Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Medeniyetimizde Şehir ve Mekan Temalı Şehircilik Zirvesi ve Kentkırım Sergisi'ne katıldı. Burada konuşan Erdoğan, "Şehircilik Zirvesi'ni gerek biz politika belirleyenler gerekse bu politikaları uygulama merciinde olan kurumlarımız açısından çok kıymetli buluyoruz. Zirvede sunulacak bildirilerin, buradan çıkacak sonuçların şehirlerimize, ülkemize, milletimize yeni ufuklar kazandıracağına inanıyor, zirvemizin başarılı geçmesini canı gönülden tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.

'YENİ ŞEHİRLER KURARAK COĞRAFYAYI VATANA DÖNÜŞTÜRDÜK'

Konuşmasında gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehirlerin insana bir kimlik bağışladığını vurgulayarak, "Gençler, şehir; medeniyetimizde, bir arada yaşanan mekan olmanın ötesinde, bizatihi kimlik ve kişilik sahibi bir muhatap olarak kabul edilmektedir. İnsan şehre bir kimlik verdiği kadar şehir de insana bir kimlik bağışlar. Tarihte ilim, kültür, sanat ve edebiyat erbabının şehirleriyle birlikte anılması; hemşerilik refleksinden ziyade şehrin, insana kimlik kazandıran işte bu yönünü vurgular. Bir diğer çarpıcı gerçek şudur; geleneksel şehir mimarimizde insanın kalbi şehrin kalbiyle, şehrin kalbi insanın kalbiyle birlikte atar diyorlar. Kentimiz, kendimizdir. Ve kentimizi nasıl gördüğümüz, kendimizi nasıl gördüğümüzün bir nevi aynasıdır. Türk-İslam şehir mimarisinde insanın hakkı gözetilirken şehirde beraber yaşadığımız küçük canlıların, kuşların, ağaçların, ufkun, gün ışığının hakkı da gözetilmiş, bunlara her zaman riayet edilmiştir. Türkiye özellikle de Anadolu, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şehircilik tecrübesine sahiptir. Bin yıldır yurt tuttuğumuz ve ebediyete kadar yurdumuz olacak bu topraklar dünya şehircilik ve mimari, tarihi açısından bir laboratuvar gibidir. Milletçe Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde bir yandan bu mirasın yaşayan yanlarını bütünüyle alarak yeni terkipler oluştururken, diğer yandan da kendi şehircilik anlayışımızı yansıtan yeni şehirler kurarak, coğrafyayı biz vatana dönüştürdük" diye konuştu.

'İSTANBUL'DA YAKTIĞIMIZ MEŞALEYİ TÜM TÜRKİYE'YE TAŞIDIK'

Tarihten bugüne şehircilik ve mimarinin önemi üzerinde duran Erdoğan, şunları söyledi:

"Gökyüzünü otağının çatısı olarak gören, kubbe mimarisini insanlığa hediye eden, 'Ev yaparken sırtını dağa, yüzünü bağa ver' atasözüyle sağlamlığı, ufuk açıklığını, tarım alanlarının korunmasını öğütleyen milletimizin, şehircilikte karşılaştığı açmazları iyi değerlendirmek, mimarimizi yeniden milli üslupla buluşturmak zorundayız. Fakat doğrusunu söylemek gerekirse dünya kültür tarihinde şiir, musiki ve mutfakla birlikte ilk sıralarda yer aldığımız sanatların biri de mimari ve şehircilik iken maalesef bu mirastan bugün yeterince istifade edemiyoruz. Bu zengin mirasın ve müktesebatın rehberliğinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızdan itibaren şehirlerimizi sadece inşa değil, daha önemlisi ihya etmek için canla başla çalıştık. Çöp dağlarının cephanelik gibi patladığı bir şehri, görev süremiz boyunca tüm Türkiye'de örnek gösterilen bir konuma getirdik. 4,5 yıl gibi kısa sürede musluklardan temiz su akmaya başladı. Kokudan yanına yaklaşılmayan İstanbul Boğazı'nın incisi Haliç, temizlendi. Çöp dağları kaldırıldı. İstanbul yeniden rahat bir nefes aldı. İnsanı merkeze alan hizmet ve eser odaklı yerel yönetim vizyonuyla İstanbul'da yaktığımız bu meşaleyi, son 23 senede tüm Türkiye'ye taşıdık."

'ONLARCA REFORMUMUZ SAYESİNDE ÇOK FARKLI BİR NOKTADAYIZ'

Hem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine geldiği yıllarda, hem de 2002 yılında görevi devraldıklarında on yılların birikmiş sorunuyla mücadele ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunların en başında da 1950'lerde başlayıp 1970 ve 1980'lerde zirveye çıkan düzensiz göç, çarpık kentleşme, gecekondulaşma ve hazine arazilerinin işgali gibi kronikleşmiş sorunlar bulunuyordu. Bunları görmezden gelmek yerine üzerlerine kararlılıkla gittik. Altyapı sorunlarını önemli ölçüde çözdük. Kentsel dönüşüm ve konut seferberliğiyle dirençli kentleşme konusunda tarihi adımlar attık. Karşılaştığımız tüm engellere rağmen iki milyonun üzerinde bağımsız birimi dönüştürmeyi başardık. TOKİ vasıtasıyla 1 milyon 750 bin konut ürettik. TOKİ projeleri sayesinde insanımız sadece ev sahibi değil, aynı zamanda iş sahibi oldu; bu projelerde istihdam edildi. Eser ve hizmet siyasetinde vatandaşlarımızın hayat kalitesini yükselttik. Bunu özellikle şunun için ifade ediyorum; biz bu adımları atarken kentsel tasarım, kentsel estetik veya kentsel dönüşüm gibi kavramlar kimsenin gündeminde değildi. Zira o yıllarda başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, Türkiye'nin şehirleri henüz en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyordu. Yolların çukurlarla dolu olduğu, temiz suyun evlere ulaşmadığı, bugünkü gibi, şehirlerin adeta kaderine terk edildiği günlerden bahsediyorum. Bugün şehirlerimizi geleceğe hazırlayan onlarca reformumuz sayesinde artık çok farklı bir noktadayız. Yeni nesil şehircilik anlayışımızın gerektirdiği altyapı yatırımlarının büyük kısmını tamamlamış bir Türkiye'ye bugün kavuştuk."

'ÖZGÜN VE YENİLİKÇİ PROJELERİ HAYATA GEÇİRİYORUZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölünmüş yollarla birbirine bağlanan şehirlerimizle, dağları delen tünellerimizle, kıtaları birleştiren köprülerimizle, dünya ölçeğinde havaalanlarımızla, yüksek standartlarda spor tesislerimizle, dünyada örnek gösterilen şehir hastanelerimizle, 81 ilimize kazandırmakta olduğumuz millet bahçelerimiz ve daha nice eserimizle 23 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir yere vardık. Şehircilik vizyonumuzu sürekli ileriye taşıyor, köklerimizden beslenerek özgün ve yenilikçi projeleri hayata geçiriyoruz. Eşim Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen 'Sıfır Atık' projemizle 81 şehrimizde tasarruf kültürünü olabildiğince yaygınlaştırıyoruz. Geçtiğimiz aylarda yürürlüğe giren İklim Kanunu ile doğa dostu, çevre dostu yeni bir ekonomik modele geçişin altyapısını kuruyoruz. Bir taraftan 6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerimizi ayağa tekrar kaldırırken, diğer taraftan da vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarını giderecek projeleri devreye alıyoruz. 81 ilimizde inşa edeceğimiz 500 bin sosyal konut projemizin başvuruları, dün itibarıyla başladı. Vatandaşlarımız, projemize gerçekten büyük ilgi gösteriyor. Milletimizin ev sahibi olma hayalini gerçeğe dönüştürüyoruz. Yine ilk kez İstanbul'da hayata geçireceğimiz kiralık konut uygulamalarımızla, enflasyonu körükleyen kira fiyatlarını dengelemeyi arzu ediyoruz" diye konuştu.

'SAĞLIKLI ŞEHİRLEŞME VİZYON İSTER'

Şehircilik anlayışlarını yenilediklerini, geliştirdiklerini ve güncellediklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kente göç hız kesmeden devam ediyor. Önümüzdeki dönemde şehirlerimizin daha da kalabalıklaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir. Dolayısıyla sorumluluk sahipleri olarak ne yapacaksak bu projeksiyonlar ışığında yapmak ve planlamak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin, iki boyutlu imar planı anlayışını yavaş yavaş geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı'nın şehirlerine hayat verecek üç boyutlu kentsel tasarım yaklaşımına geçmeye hazır olduğu görülüyor. Şehircilik zirvesi boyunca diğer başlıklar yanında bu konunun da enine boyuna tartışılmasında fayda olduğuna inanıyorum. Şu gerçeği sizler de gayet iyi biliyorsunuz; bir şehrin sınırlarını büyütmek, parselleri çoğaltmak, yapı izinleri vermek kolaydır ama sağlıklı şehirleşme vizyon ister, emek ister, güçlü bir irade ister. Sadece bina dikmekle bir kenti güzelleştiremeyiz, dönüştüremeyiz, içinde yaşayanlara huzuru getiremeyiz. O binaya nefes olacak yolu, parkı, meydanı yapmak, sosyal donatıları inşa etmek yani o şehri yaşatacak hayat damarlarını açmak gerekir. Bugün muhalefetin yönettiği birçok şehrimizde en temel sorun budur" dedi.

'YARA SARAN BİR ŞEHİRCİLİK ANLAYIŞIYLA ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'

Konuşmasının devamında muhalefet partilerinin belediyeciliğini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"İhmal, duyarsızlık ve vizyonsuzluk şehirlerimizin kaderi olmuş durumda. Yöneticisi olduğu belediyeyi arpalık olarak gören zihniyet, şehirlerimizin göz göre göre çürümesine, çökmesine, çoraklaşmasına seyirci kalıyor. 'Ne kadar çok yol yaparsak trafik o kadar sıkışır' diyerek trafik sorununu çözeceğini zannedenlerin elinde metropollerimiz 6-7 yıldır kelimenin tam manasıyla yeni bir fetret devri yaşıyor. Rüşvet, irtikap, iltimas, usulsüzlük, yolsuzluk iddialarının ardı arkası hiç kesilmiyor. Biz imar mantığından tasarım disiplinine geçmekten bahsederken, ana muhalefet partisi mevcut kazanımları bile koruyamıyor. Bizim 30 sene önce tarihe gömdüğümüz sabıkalı belediyecilik anlayışı ne yazık ki yeniden hortladı. Toplanmayan çöpler, bozuk yollar, akmayan sular, elinde bidonla su bekleyen insanlar muhalefet belediyelerinin tekrar rutini haline geldi. Eski Türkiye güzellemesi yapa yapa yönettikleri şehirleri 90'ların karanlık ve buhran dolu günlerine yeniden çevirdiler. Gençler, atalarımız ne demiş; 'At binenin, kılıç kuşananın.' Biz bunlara aldırmayacak, bunların beceriksizliğinden medet ummayacak, milletin emanetine gözümüz gibi bakmaya devam edeceğiz. Şehirlerimizi bu iş bilmezlerin, bu tembellerin insafına terk etmeyeceğiz. Sorun çıkaran değil çözüm üreten, yara açan değil yara saran bir şehircilik anlayışıyla çalışmayı gece gündüz sürdüreceğiz. Rabb'im yardım ve yardımcımız olsun diyorum. Bu düşüncelerle zirvemizin ülkemiz, şehirlerimiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını biliyorum" ifadelerini kullandı.

'RABBİM, ŞEHİTLERİMİZE RAHMET EYLESİN'

Erdoğan ayrıca, bugün Azerbaycan'dan Türkiye'ye gelmekte olan C-130 tipi askeri uçağının Gürcistan-Azerbaycan sınırında düştüğünü anımsatarak, "Enkaza ulaşma çalışmalarıyla ilgili ülke makamlarıyla koordineli biçimde çalışmalarımız devam ediyor. İnşallah, bu kazadan en az bir badireyle çıkarız. Rabb'im şehitlerimize rahmet eylesin ve dualarımızla inşallah onların yanında olalım" dedi.

Kaynak: DHA