Zirai dondan sonra kuraklığında çiftçiyi vurduğunu, çok köyde içme ve sulama suyu sorunu yaşandığını belirten Gürer, köy ve kasaba ziyaretlerimizde bu yıl en çok dert yanılan susuzluk, göletlerde ve derelerde su kalmamış ve de içme suyu dahi soruna dönüşmüş durumda. İlk köylerde bu kadar yaygın su sorununu dinledim. Üretimi etkileyen kuraklık ile kuru tarım alanında bir dönümde 200 kilo buğday alınan yerde bu verim 80-100 kg kadar düşmüş. Yeraltı suları çekilmesi ise kuyuları maliyetlerini de artmış.” diye konuştu.
Niğde il genelinde kuraklıklığın önemli etkiler yarattığını ifade eden Gürer, "Bazı yerlerde göletlerde su yok. Özellikle tarım için suyun önemi büyük. Çoğu yerde hayvancılıkla uğraşanlar, hayvanlarını suladıkları göletlerde artık su olmadığını ifade ediyor. Tarım kesimine katkı sağlayan göletlerde de su bulunmuyor.” dedi.
"ÖMERLİ DERESİ KURUMUŞ DURUMDA"
Toroslarda Ömerli Deresi'nin kurumuş olduğunu yerinde tespit ettiklerini söyleyen Gürer, “Ömerli Deresi kurumuş durumda. Geçmişte bu mevsimde bu derede su azalması olsa da olurdu. Artık bu derede de su yok. Kuraklığın etkisinin yanı sıra, doğal yollarla yeryüzüne çıkan sularda da azalma görülüyor. Kuyu sularında ciddi bir çekilme var. Önceden 15-20 metreden su çıkan yerlerde artık 200 metrede bile su çıkmıyor.” ifadelerini kullandı.
“SU PLANLAMASI ELE ALINMALI”
Kuraklığın yalnızca üretimi değil, kırsal yaşamı da tehdit ettiğini söyleyen Gürer, “Kuraklığın etkisiyle tarımda da ciddi riskler oluşuyor. Bazı köylerde içme suyu sorunları baş göstermiş durumda. Kuraklığın etkisini bölgemiz ciddi şekilde hissediyor. Gölet yapılmış kuraklıktan su kalmamış. Bazı köylerde su var orada da gölet yok. Gölet ve barajlarda kapalı sisteme alınması da isteniyor. Su kayıpları en aza indirilmesi ve su planlaması ciddi biçimde ele alınıp takip edilmesi şart”. diye konuştu.
“VAHŞİ SULAMA DEĞİL, DAMLAMA VE YAĞMURLAMA ŞART”
Su kaynaklarının bilinçli ve verimli kullanılması gerektiğini ifade eden Gürer, vahşi sulama yöntemlerinin artık terk edilmesi gerektiğini vurguladı. Gürer, “Bu bağlamda yeraltı sularının daha modern yöntemlerle kullanılması gerekiyor. Vahşi sulama yerine bir an önce yağmurlama ve damlama gibi yöntemlerin uygulanması büyük bir ihtiyaç. Yoksa derelerimizin durumu ortada; artık derelerde de su kalmadı. Toroslarda bu dönemde suyu olan dereler bile kurumuş durumda. Su fakiri ülkeyiz. Kuraklık bu yıl ortalığı kasıp kavuruyor. Farklı ürünlerde sulama yapılamaması ürün kayıplarına yol açarken içme suyunda da tehlike çanları çalıyor. Çok sert ve ciddi kuraklıkla karşı karşıyayız. Zirai dondan sonra kuraklık üretime önemli darbe vuruyor. Su krizi kapıda. Suyumuzu doğru kullanmadık. Yeraltı suları erken tüketmeye başladık. Yeryüzüne doğal yollarla çıkan su kaynakları denizlere akarken seyredildi. Yeraltı barajları yapılmadı. Su kuralıkla daha kıymetlense de sorun ciddi boyuta ererken iktidar yeterli önlemlerde geç kalmaya devam ediyor. Halen ülkemizde yüzde 31 klasik sistem, yüzde 34 kanalet sistem, yüzde 35 borulu sistem sulama sağlanıyor. Hızla borulu kapalı sisteme geçilmelidir. Ülkemizde yüzde 68 salma (Vahşi) sulama yapılıyor. Su verimliliği yüzde 51 seviyesinde. Kuraklık ve suda ortaya çıkan sorunlarla hızla su verimliliği artırılıp, sulamada kapalı sisteme geçilerek su kaynakları doğru kullanılması sağlanmalıdır.” dedi.