Cumhurbaşkanı Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Johannesburg kentinde düzenlenen G20 Liderler Zirvesi dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

G20 Liderler Zirvesi'ni, Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ev sahipliğinde tamamladıklarını dile getiren Erdoğan, "Dayanışma, Eşitlik, Sürdürülebilirlik" temasıyla düzenlenen 20. Zirve'nin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Zirve sonrasında düzenlediği basın toplantısında kapsamlı bir değerlendirmede bulunduğunu anımsatan Erdoğan, G20 Zirvesi'nin ilk defa Afrika kıtasında düzenlenmesinden memnuniyet duyduğunu belirtti.

"Gazzeli kardeşlerimizin yaşadıkları zulüm gündemimizin ilk sırasındaydı"

Türkiye'nin, Afrika ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye atfettiği ehemmiyetin herkesin malumu olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu zirve, bu bakımdan ayrıca önemli ve anlamlıdır. Türkiye, bundan sonra da kıtayla işbirliğini, dayanışmasını her alanda ilerletmeye devam edecektir. Zirve vesilesiyle yaptığımız görüşme ve hitaplarda, Gazze soykırımından iklim krizine, sürdürülebilir kalkınmadan yeşil dönüşüme kadar birçok kritik konuya temas ettik. Ülkemizin bu meselelerdeki duruşunu ve politikalarını kayda geçirdik.

Gazzeli kardeşlerimizin yaşadıkları zulüm ve sıkıntılar, burada da gündemimizin ilk sırasındaydı. Gazze'de iki yıllık vahşetin ardından bizim de çabalarımızla sağlanan ateşkesin mutlaka korunmasının ve yeniden inşa faaliyetlerinin önemine dikkati çektik. En az gelişmiş ülkelerin Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nde geri kalmaması için ihtiyaç duydukları mali desteğin teminine vurgu yaptık. 'Kimseyi geride bırakmama' ilkesinin uluslararası topluma rehberlik etmesi gereğinin altını çizdik. Zirve vesilesiyle MIKTA liderleri olarak da bir araya geldik. Hepsi aynı zamanda G20 üyesi olan MIKTA ülkeleriyle işbirliğimizi gelecekte daha da güçlendireceğiz. G20 Johannesburg Zirvesi'nin tekrar hayırlı olmasını diliyorum."

"Enerji güvenliği artık bir lüks değil, stratejik bir zorunluluktur"

Bir gazetecinin, "G20'nin ilk toplantısının konusu da 'Kimseyi geride bırakmadan kapsayıcı ve sürdürülebilir iktisadi büyüme' idi. Bu bağlamda kervanın yolda kalmaması ya da geride kalanların olmaması amacıyla hem Türkiye hem dünya için yeni iktisat tedbirleri nelerdir?" sorusu üzerine Erdoğan, öncelikle oturum başlığının sadece bir slogan değil, küresel adalet arayışının ta kendisi olduğunu söyledi.

Dünya ekonomisinin son birkaç yılda yaşadığı sıkıntılardan çok yara aldığına, salgından sıcak çatışmalara, adına "ticaret savaşları" denilen zorlayıcı süreçlerden göçlere, iklim krizi ve doğal felaketlere kadar birçok ağır sınama ile karşı karşıya kalındığına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye olarak tüm bu süreçlerden biz de etkilendik. Ancak bütün zorlu imtihanlardan başarıyla çıkmasını bildik ve hızla toparlanıyoruz. Ülkeler günümüzde dünyanın herhangi bir yerindeki menfi gelişmelerden, krizlerden çok kolay etkileniyor. Bu nedenle küresel anlamda sürdürülebilir kalkınmayı bir ya da iki ülkenin gayretleriyle değil, topyekun ve kararlı adımlarla sağlayabiliriz.

Bu nedenle hem uluslararası platformlarda hem de ikili görüşmelerimizde daima işbirliğini önemsiyor, ülkelerin ekonomik anlamda da kazan-kazan anlayışıyla birbirlerine yaklaşmasının gerekliliğini ortaya koyuyoruz. Ekonomilerimizi çeşitlendirmeli, krizlere karşı dirençli hale getirmeliyiz. Enerji güvenliği artık bir lüks değil, stratejik bir zorunluluktur. Bu noktada altını çizdiğimiz önemli bir kavram da kapsayıcılıktır. 'Sadece ben ve çevremdeki kalburüstü ülkeler kazansın' anlayışı da bize göre sakattır ve sürdürülebilir olmaktan uzaktır. Daha adil bir dünya mümkün. Yeter ki büyük devletler, insanı merkeze alan politikaları samimiyetle yürütsün."

İsrail'in Filistin'de katliamlara devam etmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de barış planı Trump'a aitti ve bir manada ateşkesin de aslında garantörü oluyor kendisi. Ama Gazze'deki katliamı bu durum da maalesef engelleyemedi. Bu konuda Trump nezdinde bir girişimde bulunacak mısınız? Netanyahu'yu artık bu saatten sonra ne dizginleyebilir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Uluslararası toplumun kararlı, tutarlı ve yaptırım gücü olan bir irade ortaya koyması, ben inanıyorum ki Netanyahu'yu durduracaktır. Verdiği sözü bir çırpıda çiğneyen, göz göre göre çekinmeden cinayet işleyen bir canilikle karşı karşıyayız. İsrail'in doğruları konuşmadığını, insan öldürmek için bahane ürettiğini, Filistinlilere zulmettiğini artık herkesin anlamış olması gerekir.

Hamas, İsrail'in bütün bu provokasyonlarına karşı büyük bir sabır örneği ortaya koyuyor ve ateşkese bağlı kalıyor. Bu ateşkesin eksiksiz uygulanması şarttır. Filistinliler bir yandan da Gazze'deki insani felaketle mücadele ediyor. Onların bu zorlu mücadelesine destek olmak, bütün ülkelerin borcudur. Özellikle İsrail'i böylesi pervasız hale getiren ülkeler bir an önce elini taşın altına koymalıdır. Birleşmiş Milletler maalesef bugüne kadar üzerine düşeni yapamadı. Bundan sonra atılacak adımlarla Birleşmiş Milletler'in ağırlığını hissettirebilmesi şart. İsrail'e yönelik diplomatik baskının hissedilir derecede artırılması ve engelsiz insani yardımların bölgeye kesintisiz ulaşımının önünün açılması ertelenemez bir mecburiyettir. Bölgede kış kendini hissettirmeye başlıyor. Türkiye olarak Gazze meselesinde ilk günkü kararlılığımızı devam ettiriyoruz."

Kaynak: AA