Şair Yazar Yiğit İrge, şiire çocukluk yıllarında ilgi duymaya başladığını ve zamanla bu ilginin güçlü bir ifade biçimine dönüştüğünü anlattı. Ona göre şiir, yaşanmış duyguların, kısa sürede iz bırakan haftaların ve ayların bir toplamı; bu nedenle her kitabı kendi içinde bir anı defteri niteliği taşıyor. “Süveyda: Kırık Camlar Müzesi” ve “Ruhumun Duvarları: Dürbünümde On Sene” adlı eserlerinde hem kişisel dönüşümünün hem de gündemin yarattığı duygusal etkilerin izlerini görmek mümkün.
“ŞİİRLERİM HER OKURDA FARKLI BİR ANLAM KAZANIYOR”
Şiirde katı kurallardan ziyade özgür bir dil kullanmayı tercih eden İrge, yazdıklarının okurda karşılık bulmasının en kıymetli taraf olduğunu vurguladı. Şehir, orman, serap gibi sembollerle ördüğü dizelerinde duyguları doğrudan değil, güçlü benzetmeler üzerinden aktarmayı seçiyor. Okurun metinlere kendi yaşantısıyla yaklaşmasını önemseyen genç şair, şiirlerinin her okurda farklı bir anlam kazanmasının da edebiyatın doğasına uygun olduğunu söyledi.
“HER YENİ METİNLE GELİŞİYORUM”
Gelecek planlarında şiirin yanı sıra roman ve öykü çalışmalarına yönelmek bulunan İrge, yazarlığı bir zorunluluk hline getirmek istemediğinin altını çizdi. Yalnızca “olduğunu hissettiği” metinleri yayımlamak istediğini belirten genç şair, her yeni metinle geliştiğini ve farklılaştığını söyleyerek ileride kalıcı iz bırakacak eserler üretmeyi hedeflediğini ifade etti.
Haberin devamı için tıklayınız.





