CHP Niğde Milletvekili ve TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Ömer Fethi Gürer, hayvancılıkla uğraşan üreticilerle bir araya gelerek sektörün yaşadığı sorunları yerinde dinledi. Gürer, Türkiye’nin son 10 yılda yaklaşık 10 milyon büyükbaş hayvan ithal ettiğini, ancak bu politikanın üretimde kalıcı bir iyileşme sağlamadığını söyledi.
“Ahır giderleri, yem ve elektrik üreticiyi zorluyor”
Gürer, besicilik ve süt inekçiliği yapan üreticilerin “kazanmıyoruz” noktasına geldiğini belirterek, “Ahır giderlerindeki artış, veteriner hizmetleri, işçilik, yem ve elektrik fiyatlarındaki yükseliş, kuraklığın meraları verimsiz hale getirmesi gibi nedenlerle üretici ayakta kalmakta zorlanıyor” dedi.
“2010 yılında başlayan ithalat çözüm getirmedi, yerli ırk büyükbaş hayvan sayısı bir milyonun altına düştü. İthalat ne hayvancılığa ne de et fiyatlarına olumlu yansıdı. Paramız yurt dışına gitti ama sorunlar bitmedi” ifadelerini kullandı.
“Küçükbaş hayvancılık gelişmeli”
Türkiye’nin hayvancılık politikasındaki dengesizliklere dikkat çeken Gürer, “Büyükbaş hayvanda ithalata bağımlılık artarken, küçükbaş yetiştiriciliği yeterince desteklenmiyor. Oysa koyun ve keçi eti tüketiminin artması dışa bağımlılığı azaltır” dedi.
Gürer, süt inekçiliği işletmelerinin yüzde 76’sını oluşturduğunu, küçükbaş yetiştiriciliğin ise yalnızca yüzde 21 seviyesinde kaldığını belirterek bu oranın yükseltilmesi gerektiğini söyledi.
Üretici: Bir inekle geçiniyordum, şimdi 25 inekle geçinemiyorum
Niğdeli üretici Adem Akgümüş, artan maliyetler nedeniyle hayvancılıktan para kazanamadıklarını ifade etti.
“Dedemden babama, babamdan bana kalan işi sürdürüyorum ama kazanç yok. 1996’da bir inekle geçiniyordum, şimdi 20-25 inek, 150 koyunla geçinemiyorum. Yem 8 bin lira, saman 5 bin lira. Mazot aldı başını gidiyor,” dedi.
Mısır ektiğini ancak sulama giderlerinin de büyük yük oluşturduğunu belirten Akgümüş, “60-70 dekar mısır ekiyorum, elektriğe ayda 60-70 bin lira ödüyorum. Ödemeyince MEDAŞ gelip kesiyor” sözleriyle yaşadığı sıkıntıları dile getirdi.
“Kuraklık meraları bitirdi”
Kuraklık nedeniyle meralarda ot kalmadığını söyleyen üretici, “Eskiden meraya 6 ay çıkıyorduk. Şimdi ot yok. 15 yıldır kuraklıktan rahat yok. Yağış olmadı, ekin olmadı, hayvanlara kışın ne yedireceğimizi kara kara düşünüyoruz” dedi.
Gürer de bu tabloyu değerlendirerek, “1940’larda 44 milyon hektar olan mera alanı bugün 14 milyona düştü. Kuraklık ve verimsizlik yüzünden mera hayvancılığı bitme noktasına geldi” açıklamasında bulundu.
“Buzağı doğdu mu 10 bin lira masraf”
Üreticilerin desteklerin yetersizliğinden yakındığını belirten Gürer, “Eskiden ineğe, koyuna destek veriliyordu; şimdi buzağıya veriliyor ama buzağı ölümleri nedeniyle birçok üretici destek alamıyor” dedi.
Adem Akgümüş ise, “Bir buzağı doğdu mu 10 bin lira masrafı var. Veteriner giderleri, aşılar hepsi üreticinin sırtında. Hayvancılıkta artık geçim bitti” ifadelerini kullandı.
“Çiftçi yaşlanıyor, gençler bu işi yapmak istemiyor”
Gürer, Türkiye’de çiftçi yaş ortalamasının 60’a yaklaştığını belirterek, “Gençler tarım ve hayvancılıktan uzaklaşıyor. Bu da üretimin sürdürülebilirliği açısından büyük bir tehdit” dedi.
“Et fiyat dengesinin yolu üreticiyi desteklemekten geçiyor”
CHP’li Gürer, hayvancılıktaki sorunların et fiyatlarına doğrudan yansıdığına dikkat çekerek şu önerilerde bulundu:
“Uygun fiyatla et sağlamak için buzağı ve kuzu ölümleri önlenmeli, yem fiyatları sübvanse edilmeli, ithalat yerine yerli üretici desteklenmeli. Kamucu bir yaklaşımla kooperatifçilik güçlendirilmeli. Et fiyat dengesinin yolu üreticiyi ayakta tutmaktan geçer.”



