CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM grup toplantısında şöyle diyor:
-'Beşli çeteler koca hazineyi soyuyor. İmar affı çıkar diye kat çıkılıyor, imar affı veriliyor. Soygunculara susuluyor, ses çıkarılmıyor. Şehirler rant üzerine inşa ediliyor. Dükkan kiralayan, birkaç metre kazanmak için kolonları kesiyor. Deprem oluyor, komşu şehirlerde kiralar fırlıyor. Küçük-büyük tüm fırsatçılara geçit veriliyor.'
-'Aç gözlülere tahammül ediliyor. Kendini akıllı sanan kurnazlar, devletine vergi takıyor, müşterisine kazık atıyor. İş insanları, mali müşavirleriyle yasa boşluklarını kovalıyor. Kibir alkışlanıyor, hırsızlığa göz yumuluyor. Düzen aynen devam ediyor. Hemen bir fırsatçılık yapılıyor, büyük-küçük herkes rantın peşinde.''
CHP liderinin sözlerine katılmamak mümkün değil.
Kendim ettim kendim buldum misali.
Bahar aylarında ülke genelinde seçim var.
Tabii, deprem felaketi bahane edilip, bir başka bahara ertelenmezse.
Muhalefet sözcüleri, ''Yasal düzenlemeler gayet açık. Böyle bir şey söz konusu olamaz.'' diyor.
Bazı muhalifler ise bir adım daha öne çıkarak, iktidar kanadına ''Aklınızdan bile geçirmeyin'' diye sesleniyor.
Durum bu. Ancak yine de ''Acabalar'' insanın beynini kemirmiyor değil.
Böyle zehaba katılanlar haksız da sayılmazlar.
Geçmiş dönemler, ''olmaz'' denilen pek çok şeyin olduğunu, ''olur'' denilenlerin de olmadığını gösteren örneklerle dolu.
Bu konu önümüzdeki günlerde gündemi epey meşgul edecek gibi görünüyor.
Depremin acıları biraz hafiflesin, kılıçlar çekilir…
Bir tarafta ''olmaz'' diyenler, öte tarafta ''ben yaptım oldu'' hesabındakiler.
Siyaset arenası da sallanacak belli ki…
Artık şiddeti ne olur, onu da zaman gösterir.
Milletin canı zaten burnunda.
Giden canlara mı yansın,
Kalanların çaresizliğine mi?
Ortamı daha fazla germemek gerek.
Zira millette ne sinir kaldı, ne sabır.
Neyse yasaların öngördüğü…
Kurulsun sandık.
Ak koyun, kara koyun belli olsun.
Olsun ama ortalığı şimdiden arenaya çevirecek açıklamalardan da kaçınmak gerek.
Doğru olan da bu.