Son yazımızda ABD Başkanı Biden'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı 'samimi' zirveye değinmiş ve bu görüşmenin iki ülke arasındaki sorunların çözüme ulaşmasına yönelik bir girişim olmaktan çok Türkiye'yi Rusya karşıtı bir politikaya ikna etmeye yönelik bir çaba olarak değerlendirilmesi gerektiğini söylemiştik...
Aynı yazıda, on yılı aşkın bir süre önce İsrailli profesör David Passig tarafından yazılan bir kitapta ABD'nin Türkiye'yi Rusya'ya yönelik saldırıda 'koç başı' olarak kullanma planlarının dile getirildiğinden bahsetmiştik...
Sözünü ettiğimiz kitap, Türkçeye '2050' olarak çevrilmiş... Orijinal adı: '2050 The Future of the Middle East'(2050 Ortadoğu'nun Geleceği).
***
Kitabın yazarı Prof. David Passig... İsrail Bar-Ilan Üniversitesinde öğretim üyesi...25 yaşındayken 1982 Lübnan Savaşı'na İsrail ordusu saflarında katılmış...
Daha sonra ABD'ye giderek Amerikan hükümetine istihbarat alanında danışmanlık yapan ünlü Stratfor adlı ''think tank'in kurucusu 'gelecekbilimci' George Friedman'ın görüşlerini benimsemiş; İsrail devletine danışmanlık yapmış ve 2005 yılında 'İsrail'in Geleceği' adlı bir 'best seller' yazmış...
2010 yılında ilk kez İsrail'de yayınlanan '2050' adlı kitabı 2011 yılında Türkçeye çevrilerek çok satmış, ama fazla tartışılmamış.
***
Burada önce kitabın İsrail'de yayınlandığı tarihe dikkat çekelim: 2010...
Yani ABD'nin Ortadoğu'ya Irak'ın işgalinin ardından yaptığı ikinci büyük müdahalenin başlamasından hemen önceki günler...
Ve Passig, kitabında Türkiye'yi şu övgü dolu sözlerle göreve davet ediyor: 'Osmanlı İmparatorluğu çökmeden önce yüzyıllar boyunca Kuzey Afrika,Güneydoğu Avrupa ve Ortadoğu'da egemen Müslüman güçtü. Akdeniz ve Karadeniz'e egemen olmas, Doğu Yarımküre'nin büyük bölümünde ana ticaret yolu olmasını sağlıyordu. Bu ticaret üç kıtayı kucaklıyor, beraberinde güvenlik ve refah getiriyordu. Bu nedenle bölge meselelerinden elini çekmesi Türkiye'nin doğal davranışı değil. Coğrafi öneminin farkında ve doğal görevine geri dönmek istiyor.'
***
Bu sözler size başka bir kitabı hatırlattı mı?..
Mesela 2001 tarihinde, yani AKP'nin kurulduğu yıl yazılan 'Stratejik Derinlik: Türkiye'nin Uluslararası Konumu' başlıklı kitabı...
Dünyanın en çok okunan ansiklopedisi Vikipedi'de o kitap şöyle tanıtılıyor: 'Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu'nun Türk dış politikası üzerine yazmış olduğu eser. Kitap soğuk savaş öncesi ve sonrası dünyadaki uluslararası sistemi incelemekte ve bu değişen yapıda Türkiye'nin konumunu tartışmaktadır... Yazar; Türkiye'nin Osmanlı İmparatorluğu mirasıyla ilişkilerini göstermekte ve medeniyet havzasının yattığı Balkanlar - Anadolu - Orta Doğu - Kuzey Afrika - Batı Asya bölgesiyle tarihi ve organik bağlarının yüklediği sorumluluklar dairesinde bir gelecek tasavvuru geliştirmektedir.'
***
Ahmet Davutoğlu'nun AKP'nin ilk üyelerinden biri olduğunu, özellikle dışişleri konusunda partiye danışmanlık yaptığını, 'Yeni Osmanlıcılık' akımının fikir babası olarak kabul edildiğini, 2009 yılında, yani Arap Baharı'nın başlamasından hemen önce Dışişleri Bakanlığına getirildiğini, Arap Baharı Suriye'ye ulaştığında takındığı şahin tavırla ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un en samimi dostlarından biri haline geldiğini, 'uçak düşürme' olayından sonra NATO'yu Suriye'ye müdahaleye davet ettiğini, ardından Rusya'ya yaptırım uygulanmasını savunduğunu ve 2014-2016 yılları arasında başbakanlık yaptığını da biz hatırlatalım...
Bu arada Passig'in yazdığı 2050 adlı kitabın tanıtımını ve eleştirisini yapan ender düşün insanlarından biri olan Prof Dr. Anıl Çeçen'in '2050' mi ? Yoksa 2023' mü?' başlıklı yazısında yaptığı şu saptamayı aktaralım:
'David Passig, 2050 isimli kitabında İsrail devletinin yüzüncü yılını aşan bir hedefi ortaya koyarken, Türkiye'yi komşularıyla savaşa sürükleyebilecek bir Pers modeli planını dolaylı olarak öne sürmektedir. Bu doğrultuda İsrail'in yüzüncü yılına ulaşabilmesi yolunda Türkiye Cumhuriyetinin yüzüncü yılına erişemeden dağılması gibi bir olumsuz durum kendiliğinden gündeme gelmektedir.'
(Devam edecek)