Tarlada çiftçi ile görüşen Gürer tarım sektöründeki krizin sürdürülemez hale geldiğini vurguladı. Gürer, çiftçilere verilen desteklerin yetersiz olduğunu belirterek, “Saman 4.500 lira, yonca 13.500 lira. Geçen sene burada 7 liraydı. Ben Konya’da gördüm, bu yıl 8 liraya mal etmişler ama nakliye binince İzmir’e 13.500 liradan sevkiyat yaptıklarını söylediler. Gübre 2.140 liraydı, şimdi 29.000 lira olmuş. Yıllık mazotta 4,5 milyar litre kullanılıyor. Bütçeden mazot için ayrılan 20 milyar liralık bir destek var çiftçiye. Oysa ÖTV ve KDV olarak çiftçilerden 60–65 milyar lira alınıyor. Biz de diyoruz ki: çiftçiden mazotta ÖTV’yi, KDV’yi kaldırın; destek vermeyin.” şeklinde konuştu.
GÜRER: ÜRETİCİ KENDİ YEMİNİ ÜRETMEDEN HAYVANCILIĞI SÜRDÜREMEZ
Gürer, çiftçilik yapmadan hayvancılığı sürdürülemez noktaya geldiğini, yalnızca ahırı olan ama hayvanını elinden çıkarmak zorunda kalan üretici sayısının da arttığını ifade etti. Gürer, “Ülkemizde hayvancılık yapanların, çiftçilik yapmıyorsa ahırlarını boşalttı. Yalnızca ahır var, hayvan varsa mutlaka kaba yemini kendi üretmek zorunda. Kendi üretmezse dışarıdan aldığı yemle hayvancılığın sürdürülebilirliği yok. 12 ay boyunca hayvana yem vermek durumundalar. Yonca, bazı bölgelerde 13.500 liraya kadar ton fiyatı çıkmış durumda. Çiftçi ise hayvanı varsa kendi emeğini katmadan daha uygun fiyatta yonca üretmeye çalıştıkları için kısmen daha uygun fiyatla maliyeti sağlıyorlar." diye konuştu.
GÜRER: "KREDİYLE ÇİFTÇİLİK YAPILIYOR"
Gürer, sadece kaba yem değil, süt yemi fiyatlarının da üreticiyi zorladığını belirtti. 50 kiloluk süt yemi fiyatının 700 lirayı geçtiğine dikkat çeken Gürer, “Bu fiyatlarla hayvancılığı sürdürebilmeleri mümkün değil. Bunun yanı sıra çiftçilik de yapıyorlar, farklı ürünler ekiyorlar. Girdi maliyetler arttığı için her yıl aldıkları ürünlerinin fiyatı katlanıyor aynı şekilde ürettikleri ürünlerin fiyatları artmıyor. Sattıkları ürün ya da hayvan fiyatı gidere göre artmayınca da her yıl zarara giriyorlar. Krediyle çiftçilik yapıyorlar. Sulama suyu, gübresi, ilacı, tohumu,mazotu,işçilik fiyatları olarak artıyor. Traktörler mazotla çalışıyor, mazottaki her artış çiftçiye doğrudan yansıyor.” dedi.
GÜRER: ÇİFTÇİ SAYISI AZALIYOR ARAZİ SAYISI EL DEĞİŞTİRİYOR
Tarımda karşılaşılan zararlılar ve hastalıkların da maliyeti artırdığını belirten Gürer, bu nedenle tarım ilaçlarının kullanımının arttığını söyledi. Ancak bu kalemlerin her yıl zamlandığını, üreticinin artan maliyetlerle baş edemez hale geldiğini belirten Gürer, “İşçi sorunu var, ilaç sorunu var, tohum sorunu var, gübre sorunu var, mazot sorunu var. Yeterli desteği de alamadıkları için çiftçilik yapanlar, çiftçi refahı dediğimiz aileleriyle mutlu bir yaşamı sürdürme olanağına sahip değiller. Bunun yansıması olarak da ülkemizde çiftçi sayısı azalıyor. Arazi sayısı el değiştiriyor. Eğer ürettiği üründen para kazanmazsa kapıya bir de icra geliyor.” diye konuştu
ÇİFTÇİ: “HAYVANLARIMIZI SATAMIYORUZ, ALICI YOK”
Sadık Çiftçi ise yaşadıkları sıkıntıları şöyle dile getirdi: “Şu an durum kötü. 2 yıldır sorun yaşıyoruz. Hayvanlarımızı da satamıyoruz. Sabahtan beri yaklaşık 10 tane tüccar aradık, 3 tane düve satacağız, satamadık. Düvelerimiz de gebe, şu an satacağımız düveler 6 veya 7 aylık gebe. Satamadık yani. Hayvanı satıp onu diğer masraflarda kullanmak istiyoruz ama alanda yok. Yaptığınız masrafa uygun bir fiyat istiyoruz ama o fiyatı veren yok. Herkes ölü fiyat veriyor.”
“Hayvancılık yapan sayısında da azalma var. Kredili kullanıyoruz, bankaya borcumuz var. Şimdi yonca yetiştireceğiz. Kendi hayvanımız için üretiyoruz, piyasaya satmıyoruz. Yani hayvancılık yapan eğer kendi yemini yetiştirmezse sürdüremez. Traktörümüz 60 litre, 2.500 liraya doluyor. Bundan 5 yıl önce 300–400 liraya doluyordu. Bu kadar arttı. Gübre alacağız, kart çekiyoruz. Üretici kartı olmasa bu çiftçiler çiftçilik yapamayacak. Dönüm başı 150 lira destek veriyorlar.”