Mahmud, Etiyopya-Türkiye ilişkileri, Somali ile Etiyopya arasında yürütülen müzakere süreci ve eylülde Etiyopya'da düzenlenecek İkinci Afrika İklim Zirvesi'ne ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
"Anadolu Ajansı, geniş ağı, birçok dildeki içeriği ve yüksek kaliteli görsel prodüksiyonuyla tanınıyor." diyen Mahmud, bunun AA'nın dengeli bir platform olarak güçlü ve küresel varlık göstermesine imkan sağladığını vurguladı.
Türkiye'nin Afrika Boynuzu'nda barış ve güvenliğin sağlanması için attığı adımların önemine değinen Mahmud, Etiyopya ile Somali arasındaki anlaşmazlıkların üstesinden gelinmesi için Türkiye'nin arabuluculuğunda imzalanan Ankara Bildirisi'ne işaret etti.
Mahmud, Türkiye'nin, iki millet arasındaki farklılıklar nedeniyle köprü kurulmasına yardımcı olduğunu ve yapıcı görüşmeleri teşvik ettiğini dile getirerek, şunları söyledi:
"Ankara Bildirisi, Türkiye'nin istikrar, çatışmaların çözümü ve bölgesel işbirliğini desteklemeye bağlılığını öne çıkardı. Türklerin arabuluculuk çabaları, gerilimin hafifletilmesi, karşılıklı anlayışın güçlendirilmesi ve bölgede uzun soluklu barış girişiminin desteklenmesine katkı sağladı."
"Ankara Bildirisi'nin işler durumda olduğuna inanıyoruz"
Taraflar arasında diyaloğu güçlendirmek için verdiği çabadan ötürü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Mahmud, Etiyopya ve Somali liderlerinin birbirini ziyaret etmesinin ikili meseleleri görüşmek için iyi bir ortam hazırladığına dikkati çekti.
Mahmud, Somali ile Etiyopya arasındaki müzakerelerin seyri hakkındaki soruyu yanıtlayarak, teknik görüşmelerin ikinci turunun henüz yapılmamasına rağmen ilişkilerin iyi durumda olduğunu, görüşmelerin devam etmesini umduklarını, durması için bir sebep bulunmadığını anlattı.
İkinci tur teknik görüşmeler için henüz üzerinde uzlaşılan bir tarih bulunmadığını aktaran Mahmud, "Ankara Bildirisi'nin işler durumda olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.
Mahmud, liderlerin yanı sıra bakanlar düzeyinde de görüşmeler yapıldığını ve Etiyopya'nın Mogadişu Büyükelçiliğinin açıldığını hatırlatarak, sahadaki sağlıklı durumun varlığına işaret etti.
Ankara Bildirisi'nin barışçıl müzakereler için büyük yardımcı rol oynadığını vurgulayan Mahmud, tarafların bölgede barış için kararlılık bildirdiğini, bu nedenle görüşmelerin devam ederek verimli ilişkileri doğuracağını söyledi.
Mahmud, "İki ülke arasında daha iyi ilişkilerin olmasını umduğunuzu söyleyebilir miyiz?" sorusuna "Neden olmasın? Başka seçeneğimiz yok." cevabını verdi.
Teknik görüşmelerin konularından biri olan denizcilik alanındaki müzakerelerin tamamen durduğuna dair haberlerin doğruluk payına ilişkin soruyu cevaplayan Mahmud, "Bazı haberler duyuyorum. Bilmiyorum. Bu haberler resmi değil. Herkes bir şey söyleyebilir, ama bu bilgiyi doğrulamak çok zor, ister siz, ister ben veya başkaları olsun. Fakat hükümetim tarafından bu konuda tek bir noktaya değinilmedi." şeklinde konuştu.
İkinci Afrika İklim Zirvesi ve Türkiye-Afrika ortaklığı
Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da 8-10 Eylül'de Afrika Birliği (AfB) ile işbirliği içerisinde düzenlenecek İkinci Afrika İklim Zirvesi'nin iklim krizine küresel bir çözüm bulmayı hızlandırmayı ve Afrika'da yeşil kalkınmayı finanse etmeyi hedeflediğini belirten Mahmud, iklim krizi yükünün orantısız şekilde kıtanın omuzlarında olduğunun altını çizdi.
Mahmud, krize "Afrikalı çözümler" getirilmesi ve Afrika'nın küresel iklim görüşmelerine birleşik bir güç olarak etki edebilmesinin zirvenin odağında olacağını vurguladı.
"Türkiye-Afrika ortaklık ilişkisi geleneksel devletler arası ilişkinin ötesindedir. Bu ilişki, karşılıklı yarar sağlayan, şeffaflığı esas alan ve çok yönlü bir yaklaşıma odaklanan bir kazan-kazan ilişkisidir." ifadesini kullanan Mahmud, Türkiye'nin iklim kriziyle mücadelede gösterdiği güçlü liderliğin ve bağlılığın Afrikalıların iklim öncelikleriyle uyumlu olduğunu belirtti.
Mahmud, iklim zirvesinin Afrikalı milletler ile Türkiye gibi uluslararası ortaklar arasındaki çevresel işbirliğini güçlendirme fırsatı sunduğuna değinerek, Afrika-Türkiye stratejik ortaklığının kalkınma ve insani yardım, tarım ve gıda güvenliği, su temizliği, orman ve çevrenin korunması, altyapı ve teknolojinin yanı sıra barış ve güvenlik gibi temellere dayandığını söyledi.
Büyükelçi Mahmud, Türkiye ile ekonomik, ticari, kültürel ve eğitimsel bağlar kurduklarına da dikkati çekti.
Afrika, iklim kriziyle mücadele öncü rol oynamak istiyor
Küresel sera gazı emisyonunun yüzde 4'ünden azının kaynağı olan Afrika'nın, iklim değişikliğine asgari düzeyde sebep olduğunu vurgulayan Mahmud, kıtanın, bu duruma rağmen küresel iklim krizine çözüm bulunması için öncü rol oynamasının iklim zirvesinin ana mesajı olduğunu kaydetti.
Mahmud, "Afrika bu zorluğun sadece kurbanı değil. Afrika, daha ziyade bir yenilikçi ve politika üreticisi. Afrika, bu küresel zorluğun çözülmesi için liderlik etmek istiyor." dedi.
Devlet başkanları, kalkınma ortakları, özel sektör ve akademisyenlerin katılacağı zirvenin kapsayıcılığının Afrika önderliğinde tasarlanacak ve uygulanacak çözümler için önem arz ettiğinin altını çizen Mahmud, 5-7 Eylül'de de zirve öncesi etkinliklerin düzenleneceği bilgisini verdi.
Mahmud, Sahra Altı Afrika'nın tarımsal üretkenliğinin 1960'lardan bu yana yüzde 34 düştüğünü, Afrikalıların yüzde 60'ının yağmur suyuyla beslenen tarıma dayalı bir hayat sürdüğünü aktardı.
Kongo Havzası ormanlarının yılda 500 bin hektar kayba uğrayarak hızla küçüldüğünü dile getiren Mahmud, kıtanın tahmin edilemez hava olayları, kuraklık ve sellerle cebelleştiğini, bu durumun insanları yuvalarından ettiğini ve gıda güvenliğini tehlikeye attığını kaydetti.
Mahmud, Paris İklim Anlaşması çerçevesinde Afrika ülkeleri için belirlenen Ulusal Katkı Beyanları'nın 2030'a kadar tam olarak uygulanabilmesi için tahminen 3 trilyon dolar gerektiğini, kıtanın 2021-2022 döneminde yaklaşık 30 milyar dolar elde edebildiğini, bunun da iklim kriziyle mücadelede büyük bir finansal eksikliğe sebebiyet verdiğini anlattı.
İklim sorununa yerli çözümler
Afrika'nın, iklim kriziyle mücadele için yerli çözümler sunarak sadece bir kurban değil, çözümün kaynağı olduğunu göstermek istediğini söyleyen Mahmud, Etiyopya'da "Yeşil Miras Girişimi" adı altında 2019'da başlatılan yeniden ağaçlandırma programına işaret etti.
Mahmud, program dahilinde Etiyopya'da 1 günde 700 milyon, son 7 yılda ise 40 milyardan fazla fide dikildiğine dikkati çekti.
Kenya'nın 2030'a kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımı hedefiyle başlattığı proje kapsamında elektrik enerjisinin yüzde 90'ını jeotermal, su ve rüzgar gücünden elde etmesini örnek gösteren Mahmud, Afrika Birliğinin desteğiyle başlatılan ve Sahel bölgesinde 100 milyon hektar alanı canlandıran "Büyük Yeşil Duvar" gibi projelerin de iklim dirençliliği için emsal teşkil ettiğini vurguladı.
Mahmud, İkinci Afrika İklim Zirvesi'nde yenilenebilir enerjinin yanı sıra doğa ve teknoloji temelli çözümlere öncelik veren adil bir küresel finans sistemi talebinde bulunulacağını aktararak, zirvenin temasının "Telafiler Yoluyla Afrikalılar ve Afrika Kökenliler için Adalet" olacağını paylaştı.
İklim kriziyle mücadelede istenilen finansmanın başkalarının değil, Afrikalıların çözüm önceliklerine dayalı olması gerektiğini belirten Mahmud, kıtanın 2025 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP30) öncesinde bu konuda ortak sese bürünmesinin ve daha güçlü yatırım kanallarının ortaya çıkarılmasının zirvenin amaçları arasında olduğunun altını çizdi.
Mahmud, zirvede imzalanması beklenen Addis Ababa Bildirisi'yle iklim değişikliğiyle mücadelenin hızlandırılacağını ve yeşil bir gelecek için çağrıda bulunulacağını kaydetti.