Gürer, Urfa ve Adana gibi pamuğun yoğun ekildiği bölgelerden çiftçilerin aradığını ve açıklanan fiyatın, girdi maliyeti dikkate alındığında başa baş noktasının da altında kaldığını ifade etti. Geçtiğimiz yıl 26 TL gören ürüne, bu yıl kaliteye göre değişen en yüksek fiyatın 31 TL olmasının; mazot, sulama, gübre vb. giderlerdeki artışa göre yeterli olmadığını belirtti.

Gürer, “Ürettiğimiz kadar ithalat eder durumda olduğumuz pamukta bu gidiş daha sorunlu olacak ve dışa bağımlılık artacak. İktidar, pamuk üreticisinin talebine uygun fiyat oluşumunu sağlamazsa ‘Beyaz Altın’da dertler katlanacak görülüyor. Üretimimiz yıllara göre 700 bin ton ile 850 bin ton arası değişiyor, ithalatımız da üretime göre şekilleniyor. 800-950 bin ton aralığında dışarıdan pamuk ithal duruma geldik. Amerika Birleşik Devletleri’nden dahi pamuk ithal ediyoruz. Bir dönem Çukurova pamuğu ile ünlü idi. Yanlış politikalar Çukurova’da pamuk ekimini azalttı. Urfa ve Ege’de pamuk ekimi devam ediyor. Fiyat sorun olmaya devam ederse çiftçi pamuktan da uzaklaşacak. Kamu üreticinin yanında olmalıdır. Pamuk stratejik bir üründür. Tekstilden yağ üretimine, sabun üretimine kadar farklı alanlarda yararlanılan bu bitki değer bulmalı ve dışa bağımlı değil, yerli üretimi artıracak politikalar geliştirilmelidir” dedi.

Muhabir: Hatice GÜREL