarımızın ulaşması hedeflenmektedir” dedi.

Kaynak: DHA