Gürer Bir haftada 18 köy ve kasabaya ziyarette bulundu. Gürer, yaptığı konuşmalarda ülke sorunlarına değindi. Bölgede tarımın içinde bulunduğu durumu değerlendirdi. Meclis çalışmaları hakkında bilgi verdi.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer , Türkiye’nin tarımda uyguladığı ithalat politikalarını, çiftçilerin artan borç yükünü, hayvancılıktaki gerilemeyi ve tarımsal kamu kurumlarının özelleştirilmesiyle ortaya çıkan yapısal sorunları ayrıntıları ile konuşmalarında ifade etti.

YERLİ ÜRETİME İTHAL DARBESİ

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımda 21 üründe arz açığı olduğunu ve bu ürünlerin stratejik ürün olmasından dolayı üretim planlamasının ciddi biçimde uygulanması ihtiyaç olduğuna vurgu yaptı.

Buğday, arpa, mısır, ayçiçeği, çeltik, pirinç, mercimek, soya, pamuk gibi ithalat yapılan önemli ürünlerin üretim açığının giderilmesi mümkün olduğunu ifade etti. Gürer “yıllardır bölgede kavun ve karpuz yetiştirildiğini hatırlatarak, üreticilerin ithalat nedeniyle zarara uğradığına dikkat çekti. “Bu bölgede yıllardır kavun, karpuz var. Özellikle Cücü, karakapı, Çukurkuyu tarafında yetişiyor. Turfanda karpuz Türkiye’de , Adana ‘da çıkarken İran’dan karpuz ithal ediyor. Piyasa doymuş oluyor. Yerli üretici malını değerine satamıyor. Türkiye bu ithalat politikasından vazgeçmedikçe bu sorunlar bitmez,” dedi. Patateste de benzer bir durumun yaşandığını ifade eden Ömer Fethi Gürer, tarımda plansızlığın sonuçlarını üreticinin ağır bedel olarak çektiğini söyledi.

“TMO’YU SORGULAMAK GEREKİR”

Toprak Mahsulleri Ofisi’nin amacından uzaklaştığını vurgulayan Ömer Fethi Gürer, tarımda sistemli bir yapının kurulması gerektiğini belirtti.: “Toprak Mahsulleri Ofisi Türkiye’de niye var? Kuruluş amacı ne? Çiftçi karagün dostu TMO ithalatçı bir noktaya sürüklendi. Yerli üreticiyi tüccarın eline bırakıp ithalatçı konuma erdirildi. TMO yerli üretici tanında durmalıdır. TMO 12,5 milyon ton iç pazarda seçim dönemi buğday alırken bu yıl hedefini 2,5 milyon ton olarak belirlemesi dahi TMO‘nun durumu özetlemektedir.

Bu iş sistemleştirilmeli. Bir yıl önceden hangi bölgede ne ekileceği, alım fiyatının ne olacağı, su sorunu olan bölgelerin tespiti, toprak bütünlüğü gibi konular planlanmalı. Bunlar yapılmazsa üretici sürekli zarar eder. Ama biz bunu söylediğimizde, bazıları çıkıp herkes her yerde aynı şeyi ekiyor diyor. Bu işler varsayımla değil, veriyle yürütülür.” dedi

“SÜT FİYATI KAĞIT ÜZERİNDE VAR AMA ÜRETİCİDE ALICI YOK”

Bölgedeki hayvancılık sorununa da değinen CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, çiğ sütün tavsiye edilen alım fiyatının üreticiye yansımadığını belirterek, “Sütün tavsiye edilen fiyatı 18 lira 35 kuruş ama bölgemizde 14 liraya bile alıcı bulamıyor üretici. Bazıları sanıyor ki herkes o fiyattan satıyor. Hayvancılık artık yapılabilir olmaktan giderek çıkıyor. Sürekli artan yem fiyatları ve ahır giderleri hayvancılık yapanı da zorluyor ,” diye konuştu.

“MAZOTTA FİYAT ARTIŞI ÇİFTÇİYİ VURUYOR”

Mazot desteği konusunda da eleştirilerde bulunan Ömer Fethi Gürer, “Türkiye’de tarım kesimi yılda 3,5 milyar litre mazot kullanıyor. Tarım kesimine mazot için ayrılan destek 2025 yılı için 20 milyar lira. Oysa ÖTV ve KDV dahil yaklaşık 70 milyar lira Tarım kesiminden vergi alınıyor. Çiftçi zaten perişan, bir de sırtına vergi yüklüyorsun. Desteği verme, ÖTV ve KFV tarım kesiminde mazottan alma ki gerçek bir destek olsun ,” dedi.

“TARIMDA ÖZELLEŞTİRME ÜLKEYİ KRİZE SÜRÜKLEDİ”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarımsal kamu kurumlarının özelleştirilmesinin olumsuz sonuçlarına değindi: “Gübre, yem fabrikaları kapanmamalıydı. Toprak-Su, Köy Hizmetleri, Zirai Donatım Kurumu kapanmamalıydı. Toprak Mahsulleri Ofisi çiftçinin karagün dostu çiftçi kuruluşu olarak kalmalıydı. Özelleştirme sürecinde dediler ki, verim artacak, Kamu fabrikaları özelleşince boş gezen olmayacak. Ama ne oldu? Özelleşen çok kamu fabrikası kapandı. ne gübre kaldı, ne yem, ne de aşı. İthalat mecbur süreç yaratıldı” dedi.

“AŞI İTHAL, HAYVAN HASTA, ŞAP YAYGIN”

Hayvancılıkla ilgili bir diğer önemli sorun da aşı olduğunu belirten Ömer Fethi Gürer, geçmişte Türkiye’nin kendi aşısını ürettiğini hatırlatarak, “Hıfzıssıhha Kurumu Türkiye’nin en büyük kurumuydu, aşı üretirdi. Şimdi ithal aşı getiriyoruz ama onu da doğru saklayamadığımız için yeterli fayda sağlayamıyoruz . Son dönemde şap hastalığı yayılıyor. Irak’ta 2024 yılında görülmüş. Sınırdan ülkemize girmiş. Hayvan pazarları kapalı, hastalık aşı ile önlenmeye çalışılıyor. Bakanın cevabı var; 140.000 doz aşı yapılmış ama hayvanlar hasta. Aşının saklama koşullarına uyulmazsa etkisiz olur. Aşı vuruluyor, hayvan yine hastalanıyor. Sonra da deniyor ki aşı fayda etmedi. Çünkü yeterli takip ve koruma sistem yok.”

“ÇİFTÇİNİN 1 TRİLYON 34 MİLYAR LİRA BORCU VAR”

Çiftçinin borç yüküne dikkat çeken Ömer Fethi Gürer, “Bugün Türkiye’de çiftçinin bankalara olan borcu 1 trilyon 34 milyar lira. Cumhurbaşkanı diyor ki, ‘çiftçimiz ihracat yapıyor’. icra ile satış ilanlarına girin bakın: yılbaşından beri 6.000 ‘den fazla arazi, 500 den fazla traktör icra yoluyla satışa çıkarılmış. Demek ki borç ödenemiyor,” ifadelerini kullandı.

Muhabir: Hatice GÜREL