Önceki yazımızda İsrail istihbaratının 1980’li yılların sonlarında FKÖ içinde toplanmış gerilla örgütlerini etkisizleştirmek amacıyla İslamcı militanları çatısı altında toplayacak HAMAS’ın kurulmasına ve güçlenmesine yardım ettiğini...

2020’li yıllara gelindiğinde bir çok Müslüman ülkede faaliyet gösteren Müslüman Kardeşler’in bir kolu olarak kurulan ve Suudi Arabistan ile Körfez emirlikleri tarafından desteklenen bu örgütün Filistin halkının önemli bir bölümünün desteğini alarak Gazze’de yönetimi ele geçirdiğini söylemiştik...

Ancak 2023 yılında ABD’nin patronluğu altında Suudi Arabistan ile İsrail’in yakınlaşması HAMAS’ı da büyük bir bunalıma ve yalnızlığa sürükledi...

“Aksa Tufanı” harekatı bu gerileme sürecini tersine çevirmek için yapılmış bir hamleydi.

***

Operasyon, askeri bakış açısından Gazze’yi üs olarak kullanan HAMAS’ın gerilla türü bir baskınıydı...

Bu yönüyle başarılıydı; ancak esas başarısı Filistin sorununu tam da unutulmaya başlamışken yeniden dünyanın en önemli gündem maddelerinden biri haline getirmek oldu...

Ne var ki bu başarı, Gazze’de yaşayan Filistin halkına hiçbir yarar sağlamadığı gibi onun trajedisine yeni bir halka ekledi.

***

Filistin halkının trajedisinin aslında çok uzun bir tarihi vardır...

Filistinliler aşağı yukarı Yahudilerle aynı dönemde, yani yaklaşık üç bin yıl önce Ege bölgesinden yola çıkarak bölgeye gelmişler ve zaman zaman eski Yahudi ve Mısır devletlerinin ordularında askerlik yapsalar da genellikle onlarla mücadele halinde olmuşlardır. 7. yüzyıldan başlayarak Sami kavimler arasında Müslümanlık yayılınca Yahudilik ve Müslümanlık arasındaki mücadele de kızışmış, Filistinliler Arap kavimleriyle birlikte çok tanrılı inançlarını terk ederek ağırlıklı olarak Müslümanlığı (küçük bir kısmı ise Hıristiyanlığı) benimsemişlerdir...

Araplarla Filistinliler arasındaki bu dinsel kaynaşma Filistinlilerin orijinal dillerinin unutulmasına ve yitirilmesine yol açmıştır. Böylece ortaya kimliğini yitirerek Araplar arasında eridiği halde onlarla tam olarak kaynaşamayan bir topluluk çıkmıştır.

***

Daha sonraki asırlarda Arabistan olarak tanımlanan bu bölge Osmanlı devletinin idaresi altına girmiş ve beş yüz yıla yakın bir süre nispi bir istikrar dönemi yaşamıştır...

Ancak sömürgecilik dönemi başlayınca Osmanlı İmparatorluğu’nun kendisi de bir yarı-sömürge haline gelmiştir. Bu dönemde İngiltere, Rusya ve Fransa bölgedeki çeşitli dinsel toplulukları etkileri altına alarak kendilerine bağlamışlardır...

Bu durum, Birinci Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti yıkılınca emperyalist ülkelerin bölgeyi sömürgeleştirerek aralarında paylaşmalarına yol açmıştır. Mısır, Suriye, Lübnan, Ürdün, Irak, Suudi Arabistan bölgeleri bu süreçte ortaya çıkmışlardır. Filistinlilerin ağırlıklı olarak yaşadıkları topraklar ise İngilizlerin denetimindeki Kudüs ve Ürdün bölgesinde kalmıştır.

***

İkinci Dünya Savaşı sonrasında bölgedeki devletlere İsrail de eklenmiştir...

İsrail’in özelliği halkının önemli bir bölümünün dünyanın çeşitli bölgelerinden gelen Yahudilerden oluşması ve ilk doğduğu andan itibaren İngiltere ve ABD egemenliğinin bir aracı olmasıdır.

Başlangıçta Kudüs merkezli kurulan ve küçük bir “devletçik” olan İsrail, bu iki devlette üslenen küresel Yahudi bankerlerin desteği ve burada toplanan Yahudilerin eğitim düzeyinin Araplardan daha yüksek olması nedeniyle kısa zamanda “yayılmacı” bir politika izleyen güçlü bir askeri/teknokrat topluluğa dönüşmüş, 1947 ve 1967 yıllarındaki savaşlar sonucu topraklarını hızla genişletmiştir...

Filistinliler, İsrail’in işgal ettiği bölgelerde topraklarından kovulmuş ve ağırlıklı olarak Ürdün topraklarına sığınarak buradaki “kardeşleriyle” bir araya gelmişlerdir...

Böylece ilk kez bir “Filistin milleti” kavramı doğmuş, İsrail ve Ürdün arasında bölünmüş olan halk kendine ait bir devlet kurma fikri etrafında birleşmiştir...

Bu düşünceyi hayata geçirmek için El Fetih başta olmak üzere Filistinli gençlerden oluşan gerilla örgütleri kurulmuş ve bu örgütler Gazzeli bir aileden gelen Yaser Arafat’ın liderliği altında Filistin Kurtuluş Örgütü çatısı altında toplanarak İsrail’e karşı tüm dünyanın dikkatini çeken bir mücadele başlatmışlardır.

(Devam edecek)