Maden alanının belirli bir bölümü için “ÇED gerekli değildir” kararı verilmesine tepki gösteren Ateş, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na bir soru önergesi verdi. Ateş, “Bu kararın, Maden Kanunu’nda değişiklik yapan kanunun Resmî Gazete’de yayımlandığı gün, eski mevzuata dayanılarak alelacele çıkarılması Mengenli hemşehrilerimizin kaygılarını artırmıştır. Bu, yalnızca bir maden izni meselesi değildir. Hukuku ve kamu vicdanını aşındıran, ‘yangından mal kaçırma’ anlayışının tipik bir örneğidir” dedi. Ateş, “Kanun değişikliğinin Resmi Gazete’de yayımlandığı gün eski uygulamaya göre karar almak, hem yasal ruhu hem de halkın güvenini yok saymaktır. Oldubittiye getirilerek verilen ‘ÇED gerekli değildir’ kararı kabul edilemez. Bu karar yeniden gözden geçirilmelidir” dedi.

Ateş, maden ocağının çevreye olası etkilerinin şeffaf ve bilimsel bir değerlendirmeden geçirilmediğini belirterek, bölge halkının tepkisini dile getirdi:

“BOLU KEYFİ KARARLARLA YÖNETİLECEK KENT DEĞİL”

“Bolu’nun doğal güzelliklerini madenlere feda edemeyiz. Bu aceleci ve kapalı kapılar ardında alınan karar, doğaya ve halkın iradesine açık bir saygısızlıktır. Mengenliler bu oldubittiye sessiz kalmayacak, haklarını sonuna kadar savunacaktır. Bolu’nun asıl zenginliklerinin yeraltında değil, yerüstünde bulunduğunu vurgulamaya devam edeceğiz. Eşsiz doğamızı birtakım çevrelerin kar hırsları için kurban veremeyiz. Mevzuatı arkadan dolaşarak ruhsat alanının belirli bir bölümü için ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı alınması şüphelerimizi ciddi biçimde artırıyor. Bolu keyfi, halkın rızası olmayan kararlarla yönetilebilecek bir kent değildir.”

YANIT BEKLEYEN SORULAR

CHP’li Ateş, Mengen’deki kuvarsit ocağı için verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına ilişkin olarak Bakanlığa şu soruları yöneltti:

“Birincisi; bu maden ocağı için ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının dayanağı nedir, hangi gerekçelerle bu karara varılmıştır? İkincisi; ocağın çevreye etkileri nasıl, hangi bilimsel yöntemlerle değerlendirilmiştir? Halkın sağlığı, su kaynakları ve doğal yaşam üzerindeki etkiler dikkate alınmış mıdır? Üçüncüsü; karar neden ruhsat alanının yalnızca çok sınırlı bir bölgesi için verilmiştir? Burada başka bir plan mı vardır? Dördüncüsü ve en önemlisi; Maden Kanunu’nda değişiklik yapılarak ‘ÇED gerekli değildir’ kararı kaldırıldığı gün, yani 24 Temmuz 2025’te neden eski mevzuata göre karar verilmiştir? Bu acele niyedir?”

Muhabir: Hatice GÜREL