Dernek üyelerinin iş sunumlarıyla başlayan toplantının açılış konuşmasında GGYD Genel Başkanı M. Nezih Allıoğlu, “Vergi bilinci, adil vergilendirme ve vergilerin nasıl harcandığını bilmek; yalnızca ekonomimizin gelişmesi için değil, demokrasimizin güçlenmesi ve toplumsal adaletin sağlanması açısından da büyük önem taşır. Vergiye sadece devletin bir gelir kaynağı olarak bakmamalıyız. Vergi, hepimizin ortak geleceğine yaptığı bir yatırımdır. Doğal olarak, ödediğimiz her kuruşun doğru, adil ve şeffaf biçimde harcanmasını bekleriz. Çünkü verdiğimiz verginin hesabını sormak, en temel demokratik hakkımızdır” dedi.
Toplum olarak vergi bilincinin gelişmesiyle hak arama kültürünün de güçleneceğini ifade eden Allıoğlu, “Güçlü bir vergi bilinci, güçlü bir demokrasi demektir. Çünkü verdiği ‘oy’un ve ödediği ‘vergi’nin peşine düşen bireyler, adaletin egemen olduğu bir toplumun temellerini atar” diye konuştu.

Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) Başkanı Veli Sarıtoprak, Siyaset Bilimci Volkan Memduh Gültekin ve GGYD Konya Şube Yönetim Kurulu Başkanı Cantürk Karçaaltıncaba’nın katılımcılar arasında yer aldığı etkinliğe, Ankaralı iş insanları yoğun ilgi gösterdi.


“Vergi Affı, Teknik Olarak 2026 Yılının Mayıs Ayına Kadar Mümkün Görünmüyor”

Vergi affı, vergi adaletsizliği ve Türkiye’deki vergi sistemi gibi başlıklar hakkında değerlendirmede bulunan Vergi Uzmanı Ozan Bingöl, yeni yıl itibarıyla birçok kaleme yüzde 25 oranında zam geleceğini öne sürdü. Her bütçe açığının vatandaşlar için vergi olarak geri döndüğünü söyleyen Bingöl, Orta Vadeli Program’a göre 2025-2028 yılları arasında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından toplanması hedeflenen vergi tutarının 58 trilyon 843 milyar lira olduğunu belirtti. Bingöl, 2002 yılından bu yana toplam 11 vergi affının yürürlüğe girdiğini hatırlatarak, piyasaların yeni bir vergi affı beklentisi içinde olduğunu belirtti. Ancak Bingöl, teknik olarak 2026 yılının Mayıs ayına kadar yeni bir vergi affının mümkün görünmediğini ifade etti.


“Hiçbir Ekonomi Politikası Hukuktan ya da Yargıdan Bağımsız Düşünülemez”
Uluslararası vergi rekabetininin kaybedildiğini vurgulayan Bingöl, “Ülkemizdeki temel sorun, verginin sadece gelir olarak görülmesidir. Verginin toplumsal ve sosyal amacı vardır; gelir dağılımı üzerinde etkisi vardır, bir ürünün tüketimini artırma etkisi vardır, toplumsal kuralları önceleyen bir yapısı vardır. Vergi, sosyal faydayı önceleyen bir unsurdur. Vergiye sadece gelir açısından, yani mali (fiscal) bir unsur olarak bakarsanız, asıl incelenmesi gereken noktalar gözden kaçırılır. Bugün yalnızca bir şirket kursanız ve hiçbir faaliyet yapmasanız bile, damga vergisinden kaynaklı olarak 15-20 bin lira arasında bir maliyet ortaya çıkar. Vergi öncelikle üretimi ve ihracatı teşvik eden bir mekanizmadır. Vergi, üretime ve istihdama dönüşmelidir. Vergiyi hukuktan bağımsız olarak göremeyiz. Hiçbir ekonomi politikası hukuktan ya da yargıdan bağımsız düşünülemez. Hepsi birbirine zincirleme biçimde bağlıdır. Mülkiyet hakkı, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü gibi unsurlar, ekonomiyi temelde ayakta tutan unsurlardır” diye konuştu.

Muhabir: Nursel Dilek Manavbaşı