Altılı İttifak'taki sarsıntı masayı terk eden İYİ Parti'nin geri dönüşüyle şimdilik atlatıldı...

Dahası, İYİ Parti'nin İttifak'taki gücünün zayıflaması HDP ile diyaloğun başlamasının yolunu açtı...

Bu diyalog, HDP'nin bazı sol partilerle oluşturduğu blokun yanı sıra yakın zamana kadar TKP ile birlikte hareket eden Sol Parti'nin tutumunu da etkileyecek...

Bu gelişmeler sonucunda ortaya çıkan tablo, Millet İttifakı'nı iktidara taşıyabilecek... Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı açısından olabilecek en kötü senaryonun gerçekleşmesi anlamına gelecek.

***

O nedenle, Cumhur İttifakını oluşturan AKP, MHP ve BBP, şu sıralar yeni parti ya da grupları ittifaklarına dahil etme çabasına hız verdiler...

Bu çabaların ilk meyvesi Cumhur İttifakı'nın da 'Altılı' hale gelmesi oldu...

Geçmişte Güneydoğu Anadolu bölgesinde etkin olan Hizbullah'ın görüşlerine yakın bir parti olan Hüda-Par seçimlerde Cumhur İttifakını destekleyeceğini açıkladı...

Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan tarafından kurulan Yeniden Refah Partisi de şu günlerde bu yönde bir açıklama yapacak...

Bülent Ecevit tarafından kurulan DSP de Cumhur İttifakı'nı destekliyor.

***

Dahası, son zamanlarda CHP ile ipleri koparan bazı Baykal yanlısı CHP'lilerin de bu kervana katılacağı anlaşılıyor...

Deniz Baykal'ın kızı Aslı Baykal önderliğinde oluşturulan, içlerinde Mehmet Sevigen ve Yılmaz Ateş gibi Baykal'ın eski kurmaylarını da bulunduğu bir grup son günlerde ardı ardına Altılı İttifakı eleştiren ve AKP'yi öven açıklamalar yapıyor...

Son olarak Aslı Baykal AKP ile yapılacak görüşmen öncesinde bir tweet atarak, 'Kılıçdaroğlunun çoklu ittifak bloku türlü vaatlerle, kendinden başka aday çıkmasını önlemeye çalışıyor. İyi ki Erdoğan var da demokrasimizi yaşatabileceğiz. O da olmasa oluşan acayip blok tüm sesleri susturacak ve seçime tek aday girmesine izin verecek' mesajını verdi.

***

Böylece seçimlerde yarışacak iki ittifakın siyasal mensupları ana hatlarıyla ortaya çıkmış oldu...

İttifakların seçim sırasında ağırlık vereceği konular da üç aşağı beş yukarı belli...

Millet İttifakı, demokratikleşme ve parlamenter sisteme geri dönüş talebi etrafında birleşirken, Cumhur İttifakı, dar gelirli grupları yanına çekmeyi amaçlayan ekonomik vaat ve uygulamaları hızlandıracak ve dış politikada artırdığı etkinliğini koz olarak kullanacak.

***

Hiç kuşkusuz, depremin yarattığı sonuçlar da seçimlerde oyların yönünü belirleyecek etkenlerin en önemlilerinden biri olacak...

Genellikle bu tür felaketler sırasında bir çok hatalar yapılır ve bunların faturası iktidarda bulunan partilere kesilir. Nitekim, DSP-ANAP-MHP koalisyonunun yıkılmasında 1999 depremleri ve o sırada yaşanan aksaklıklar önemli bir rol oynamıştır...

Ancak bu etkenin rolünü çok fazla abartmamak gerekiyor. Çünkü Gölcük ve Düzce depremlerini izleyen 2000-2001 yıllarında DSP başkanlığındaki koalisyon ekonomik alanda bir 'kemer sıkma' programı uygulamıştı...

AKP ise seçime giderken ekonominin musluklarını ardı ardına açıyor. Bunun genel ekonomik durum üzerindeki etkileri hiç kuşkusuz uzun vadede olumsuz olacak; ancak eğer Millet İttifakı iktidara gelirse bu güçlüklerle o uğraşmak zorunda kalacak, aksi durumda ise yine atı alan alan Üsküdar'ı geçecek!

***

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dış politika alanında atacağı adımların etkisini de küçümsememek gerekiyor...

Erdoğan'ın gerek Rusya-Ukrayna savaşında izlediği yaptırımlara katılmama tutumu, gerekse son dönemde Rusya ve İran ile birlikte yürüttüğü Astana Süreci'ne Suriye'yi de dahil etmeyi amaçlayan yaklaşımları, ABD'yi tedirgin ederken kendisine toplum nezdinde puan getiriyor...

Buna karşılık Millet İttifakındaki partilerin, özellikle de DEVA ve Gelecek Partisi'nin ABD yanlısı ekonomik ve siyasal politikaları toplumda endişe yaratıyor.

(Devam edecek)