Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmelerinde yaptığı konuşmada, enerji politikalarının iklim değişikliği, çevresel tahribat ve tarımsal üretim üzerindeki etkilerine dikkat çeken Gürer, sık yaşanan enerji kesintilerinin üretimi ve günlük yaşamı olumsuz etkilediğini belirterek, “Bakım gerekçesiyle yapılan sık kesintiler hem gıda israfına hem de cihaz arızalarına yol açıyor. Enerjiyi ihtiyaç duyulduğu anda ulaştırmak en önemli meseledir” ifadelerini kullandı.

Mersin’de don olaylarına karşı kurulan rüzgar pervanelerinin, kesintiler nedeniyle çalışmadığını belirten Gürer, milyonluk yatırımların boşa gittiğini vurguladı.

Gürer, küresel iklim krizinin en çok etkileyeceği iki alanın tarım ve enerji olduğunun altını çizen Gürer, “Karbon kredisi dışında kapsamlı bir iklim politikası yok. Oysa önümüzdeki süreçte enerjinin arzı ve sürdürülebilirliği en önemli sorun olacak.” ifadelerini kullandı.

“ORMAN YANGINLARININ EN AZ YÜZDE 3'Ü ENERJİ HATLARINDAN ÇIKIYOR”

Enerji altyapısındaki arızaların orman yangınlarına da yol açtığını söyleyen Gürer, yangınların yüzde 3 ila yüzde 5’inin enerji iletim hatlarındaki kısa devrelerden kaynaklandığını belirterek, “Sıcaklık artışı ve nem azalması yangın riskini artırıyor. Enerji hatlarından çıkan bir kıvılcım büyük felaketlere yol açabiliyor,” dedi.

“TARIM ARAZİLERİ GÜNEŞ PANELLERİYLE KAPLANMAMALI”

Yenilenebilir enerji yatırımlarının mera ve tarım alanlarını yok etmemesi gerektiğini söyleyen Ömer Fethi Gürer, çözüm önerisini şöyle dile getirdi:

“Güneş panelleri belli bir yükseklikte kurulmalı, altları tarımsal üretim veya gezen tavuk gibi hayvancılık için değerlendirilmeli. Böylece enerji üretimi de tarım da birlikte sürdürülebilir.”

“VAHŞİ MADENCİLİK EKOSİSTEMİ YOK EDİYOR”

Gürer, madencilik faaliyetlerinin çevreye verdiği zarara da değindi ve plansız madenciliği “ülkenin geleceğine darbe” olarak nitelendirdi.

Gürer, “Her maden o bölgenin su kaynaklarını, yeraltı sularını ve ekosistemini tahrip ediyor. Ağaç dikmek çözüm değil; çünkü iklim yapısı değişiyor. Vahşi madencilikle geleceği yok ediyoruz,” dedi.

Niğde’deki Hasan Dağı’ndan gaz çıkışları ve sesler geldiğine yönelik iddiaları hatırlatan Gürer, MTA’nın bu konuda araştırma yapıp yapmadığını sordu. Ayrıca Tuz Gölü doğalgaz deposunun fay hattı üzerinde olduğunu hatırlatarak olası risklere dikkat çekti.

Özelleştirme sonrası enerji firmalarının altyapı yatırımlarında isteksiz davrandığını belirten Gürer, birçok bölgede sokak lambalarının yanmadığını, vatandaşların “bütçe yok” gerekçesiyle karanlıkta bırakıldığını söyledi.

“TAŞERONLUK MODERN KÖLELİKTİR”

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, enerji sektöründe süren taşeron sistemini de eleştirerek, “Taşeronluk modern köleliktir. Devlet bu sistemi sürdürmemeli, tüm çalışanlar kadroya alınmalıdır,” dedi.

Muhabir: Muhammed Ali YAHŞİ