Olay 7 Haziran 2024 günü Büyükçekmece Mimar Sinan Sahili'nde meydana geldi. Sahilde elleri ve ayakları bağlandıktan sonra halıya sarılmış ve ağırlık bağlanarak denize atılmış halde kadın cesedi bulundu. Polis ekiplerinin çalışmalarında hayatını kaybeden kadının Sedef Güler (24) olduğu tespit edildi. Hazırlanan iddianame kapsamında 3 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Yavuz Güngör ve Fırat Baykara hazır bulundu.
'BENİM KARDEŞİM UYUŞTURUCU KULLANMADI'
Anne Gülüzar Sezer, “Ben atılan iftiraların hiçbirisini kabul etmiyorum. Sanıkların hepsinden şikayetçiyim" dedi. Sevda Güler ise, “Benim kardeşim uyuşturucu kullanmadı. Ben de hiç kullanmadım" beyanında bulundu.
'O ANDA AKIL SAĞLIĞIMI KAYBETMİŞ OLMALIYIM'
Tutuklu sanık Yavuz Güngör ise savunmasında, “Ben hiçbir şey yapmadım. O anda akıl sağlığımı kaybetmiş olmalıyım. Ben uyandığımda o kadın ölmüştü. Tekrar cezaevine girmemek için böyle bir şey yaptım. O an için ne yapacağımı bilemedim ama maktule zarar vermek istemedim" dedi.
'BU OLAYDA EN ZAYIF HALKA BENİM'
Tutuklu sanık Fırat Baykara ise savunmasında, “Olayın en başından beri benim suçsuz olduğum belli. Sevda başından beri bir şeyleri gizliyor. Bu olayda en zayıf halka benim. Benim üstüme oynanmaya çalışılıyor. Ben Yavuz da dahil olmak üzere dosyada adı geçen kimseyle telefon bağlantısı kurmadım. Yavuz aradığı zaman bana birisinin öldüğünü söyleseydi asla o eve girmezdim" dedi.
DURUŞMADA GERGİNLİK ÇIKTI
Duruşma sırasında Fırat Baykara'nın savunması üzerine anne Gülüzar Sezer, 'Çocuklarıma iftira atamazsın' diyerek bağırdı. Bunun üzerine anne ve sanık Baykara arasında tartışma çıktı. Yaşanan gerginlik sonrası duruşmaya ara verildi. Ara sonrası mahkeme heyeti her iki sanığın da tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı eksik hususların giderilmesi amacıyla 11 Şubat 2026 tarihine erteledi.
KADEM'DEN AÇIKLAMA
KADEM Avukatı Sinem Ermiş yaptığı açıklamada, “Bugün 7 Haziran 2024 tarihinde İstanbul Büyükçekmece'de vahşice katledilen Sedef Güler'in altıncı duruşmasını takip etmek ve adalet talebimizi yinelemek için bir kez daha toplandık. Sedef, 'iş bulma' vaadiyle kandırılmış; elleri koli bandıyla bağlanmış, ayaklarına zincir ve ağırlık takılarak bir halıya sarılıp denize atılmıştır. Biz bugün yalnızca bir cinayeti değil, görmezden gelinen bir toplumsal yarayı haykırıyoruz. Bugün, Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanıklar Yavuz Güngör ve Fırat Baykara, 'çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme' suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanmaktadır. Sanıklardan biri, suçuna ortak ettiği bir başkası aracılığıyla yurt dışına kaçırılmış, ancak yapılan girişimler sonucu ülkeye iadesi sağlanmıştır. Olay yerinde bulunan deliller, maktule ait eşyalar ve sanıkların birlikte kullandığı ev, bu korkunç suçu tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Kadınların yaşam hakkını savunmak, faillerin hak ettikleri cezaları almalarını sağlamak ve adaletin tesisi için buradayız. KADEM olarak bu davanın sonuna kadar takipçisiyiz. Kadınların yaşama hakkını savunmak yalnızca hukukçuların değil, her birey ve kurumun ortak sorumluluğudur. Biz, kadınların hayatlarını savunmaktan, adaletin takipçisi olmaktan ve tüm kadınlar özgürce yaşayana kadar bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz" dedi.





