Bakan Ersoy, konuşmasında toplumsal dayanışma ve hoşgörü kültürünün önemine dikkat çekerek, Alevî-Bektaşi geleneğinin yüzyıllardır Anadolu coğrafyasında sevgiyi, kardeşliği ve birliği yaşattığını söyledi.
“Bu toprakların en büyük gücü; farklılıklarını bir zenginlik bilip, aynı idealde buluşarak ortak değerler etrafında kenetlenen milletimizdir.” diyen Ersoy, birlikteliğin asırlardır hoşgörü, adalet ve kardeşlik temelinde şekillendiğini, bu anlayışın milletin geleceğe güvenle yürümesinde en güçlü teminat olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sıklıkla dile getirdiği “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” çağrısını hatırlatan Ersoy, bu sözün toplumsal birliğin ve beraberliğin sembolü olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Alevî-Bektaşi kültürü ve geleneği, yüzyıllardır bu topraklarda sevginin, kardeşliğin ve muhabbetin mayası olmuştur. Bugün de bu değerler, geleceğimizi inşa etmede en önemli rehberlerimizden biridir.”
Bakanlık olarak cemevlerinin kurumsallaşmasına ve inanç önderlerinin fikirlerinin hayata geçirilmesine büyük önem verdiklerini belirten Ersoy, şunları söyledi: “Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, başkanlığımızın çalışmaları sayesinde cemevlerimizin kurumsal yapısının güçlenmesi, inanç önderlerimizin fikir ve önerilerinin hayata geçirilmesi bizler için büyük önem taşımaktadır. Çünkü biliyoruz ki, ortak akıl ve istişare ile yürütülen her çalışma, milletimizin birliğine ve geleceğine güç katmaktadır.”
Ersoy, “Bu millet, Mevlana’dan, Yunus’tan, Hacı Bektâşî Veli Hazretlerinden öğrendi hayata sevgiyle, merhametle, adaletle bakmayı. Bizler bu öğretiyi gençlerimize, yeni nesillere yani geleceğimize doğru ve hak ettiği şekilde aktarabilmek istiyoruz.” dedi.
Toplantıda ortaya konacak fikirlerin yalnız bugünü değil, yarınları da şekillendireceğini ifade eden Bakan Ersoy, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Bizler, sizlerle birlikte, kültürel mirasımızı geleceğe taşıyacak, inanç ve kültür hayatımıza yeni ufuklar kazandıracak adımları atmaya kararlıyız. Bu toplantının hayırlı sonuçlara vesile olmasını diliyor; katkılarınız ve kıymetli varlığınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum.”
“DEVLETİMİZİN İRADESİ AÇIKTIR; HERKES EŞİTLİK TEMELİNDE KUCAKLANACAKTIR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise toplantıda yaptığı konuşmada, istişare kültürünün hem gelenek hem de yönetim anlayışı açısından Türkiye'nin temel referansı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde her kararda ortak aklı esas aldıklarını belirten Yılmaz: “23 yıldır kararlarımızı Anadolu’nun her bir köşesinden, toplumun tüm kesimlerinden gelen milletimizin sesine kulak vererek şekillendiriyoruz. Doğu batı, etnik köken ve inanç ayrımı yapmadan, gölgesinde cem olduğumuz şanlı bayrağımızın dalgalandığı her yerde, 86 milyon vatandaşımız için çalışıyoruz.” dedi.
Toplantının birlik, muhabbet ve erkânı güçlendirme amacı taşıdığına işaret eden Yılmaz, Hz. Ali’nin Mâlik el-Eşter’e yazdığı mektuptaki “Halka karşı merhametli olmayı, sevgi ve iyilikte bulunmayı kendine şiar edin. O insanlar iki sınıftır: Birincisi, dinde kardeşin; ikincisi ise yaratılışta eşitindir” sözünü hatırlattı.
Yılmaz, Alevî-Bektaşi inancının Anadolu’nun hoşgörü ve birlikte yaşama kültürünün en güçlü damarlarından biri olduğunu vurguladı.
Cemevlerinin birer “birlik ve kardeşlik mekânı” olduğunu ifade eden Yılmaz: “Allah Resulü’nün güzide Ehl-i Beyt’ini sevmek ve onlara hürmet göstermek her Müslümanın görevidir. Necip milletimiz tarafından Ehl-i Beyt’in özellikleri, faziletleri, menkıbeleri ve maruz kaldıkları üzücü olayları konu edinen müstakil eserler yazılmıştır.
Bununla ilgili, kadim yerleşim yerlerinde hala Menakıbnameler, Cenknameler, Gülbengler, Mersiyeler görmek mümkündür. Osmanlı döneminde Hicaz’a gitmeden önce ziyaret edilecek yerler arasında Kudüs’le birlikte Ehl-i Beyt’in merkezi olan Necef, Kerbela ve Bağdat yer almıştır. Onların sevgisini yaşatmak için asırlar boyunca çocuklarımıza Ali, Hasan, Hüseyin, Fatma, Hatice, Zeynep, Ümmü Gülsüm isimlerini koymuşuz. Anadolu’da analarımız yoğurt mayalarken, turşu kurarken, hamur yoğururken, evin geçimi iyi olsun diye ocağa şeker atarken, hasta olan kimsenin sırtını sıvazlarken, “el benim elim değil, Fatıma Ana’nın eli” diyerek başlar ve bitirirler. Bu vesileyle bir anlamda Pençe-i Al-i Aba vesilesiyle şifa umulmaktadır. Yine evlenen çiftlere, “Yuvanız Ehl-i Beyt yuvası gibi huzurlu olsun” dileğinde bulunulur. Âşıklarımız, ozanlarımız, şairlerimiz en güzel duyguları, hüsn-ü ahlakı, adalet, asalet ve fazileti, Ehl-i Beyt’ten ilham alarak anlatmışlardır. Onlar masumiyeti ve insaniyeti temsil ederek insanlara rol-model olmuşlardır. Geçtiğimiz Muharrem ayı vesilesiyle bir kez daha andığımız Kerbelâ hâdisesi, bize her çağda adaletin, vicdanın ve kardeşliğin ne denli kıymetli olduğunu hatırlatmaktadır. Bugün de benzer şekilde, millet olarak içinden geçtiğimiz zamanlarda bu değerlere sarılmak, onları yaşatmak bizlere yakışır.” şeklinde konuştu.
Kerbelâ olayını bir insanlık hafızası ve vicdan çağrısı olarak nitelendiren Cevdet Yılmaz: “Zalim kim olursa olsun mahkûm olur; mazlum kim olursa olsun insanlık vicdanında yankı bulur.
Her türlü kötülüğe karşı insanlığın ortak vicdanı galip gelir.” ifadelerini kullandı.
Devletin tüm vatandaşlarını inancı, kültürü veya kimliği nedeniyle ayrım gözetmeden kucakladığını vurgulayan Yılmaz, Alevî-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın bu yaklaşımın kurumsal teminatı olduğunu söyledi.
Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı: “Ne geçmişte yaşanan acılar, ne de bugün karşılaşılan zorluklar bizi ortak geleceğimizden, kardeşlik iklimimizden alıkoyamaz. Hep birlikte, el ele vererek; farklılıklarımızı zenginlik görerek, ortak değerlerimizi büyüterek, Türkiye’yi daha müreffeh ve huzurlu yarınlara taşıyacağız.”
“BU MİRASI GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE YARINLARA TAŞIMAK HEPİMİZİN VAZİFESİ”
Alevî-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanı Esma Ersin ise Başkanlık olarak üstlendikleri sorumluluğun farkında olduklarını belirtti. İnanç ve kültür değerlerinin yeni nesillere aktarılmasında kurumun taşıdığı öneme dikkat çeken Ersin şöyle konuştu:
“Alevî-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı, inanç ve kültürümüzün yeni nesillere aktarılması açısından çok önemli bir kurum. Bizler bu mirası, geleceğe yön verecek şekilde güçlü bir biçimde yarınlara taşımakla yükümlüyüz.
Hizmetlerimizi daha kapsayıcı, daha güçlü hale getirmek için, inanç önderlerimizin, cemevi başkanlarımızın ve siz değerli gönül insanlarımızın yol göstericiliği ve katkılarınız paha biçilmez.”
Ersin, toplantıdaki istişarelerin yalnız bugünü değil, ortak yarınları da şekillendireceğini vurguladı.