Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 11. Kalkınma Planı kapsamında yürürlüğe konulan Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi çerçevesinde hazırlanan "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi"nin tanıtım programına katıldı.

MEB Şûra Salonu'nda gerçekleştirilen programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nda ve Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi'nde belirlenen hedefler doğrultusunda bu belgenin şekillendirildiğini, Millî Eğitim Bakanlığının bu stratejiyle uyumlu kendi yol haritasını hazırladığını söyledi.

Bir makro stratejinin başarılı olması için bütün bakanlıklar ve kurumlar tarafından sahiplenilmesinin son derece kıymetli olduğunu dile getiren Yılmaz, hazırlanan bu belgenin her bir öğrenciye, öğretmene, aileye dokunacak unsurlar içerdiğini, somut bir rehber niteliği taşıdığını belirtti.

Yılmaz; kamu yönetiminden sağlığa, güvenlikten iletişime her alanda yapay zekânın etkilerinin gelecek dönemde daha fazla görüleceğine işaret ederek şunları kaydetti:

"Bugün yapay zekâyla tüketicilerin ne tüketeceğini belirleyebilirsiniz. İnsanların birtakım algoritmalarla siyasi tercihlerini etkilediklerini biliyoruz. Savaşlarda otonom sistemler kullanarak, kendisi karar vererek insanları hedef alan mekanizmalar geliştirebilirsiniz. Birçok dikkatle değerlendirilmesi gereken riskler barındığını ifade etmemiz lazım. Dolandırıcılıktan sahte görüntülere varıncaya kadar bunları çoğaltabilirsiniz. Bu işin tabiri caizse karanlık, olumsuz tarafı, riskleri... Bunlara karşı elbette tedbir almamız lazım. Bunlara karşı bireyin haklarını, özgürlüklerini savunmamız lazım ama bir taraftan da yapay zekâ çok ciddi fırsatlar sunuyor. Çok ciddi verimlilik artışları getiriyor. Son derece önemli, etkili birtakım çalışmalarda kullanılabiliyor."

"Teknoloji üreten ülkeler, güçlü ülkeler hâline geliyor"

Bilgi ve teknolojinin güç demek olduğunu; bu gücü hukuka, ahlaka bağlı kalmadan, adaleti gözetmeden kullanan toplumların ne kadar yıkıcı olduklarının herkes tarafından gözlemlendiğini dile getiren Yılmaz, "Başkalarının merhametine güvenebileceğimiz bir dünyada yaşamıyoruz. Bunun farkına varmamız lazım. Yaşananlar, gördüklerimiz bunu bize öğretiyor. İbret almamız lazım. Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak her zaman haklıdan, adaletten, istikrardan ve barıştan yana olmaya devam edeceğiz ama bir taraftan da güçlü bir ülke olmak için ne gerekiyorsa yapacağız." dedi.

"Eğitimde fırsat eşitliği daha güçlenecek"

Millî Eğitim kanalıyla özellikle milyonlarca çocuğa, aileye bu teknolojinin ulaşmasının sosyal adaleti ve fırsat eşitliğini sağlamak bakımından son derece kıymetli olduğunu vurgulayan Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

"Aksi takdirde bu teknolojilerin böyle bir boyutu olduğunu da ifade etmek zorundayız. Bu teknolojiyle öğrencilerimiz artık sadece sınıf ortamına bağlı kalmadan ihtiyaç duydukları içeriklere erişebilme imkânına sahip olacak. Akıllı sistemler öğrencinin güçlü ve zayıf yönlerini analiz ederek kişiye özel destek sunabilecek, eksikler anında tespit edilecek ve öğretmenlerimize güçlü bir rapor sistemiyle yardımcı olmak imkânı doğacaktır. Böylece eğitimde fırsat eşitliği daha da güçlenecek. Ülkemizin en değerli kaynağı olan insan gücü, geleceğe çok daha sağlıklı bir zeminde hazırlanmış olacaktır."

Yılmaz, Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi Eylem Planı'nın tüm bakanlıklar, özel sektör ve STK'lerin geniş katılımıyla güncellendiğini ve 71 eylemin belirlendiğini hatırlatarak, "Dün Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız çok önemli bir çalışmayı duyurdu: Türkçe Büyük Dil Temel Modeli Sektörler Uyarlama Projesi. Bir taraftan da Türkçede yapay zekâ ile ilgili uygulamaları, bunun tabanını zeminini güçlendirmeye, arttırmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Öğretmenlerin yapay zekâ meselesini sahiplenecekleri ve kendi alanlarına bunu uyarlamalarıyla çok hızlı mesafe alınacağına yürekten inandığını dile getiren Yılmaz, bu konuda yapılan çabaların gençlere, öğrencilere katkıda bulunmasını, onların Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmesine destek vermesini temenni etti.

"Teknolojik imkânların çoğaldığı zeminde eğitimle kurulan bağı yeniden tanımlamakla mükellefiz"

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de programda yaptığı konuşmada teknolojik imkânların çoğaldığını, böyle bir zeminde eğitimle kurulan bağı yeniden tanımlamakla mükellef olduklarını söyledi. Bu bağı zihnî, ahlaki ve medeniyet ölçeğinde yeniden kurma mecburiyetinde olduklarını belirten Tekin, "Eğer bunu kurmazsak dünyada bugün İsrail'in İran'a saldırısıyla başlayan, insan haklarının ve hürriyetlerinin hiçe sayıldığı; işgallerin, hukuksuzlukların alıp başını gittiği bir çağı bizler teknolojik gelişmeler sayesinde kendimiz yaratmış oluruz." ifadesini kullandı.

Tekin, eğitim felsefesinin izini taşıyan "Eğitimde Yapay Zekâ Politika Belgesi ve Eylem Planı"nın insanı merkeze alan, teknolojiyi ise insanın değer dünyasıyla uyumlu biçimde konumlandıran perspektifle kaleme alındığının altını çizdi. Türkiye'de eğitimin uzun yıllar boyunca kendi tarihsel birikimiyle, kültürel kodları ve toplumsal gerçekliğiyle bağ kurmadan şekillendirilmeye çalışıldığını aktaran Tekin, evrensel ile yerelin bağını gözetmeyen, insanı anlamdan çok ölçüye indirgemeye çalışan bir anlayışın eğitim politikasına uzun süre egemen olduğunu dile getirdi.

Kaynak: Haber Merkezi