• Pandemi süreci sektörü nasıl etkiledi?

Bu dönemde esnafımız genellikle öğle vakitlerinde dükkanını açtı. Buradaki amaç dükkanını temizlemek ya da vakit geçirmekti. Zaten Mayıs ayında toplam 15 gün sokağa çıkma yasağı vardı. Bunlar olurken telefon ve elektrik faturalarımız ve diğer dükkan giderlerimiz işlemeye devam ediyordu. Üstelik makinelerimizde kullanılan kimyasal ürünlerimizde bayatlamalar meydana geldi. İş olsa da olmasa bizim her gün makinelerimiz çalıştırmamız lazım. Kiralarımız ve personel giderlerimiz ona keza devam ediyor. Dolayısıyla bu süreç bizim için çok kötü geçti. Birçok kriz ve birçok sıkıntı gördük fakat Pandemi sürecindeki gibi bir sıkıntıya rastlamadık. Bu güne kadarki ekonomik krizler genellikle yaz dönemine denk geliyordu ve bizi fazla etkilemiyordu. Pandemi ise tam işlerimiz açıldığı döneme denk geldi. Yani en aktif olduğumuz sezonu başlamadan bitirmiş olduk. Sektörümüzde sezon 11-12'inci ayda biter, Mart ayında başlar. Mezuniyetler, düğün çekimleri, okul yıllıkları, okul fotoğrafları, nişan, sünnet gibi etkinlikler bu aylarda başlardı. Tam işlerimiz başlayacak deyip borçlarımızı ona göre yapılandırırken Pandemi geldi. Yasaklardan dolayı kamu kurumlarında durulma yaşandı. Yurt dışı seyahatleri kapandı. Bu nedenle pasaport, kimlik fotoğraf gerektiren işlemlerde işlerimiz aksadı. 1 Haziran'da yasaklar kalktı ama buna rağmen insanların kafasındaki tedirginlik devam ettiği için dükkanımıza gelen kişi sayısı hala eskisi gibi değil.

'ANLAŞMALAR YAPILAMADI'

• Düğün sezonunun başlaması sektörünüzü canlandırdı mı?

Düğün sezonunun 1 Temmuz'dan itibaren başlayacağı duyuruldu. Fakat bu konuda da insanların kafasında belirsizlik var. Bir taraftan toplu fotoğraf çekiminin olmayacağı söylendi, diğer taraftan düğündeki kişi sayısına sınırlama getirildi. Ayrıca düğüne katılanların maskeli olacağı söylendi. Normalde düğün salonlarında çekim yapan meslektaşlarımız sezon başlamadan önce düğün salonu sahipleri ile anlaşıp belli bir komisyon ile düğünlerin çekimini yapardı. Bu belirsizlikten dolayı bu anlaşmalar yapılamadı.

• Şu anda meslektaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunuyorsunuz?

Özellikle düğün salonunda fotoğraf çeken arkadaşlarımızla görüşmelerimizi yapıyoruz. 'Yapılan işin maliyetini almadan düğün salonlarına girmeyin' diyoruz. Düğün salonu sahipleri ile de görüştük. 'Fotoğrafçıları serbest bırakın, hiç biri size bağlı kalmasın, kendileri nasıl çalışmak istiyorlarsa öyle çalışsın' dedik. Fakat onlar da 'Eğer öyle olursa düzenimiz bozulmuş olur ve organizasyonda eksiklikler çıkar' diyor. Normalde, bir fotoğrafçı bir düğün salonuna orta segment kalite ekipman ile girdiği zaman an az 50 bin TL masraf yapmış olur. Çoğu düğün salonlarında amatör olarak fotoğraf çekmeye çalışan insanlar yetersiz ekipman ile kalitesiz işler yapıyor. Bunu sebebi de bazı düğün salonlarının maddiyattan kısması ya da fazla komisyon almasıdır. Durum böyle olanca da fotoğrafçılık yapan bazı arkadaşlarımız ekipmanlarını yenileyemiyor. Hatta bazen tanık oluyoruz ki makinalarda kullanılan hafıza kartları bile kırık olabiliyor. Bu da telafisi olmayan hatalara neden oluyor. Tüm bu sorunlarla ilgili meslektaşlarımızla istişarede bulunuyoruz. Bununla birlikte düğünlerde anlık olarak çekilen ve düğün bitiminde direkt olarak satılan fotoğraflar da riske girmiş durumda. Çünkü önümüzdeki düğün sezonunda kişi sayısının belli bir sınırı aşamayacağı söylendi. Dolayısıyla çekilen ve satılan fotoğraf sayısı azaldığı için kazanç da azalacaktır. Biz önceki dönemlerde 500-600 kişilik düğünlerde bile para kazanamıyorken 150-200 kişiden hiçbir şey kazanamayız.

'GERGİNLİK YAŞANABİLİR'

• Yani sektör için dengeler bozuldu?

Düğün yapacak kişiler ile düğün sahipleri arasında bir anlaşmazlık oluştu. Önceden yapılan sözleşmeler Pandemi nedeniyle ertelendi. Bazı kişiler düğünlerini iptal ettirmek istedi ama bazı düğün salonu sahipleri aldıkları kaporaları geri ödemedi. Salon sahipleri de, 'Biz de pastacısına, fotoğrafçısına, ışıkçısına kaparo verdik' diyerek kendilerini savundu. Şu anda da tüketici mahkemeleri bir orta yol bulmaya çalışıyor. Dengeler bozuldu. Bu beklemeden sonra ciddi bir gerginliğin yaşanacağını düşünüyorum.

'HERKES KENDİ İŞİNİ YAPSIN'

• Pandemi dışında fotoğrafçılık sektörünün sorunları neler?

Sektörümüzde kayıt dışı çalışan ve vergi ödemeyen kişi sayısı çok fazla. Bununla birlikte başka bir işle uğraşıp ek gelir olsun diye günlük yevmiye ile çalışan kişi sayısı da az değil. Bu kişilerin çoğunu da kamu kurumlarında çalışanlar oluşturuyor. Kimse kimsenin işine karışmasın. Herkes kendi işini yapsın. Bu durum hem bizim kazancımızı daraltıyor hem de mesleğimizin saygınlığına gölge düşürüyor. Üstelik kalifiye olmayan bu kişiler düğün sahiplerinin en mutlu günlerine de gölge düşürebiliyor. Bunu denetleyen bir mekanizma da yok. Bununla birlikte günümüzde kullanılan son model cep telefonları maalesef bizim sektörümüzü sekteye uğrattı. İnsanlar artık düğünlerde bile kendi fotoğraflarını kendileri çeker hale geldi. Önceki dönemlerde fotoğrafçı gelmeden kesinlikle çekim yapılmazdı. Sektör zaten daralmaya başlamıştı. Biz fotoğrafçılar olarak dik durmazsak birbirimize destek olmazsak sektörümüz daralmaya devam edecek.

• Bu süreçte devlet desteklerinden faydalandınız mı?

Bazı kamu bankalarının sağlamış olduğu düşük faizli kredi imkanından faydalanan arkadaşlarımız oldu. Fakat arkadaşlarımız Pandemi sürecinde birikmiş olan giderlerini karşılamak için bu kredileri aldı. Taksitler de bir sonraki ay başladı. Hala iş olmadan bu arkadaşlarımız taksitleri nasıl ödeyecek? Bunun yerine devlet, sigortalı personel çalıştıran kişilere asgari ücret desteği verseydi, en azından işten çıkarmaların önüne geçmiş olurdu. Pandemi öncesinde de aslında esnafımız personel giderlerini karşılamak konusunda sıkıntıdaydı. Bu nedenle sigortasız olarak personel çalıştırmak zorunda kalıyorlardı. Bunu istemeye istemeye yapıyorlardı. Bir de üstüne Pandemi eklenince bu sıkıntı daha da arttı.

• Bazı devler kurumlarında kurulan fotokabinler konusunda ciddi tepkileriniz olmuştu. Şu an gelinen noktayı anlatır mısınız?

Bazı resmi kurumlarda foto kabinler kurulmuştu. Bazılarında ise kurulma aşamasındaydı. Bu uygulama zaten iyice daralan sektörümüze ciddi zararlar verecekti. Gelir kapılarımızdan birisi olan vesikalık fotoğraf çekimi elimizden alınacaktı. Bununla ilgili Türkiye genelindeki arkadaşlarımızla birlikte tepkimizi dile getirdik. Meclise gidip şikayet ettik. Gelinen noktada bu fotokabinler kurumlardan çıkıp sadece AVM'lere kullanılmaya başlandı. Fotokabinler devlet kurumlarında olmayacak. Bunun üstesinden geldik.

'FOTOBANK PROJESİNİ DESTEKLİYORUZ'

• Son günlerde konuşulan fotobank sistemine nasıl bakıyorsunuz? Bize bu projeyi anlatır mısınız?

Proje Türkiye'de bir ilk olacak. Ankara'da konuyla ilgili çalışmalar devam ediyor. Biyometrik fotoğrafın bu projeden sonra her yerde tek sefer kayıtlara geçmesi yeterli olacaktır. Sistem, Türkiye'nin neresinde fotoğraf çekilirse çekilsin hepsini bir server, yani bilgisayar ağında toplayacak. TÜRKSAT'ın kontrolü altında oluşturulan alt yapı desteği ve kişisel verileri koruma kanununun esaslarına uygun olarak fotoğraf, bu ağ sayesinde kamu kurumları tarafından kullanılabilecek. Yani vatandaş, hangi kuruma giderse gitsin, o kurumda kullanılması gereken fotoğraf, ağ üzerinden temin edilebilecek. Bu sayede hem mesleki olarak daha profesyonel bir uygulamaya geçilmiş olacak hem de fotoğraflardaki kalite kaybının önüne geçilmiş olacak. Bu projeyi sonuna kadar destekliyoruz.

Editör: Haber Merkezi