Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Ankara Tabip Odası (ATO), Etlik Şehir Hastanesinin açılması ile birlikte Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesindeki güncel sorunlara ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi İkinci Başkanı Dr. Ali İhsan Ökten, Merkez Konseyi Üyesi Dr. Onur Naci Karahancı, Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Dr. Muharrem Baytemür ve Genel Sekreter Dr. Mine Coşkun katıldı. Dr. Sami Ulus Eğitim Araştırma Hastanesinde diğer hastaneler gibi seçime kadar kapanmadan ama yavaş yavaş içi boşaltılarak fiili olarak kapanmaya başlandığı belirtilen açıklamada, 'Bu belirsizlik ve bölünmüşlük durumu asistan hekimlerimiz başta olmak üzere eğitim görevlisi ve uzman hekimlerimizi ciddi düzeyde kaygılandırmakta, eğitimin aksamasına yol açmakta, vatandaşların hizmete erişimini zorlaştırmaktadır. Bir an önce netleşme sağlanmalı, EAH vasfının korunmasına yönelik gerekli adımlar atılmalıdır' denildi. Yapılan açıklamada, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesinin 1963 yılında 150 yatak kapasitesiyle hizmete açıldığı, 23 Haziran 2008 tarihinde Zübeyde Hanım Doğumevi ile birleştiği aktarıldı. Hastanenin yakın zamanda Etlik Şehir Hastanesi'nin (EŞH) açılmasıyla farklı bir sürece evrildiği belirtilen açıklamada, şöyle denildi: '418 yatak, 40 eğitim görevlisi, 210 uzman, her dalda asistan ve bin 792 personel bulunmakla birlikte, bugün geldiği nokta itibariyle kapanmaya doğru gitmektedir. Eylül'de Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede, Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kısmen taşınarak 'TC Sağlık Bakanlığı Ankara Dr. Sami Ulus Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi' adı altında A-2 Dal Hastanesi rolünde hizmete devam etmesi ifade edildi. Ancak EŞH açılmadan bir gün önce 27 Eylül 2022 tarihli başka bir genelge ile kısmen Etlik Şehir Hastanesi'ne taşınacağı ve Eğitim ve Araştırma Hastanesi (EAH) vasfının devam edeceği belirtildi. Statü olarak önce A-2 Dal Hastanesi'ne çevrilen, kısa süre sonra yayınlanan genelge ile tekrar EAH olan Sami Ulus, bu statüsünü kağıt üstünde korumaktadır. Sami Ulus'ta uzmanların yüzde 70'den fazlası Etlik Şehir Hastanesi'ne gitti. Asistanlar Ekim ayında yapılan görevlendirme ile EŞH'ye gitti. Sami Ulus'a geçici görevle geliyorlar. 150 asistan EŞH'de, 16 asistan Sami Ulus'ta. Görevlendirmelerin neye göre yapıldığı, ne kadar süreceği belirsiz. Acil serviste ise mevzuata aykırı şekilde pratisyen hekimler uzmanlarla nöbet tutuyor. Asistan yok.'
'SERVİSLERİN ÇOĞUNLUĞU ARTIK HİZMET VERMİYOR'
Yan dallarda uzman sayısının ciddi oranda azaldığı ifade edilen açıklamada şu verilere yer verildi: 'Biyokimya: 2 uzmandan biri gitti, Çocuk cerrahisi: 12 uzmandan altısı gitti, Çocuk Kalp Damar Cerrahisi: 5 uzmandan ikisi kaldı, Çocuk Kardiyolojisi: 6 uzmandan dördü gitti. Tüm yan dal asistanları gitti. Anjiografi ünitesi kapatıldı. Çocuk Metabolizma ve Hastalıkları: 2 uzmandan biri gitti Çocuk Nefrolojisi: 5 uzmandan ikisi kaldı, Çocuk Nörolojisi: 7 uzmandan birisi kaldı. Tüm yan dal asistanları gitti, Çocuk Enfeksiyon hastalıkları: 4 uzman (2 kişi gitti, 2 kişi kaldı), Çocuk Gastroenteroloji: 3 uzman (1 kişi gitti, 2 kişi gitti), Çocuk Radyoloji: 6 uzmanın hepsi gitti, Radyoloji: 6 uzmandan biri kaldı, Çocuk Romatoloji: 2 uzmanın ikisi ve yan dal asistanları gitti. Romatoloji polikliniği kapatıldı. Yenidoğan (Neonatoloji): 10 uzmandan ikisi kaldı. Kapatılan ünite, servis ve poliklinikler: 3 pediatri servisi, Enfeksiyon hastalıkları servisi, Palyatif bakım servisi, Beştepe binasındaki yoğun bakım servisi, Beştepe binasındaki Yenidoğan yoğun bakım servisi, Çocuk Onkoloji servisi, Çocuk Hematoloji polikliniği, Çocuk Romatoloji polikliniği, Anjiyografi ünitesi, Sosyal pediatri polikliniği, Beştepe binasındaki acil servis, Çocuk cerrahisi servisi (ameliyat yapılmıyor), Çocuk kardiyovasküler kliniği (ameliyat yapılmıyor), Kadın doğum servisi (Kadın doğum kliniği tamamen kapatıldı ve tüm klinik Keçiören EAH'ne taşındı) İki ayrı yataklı servis olan Nefroloji ve endokrin servisleri birleştirildi, Radyoloji: Bilgisayarlı Tomografi ve MRG çekimleri devam ediyor. Haftada bir gün bir uzman hekim Etlik ŞH'den gelip çekimleri raporlayacak. Ancak anestezi ile çekim yapılmıyor. Şu anda devam eden servisler/poliklinikler: 2 yataklı pediatri servisi, 1 yoğun bakım servisi (aktif değil), 1 yenidoğan yoğun bakım servisi (aktif değil), Nefroloji ve endokrinoloji yataklı servisleri birleştirilip tek servis yapıldı, Acil servis (1 çocuk acil uzmanı var, nöbetleri pratisyen hekimler tutuyor) Poliklinikler: Genel pediatri poliklinikleri, Çocuk enfeksiyon hastalıkları polikliniği, Çocuk Gastroenteroloji polikliniği Çocuk Kardiyolojisi polikliniği, Çocuk Metabolizma ve Hastalıkları polikliniği, Çocuk Nefrolojisi polikliniği, Çocuk Nörolojisi polikliniği, Çocuk İmmünoloji-Alerji polikliniği, Gelişimsel pediatri polikliniği, Çocuk cerrahisi polikliniği.'
'VATANDAŞLARIN HİZMETE ERİŞİMİ ZORLAŞTIRILIYOR'
Sami Ulus Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin eğitim kadrosuyla birlikte Atatürk Sanatoryum EAH'ye taşındığı belirtilen açıklamada, 'Taşınma sürecinde 2 ay MHRS ile hasta bakılmadı. Elektif ameliyatlar yapılmadı. Ek binada pediatrik acil servis kapatıldı. Olası acil çocuk hastalar için pratisyen hekimler görevlendirildi. Bu süreçte eğitim klinikleri hasta göremedi ve asistan eğitimleri aksadı. Şu anda ise Sami Ulus EAH Beştepe ek binası Devlet Hastanesi'ne dönüştürülmüş durumda. Sağlık Bakanı sayın Fahrettin Koca'nın 21 Eylül günü paylaştığı 'Hiçbir hastanemiz kapanmayacak, yepyeni bir hastanemiz daha oldu' Tweete gerçeği yansıtmamaktadır. Dr. Sami Ulus EAH'de diğer hastaneler gibi seçime kadar kapanmadan ama yavaş yavaş içi boşaltılarak fiili olarak kapanmaya başlamıştır. Bu belirsizlik ve bölünmüşlük durumu asistan hekimlerimiz başta olmak üzere eğitim görevlisi ve uzman hekimlerimizi ciddi düzeyde kaygılandırmakta, eğitimin aksamasına yol açmakta, vatandaşların hizmete erişimini zorlaştırmaktadır. Biran önce netleşme sağlanmalı, EAH vasfının korunmasına yönelik gerekli adımlar atılmalıdır' denildi.
'KAOS DERİNLEŞİYOR'
Açıklamadan sonra söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Ali İhsan Ökten, Ankara'da Etlik Şehir Hastanesi'nin açılmasıyla birlikte sağlık alanındaki kaosun derinleştiğini belirtti. Eğitimin niteliksizleşmesinin akademik kadronun parçalanmasının, planlamalardaki bozulmanın hekimler açısından bir kaosa yol açtığını ifade eden Ökten, yurttaşlar açısından ise hizmet alımında ciddi sorunlar yaşandığını kaydetti. Sözleşme uyarınca Etlik Şehir Hastanesi'nin donanımının yüklenici şirket tarafından karşılanması gerektiğini belirten Ökten, 'Taşıma su ile hastane yapılmaz! Kabul komisyonu, başhekimlikler, sağlık müdürlüğü bunu nasıl onayladı? Sayıştay, raporlarında yer verdiği bu sorunlarla ilgili yargı yetkisini neden kullanmıyor?' diye sordu. TTB'nin ve tabip odalarının yeni hastane yapımına karşı olmadığının altını çizen Ökten, 'Biz bir hastane yapılırken diğer hastanelerin kapatılmasına, ülkenin geleceğinin ipotek altına alınmasına, sağlık hizmetinin şehrin bir ucuna toplanmasına, hastane kadrolarının ve tıbbi cihazların korunmamasına karşıyız' diye ekledi.
'BAZI BÖLÜMLERDE HOCA KALMADI'
Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Mine Coşkun da söz alarak asistanların eğitim süreçlerine ve iş yüklerine ilişkin durumu paylaştı. Asistanların Ekim ayı boyunca gündüz Etlik Şehir Hastanesi'nde, akşam nöbetlerinde ise Sami Ulus Hastanesi'nde usulsüz bir şekilde çalıştırıldıklarını belirten Dr. Mine Coşkun, 'Şu anda asistanların 150'si Etlik Şehir Hastanesi'nde, 16'sı Sami Ulus Hastanesi'nde görevlendirildi. Ancak önümüzdeki ay ne yapılacağı belirsizliğini koruyor' dedi. Dr. Mine Coşkun taşınmayla birlikte Sami Ulus Hastanesi'ndeki bazı kliniklerin eğitim kliniği olma özelliğini yitirdiğini şu örnekle açıkladı: 'Şu anda Çocuk Acil'de hoca yok. Uzman hekimle birlikte pratisyen hekimler çalışıyor.' dedi. Sami Ulus Hastanesi'ndeki asistanların eğitimlerinin büyük zarar gördüğünü, dersleri çevrim içi yaptıklarını aktaran Dr. Mine Coşkun asistanların hocalarıyla yüz yüze eğitim ve hastalarını danışma olanaklarının olmadığının altını çizdi. Acil, poliklinik ve servislerde asistanlardan insanüstü bir çalışma beklendiğini söyleyen Dr. Coşkun bu sürecin asistanları, eğitim almaktan çok sağlık hizmeti vermeye zorladığını belirtti. Coşkun Etlik Şehir Hastanesi'nin açılması sonrası yaşanan kaostan en çok asistan hekimlerin etkilendiğini ifade etti. Asistan hekimlerin ekim ve kasım aylarındaki çalışma koşullarını aktaran Coşkun, 'Bu çalışma biçimi usulsüzdür ve ne kadar süreceği belirsizdir. Eğitimler aksadı, birçok asistan hekimin yüz yüze eğitim hakkı elinden alındı. Bazı bölümlerde hoca kalmadı. Elektif ameliyatlar yapılamadı. İş yükü çok ciddi anlamda arttı. İşleyiş tamamen düzensizleşti. Asistan hekimler bu belirsizliğin son bulmasını ve eğitimlerin sorunsuz devam etmesini istiyor' ifadelerini kullandı.
'HEKİMLER İÇİN DİNLENME ALANLARI BİLE YOK'
Dr. Onur Naci Karahancı ise, 'Bu duruma bütün bakıldığında iktidarın sağlık politikalarında eğitimi ve fakir halkı dışladığı, sağlığı ulaşılamaz kıldığı ve özel hastaneleri güçlendirecek adımlar attığı görünüyor' dedi. Koruyucu sağlık hizmetleriyle ilgili hiçbir girişimin olmamasını eleştiren Dr. Karahancı, 'Kurdukları büyük hastaneler içerisinde hekimler için dinlenme alanları bile olmadığını gördük' dedi. 'Bütün baktığımızda meslek örgütlerinin üzerine doğruları söylediğimiz için gidiliyor' diyen Dr. Onur Naci Karahancı toplumun sağlığı ve eğitim hakkı yararına bu mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.
'İNSANLIK DIŞI ÇALIŞMA KOŞULLARI DAYATILIYOR'
Türk Tabipleri Birliği yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile hekimlerin üzerinde baskının artırıldığını ve insanlık dışı çalışma koşullarına zorlandıklarını ileri sürdü. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanarak, 12 Ağustos'ta Resmî Gazete'de yayımlanan 'Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği' ile ilgili Türk Tabipleri Birliği yaptığı açıklamada hekimlerin üzerinde baskının artırıldığını ve insanlık dışı çalışma koşullarına zorlandıklarını belirtti. TTB tarafından yapılan açıklamada hastanelerin döner sermayelerinin sürekli zarar etmekte olduğu ve Sağlık Bakanlığı'ndan gelen ödenekler kullanılarak 'taban ve teşvik ek ödeme'lerinin yapıldığı vurgulanarak, 'Sistemin tıkanıklığının çözülmesi için hekimlerin, etik ve bilim dışı 'ek randevu', 'yedek hasta' gibi yeni adlandırmalarla insanlık dışı çalışma koşullarına zorlandıkları görülmektedir. Son zamanlarda ek randevu ve mesai dışı çalışma gibi uygulamalarla hekimler üzerindeki baskının artırıldığı bilgisi tarafımıza iletilmektedir. Ek ödemeler sonrası birçok başhekim ve il sağlık müdürünün hekimlere, 'Artık haklarınızı aldınız, bundan böyle hastanelere başvuran kimseyi geri çevirmemelisiniz' gibi konuşmalarla baskı yaptıkları da yine bize iletilen şikayetler arasındadır' ifadelerine yer verildi. 4924 sayılı Kanuna Göre Sözleşmeli Sağlık Personeli İstihdamı adı altında aynı işi yapan iki hekim arasında 10 bin liradan fazla fark oluştuğunu ve adaletsizliğin daha da derinleştirildiği belirtilerek şunlar söylendi: 'Ayrıca bu sözleşme hakkının 'uyumlu' olana tanınacağı ve sözleşmeli olanlardan disiplin cezası alanların 10 bin liradan fazla ek ödemenin kesileceği tehditleriyle de hekimlerin hak aramasının ve emeğine sahip çıkmasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. 9 Kasım 2022 tarihinde yayımlanan 'Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'te de ek ödeme yönetmeliğinin konunun taraflarına danışmadan ve plansız şekilde hazırlanmasından kaynaklı eksiklerin bir kısmının tamamlanmaya çalışıldığı göze çarpmaktadır. Ayrıca yönetmeliğe karşı tepkimizin de etkisiyle bazı alanlarda taban ve teşvik ek ödeme katsayılarında bir miktar artış yapıldığı görülmüştür. Bu artışta, faaliyetlerinin gelir getirici olmaması nedeniyle teşvik ek ödemesi verilmeyen veya taban/teşvik ek ödemeyle ilgili katsayıları daha düşük olan ve uzun süredir memnuniyetsizliklerini dile getiren temel tıp bilimleri, il sağlık müdürlüğü, toplum sağlığı merkezi, entegre ilçe devlet hastaneleri, 112 acil sağlık hizmetleri istasyonlarında çalışan hekimlerin, kamu eczacılarının katkısı bulunmaktadır. Ancak sürekli olarak 'düzenlemelere düzenleme' yapılmasına rağmen, adil bir yapının hedeflenmediği de açıktır.'